banner2
banner34

Erdoğan'dan flaş ittifak açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu. Erdoğan ittifak konusuyla ilgili olarak, "İttifakta olmasını arzu ettiğimiz partiler kendilerine başka bir yol arkadaşı seçiyorsa onlara da 'Güle güle' demekten başka bir şey elimizden gelmez" dedi.

Erdoğan'dan flaş ittifak açıklaması
banner45

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları

Afrika seyahatimizde FETÖ’nün ülkemize ne kadar zaman kaybettirdiğini gördük.

Fransa, bize belli noktada akıl vermeye kalkanlar sadece Cezayir’de 5 milyon insanın katlini icra ettiler. İnşallah bu kıta ile ilişkilerimizi her alanda ileriye taşıyarak sürdürmeye kararlıyız. Bize yıllarca kara diye öğretilen Afrika’nın aslında ne kadar renkli aydınlık olduğunu gördükçe, kıtayı sömürenlerin vicdansızlıklarını ahlaksızlıklarını çok daha iyi anlıyoruz. Bu algının Senegal’deki Gore adasında se4mbolleştiği şeklinde eşya gibi alınıp satılan, işe yaramayanların da denize atılarak insanlara zulmü örtme gayretleri olduğu açıktır.

Bu anlayışla ilk fırsatta bu defa Afrika’nın en güneyine ineceğiz. Güneyini kapsayan bir seyahati daha planlıyoruz. Kıtada ayak basmadığımız yer kalana kadar durmayacağız.

Bir süredir güvenlik önceliklerimizin en başında Suriye’deki gelişmeler yer alıyor. Bugün 46’ncı gününe giren Zeytin Dalı harekatında görev alan tüm güvenlik güçlerimize rabbimden muvaffakiyetler diliyorum. Şüphesiz ki sefer bizden zafer Allah’tandır. Şu ana kadar 700 kilometre karenin üzerindeki bir alan teröristlerden temizlendi ve bizim kontrolümüz altında. Etkisiz hale getirilen terörist sayısı son aldığım rakam, 2872. TSK’mız ve Jandarma personelimizden 41 askerimiz ile ÖSO’dan 159 kardeşimiz şehit oldu. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.

“RACO VE ŞEYH HADİD, BÜYÜK ÇARPIŞMALAR SONUCU TERÖRİSTLERDEN TEMİZLENDİ”

Kime hizmet ettiği belli olmadan geberip giden teröristleri kimse hatırlamayacak. Ama biz şehitlerimizin hatıralarını ilelebet kalbimizde ve destanlarımızda yaşatacağız. Terör örgütünün sınırlarımızla olan irtibatı artık tamamen kesilmiş durumdadır. Örgütün ciddi yığınak yaptığı ve direniş gösterdiği yerler arasındaki Raco ve Şeyh Hadid, büyük çarpışmalar sonucu teröristlerden temizlendi.

“CİNDERESİ’NE BASKI CİDDİ DERECE ARTMIŞ BULUNUYOR”

Yine önemli direnç noktalardan olan Cinderesi’ne baskı ciddi derece artmış bulunuyor. Hem havadan hem karadan teröristler sıkıştırılıyor. Çok yakında burası da temizlenecek. Ve böylece Afrin kuşatmasının önünde bulunan en büyük engellerden birisi aşılmış olacaktır.

“HAREKATIN BUNDAN SONRASINDAKİ KISMININ ÇOK DAHA HIZLI İLERLEYECEĞİNE İNANIYORUM”

Bundan sonraki sıra Afrin şehir merkezindeki orada yuvalanmış olan teröristlere geliyor. Harekatın bundan sonrasındaki kısmının çok daha hızlı ilerleyeceğine inanıyorum.

Kahraman askerlerimizin nasıl sevinçle karşılandıklarını sizler de görüyorsunuz. Askerlerimizin diktikleri şanlı bayrağımızın dalgalandığı her yer adeta bir güven ve huzur yuvası haline dönüşüyor.

“HAKİKATLER ORTAYA ÇIKTIĞINDA, YALANLAR GÜNEŞE MARUZ KALMIŞ KARDAN ADAM MİSALİ HIZLA ERİYİP BUHARLAŞMAYA MAHKUMDUR”

Ana muhalefetin başındakiler veya temsilcileri, ÖSO’ya bir terör örgütü yakıştırmasını yapıştırmasını yapacak kadar densiz olsalar da bizim için onlar bizim o mücadeledeki en önemli kardeşlerimizdir. Beraber bu mücadeleyi verdiğimiz kardeşlerimizdir. Afrin’de attığımız her adımda karşımıza çıkan manzara, yaptığımız operasyonun ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Bugüne kadar bizim operasyonlarımızda kasti olarak bir sivilin zarar gördüğünü ispatlayamaz. Sosyal medyada bize mal etmeye çalışanların maskesi anında düşüyor. Hakikatler ortaya çıktığında, yalanlar güneşe maruz kalmış kardan adam misali hızla eriyip buharlaşmaya mahkumdur.

Dünyanın herhangi bir yerindeki tek bir kişinin bile bu yalanlara inanarak ülkemizle ilgili yanlış kanaatlere sahip olmasına gönlümüz razı gelmez. Biz doğruları söyleyelim, yalanların peşinden gitmek isteyenler varsa da kendileri bilir. Türkiye’nin DEAŞ ve PKK PYD terör örgütlerine yönelik operasyonları pek çok kesimin gerçek yüzünü de ortaya koyuyor. Amerika’da yaşayan bir kişi devletinin Afganistan’da Suriye’de Irak’ta okyanusların derinliklerinde yani binlerce kilometre ilerde yaptığı operasyonları kendi güvenliğinin bir gereği olarak görüyor. Benzer bir anlayış Avrupa’da da var. Türkiye sınırlarının sıfır noktasında terör tehditlerine karşı harekete geçtiğinde ise, karşımıza hayret bambaşka bir görüntü çıkıyor.

“KİMSENİN AMERİKA’YA ‘NE İŞİN VAR BURADA’ DİYE SÖYLEDİ Mİ?”

Amerika’nın Afganistan’daki operasyonları 17’nci yılını geride bıraktı. Irak’taki operasyonları da 18 yıla ulaştı. Kimsenin Amerika’ya ‘ne işin var burada’ diye söyledi mi? Bunlarla komşu mu? Değil. 10 bin kilometreyi aşkın bir yerden kalkıp buraya geliyorsun. Benim 911 km sınırım sadece Suriye ile var, 350 km sınırım Irak ile var. Oradan sürekli biz taciz edileceğiz. Biz sessiz kalacağız öyle mi? “Bulunduğunuz yerden hemen çekilin gidin” dediklerini duydunuz mu? Ama Türkiye’ye her gün hemen bitirip çekilin çağrısı yapılıyor. Bunu8 söyleyenler diğer ülkelerin hissettikleri tehditlerden daha mı önemsiz?

Terör örgütlerinin saldırılarında hayatlarını kaybeden, yaralanan vatandaşlarımızın canı, onların insanlarının canından daha mı kıymetsiz? Suriye’de katledilen bir milyon çocuğun, kadının, sivilin, topunun birden hayatının değeri onlar için ne ifade ediyor? Kapılarını kapattıkları mültecilerinin niçin ülkelerini terk ettiklerini hiç düşünüyorlar mı acaba? Türkiye 4 milyon mülteciye, hiç yüksünmeden, elinde avucundakini paylaşırken onlar üç beş mülteciyi alıp almamayı tartışıyorlardı.

Siz böyle bir şey yapabildiniz mi ya? Hanginiz Ege’de Akdeniz’de ölümle baş başa olan insanları topladınız? Siz orada ancak olsa olsa 6’ncı Filo ile gelirsiniz, savaş uçaklarınızla gelirsiniz. Avrupa ülkelerinin sahil güvenlikleri sığınmacıların botlarını delerken, biz hiç ön şart aramaksızın biz her masumun canını kurtarmanın peşindeyiz. Biz şunu biliyoruz, bir canı kurtarmak tüm insanlığı kurtarmak gibidir. Bu bizim aynı zamanda itikadi bir yaklaşımımızdır. Ama onlarda böyle bir anlayış yok. Aramızdaki fark bu.

Türkiye’nin Afrin’de El Bab’da ne yaptığını, Suriye sınırları boyunca her yerde ne yapmak istediğini milletimiz de dostlarımız da gayet iyi biliyor. Bizim bölgeyi asli sahibi olan Suriyeli kardeşlerimizin yaşayabileceği güvenli huzurlu, her bakımdan insani şartlara sahip bir yer haline getirmek istediğimizi herkes biliyor. Amerika, rusya onlarla da konuştuk. Tabi terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin derdi Suriye halkının esenliği ve geleceği olmadığı için bu çaba onların işine gelmiyor.

"BATSIN SİZİN KARARINIZ"

İşte buyurun. En son gelişmeler. Doğu Guta’daki gelişmeler yenilir yutulur mu? İnsanlığa sığar mı? BM Güvenlik Konseyi’nde karar alıyorlar, batsın sizin kararınız. İşleme konulmayan kararın insanlık için ne anlamı var ya? Siz insanları kandırıyorsunuz ya. Biz boşu boşuna dünya 5’ten büyüktür demiyoruz.

“DÜNYA ADETA BİR KORKULAR DÜNYASI OLMUŞ”

banner37
İkinci dünya savaşından bu yana tüm insanlığı dalga geçer gibi koymuşlar önüne, diyorlar ki “Biz 5 ülkeyiz. Dünyayı biz yönetiriz, biz ne dersek o olur” Dört tanesi bir şey söylüyor, bir tanesi aykırı bir şey söylüyor, o iş bitiyor. Bak 20 demiyorum 5 tane ülkenin sahip olduğu haklara onlar da sahip olsun. Dönerli bir şekilde bu halledilsin. Dünyada liderlere söylediğimizde hepsi de haklısınız diyor. Hiçbirisi sesini çıkartamıyor. Niye? Dünya adeta bir korkular dünyası olmuş. Ve bunun karşısında hiçbir ülke sesini çıkaramıyor. Hiçbir lider kalkıp konuşamıyor. Fakat nasıl olduysa hamdolsun Kudüs meselesinde 128 ülke sesini çıkarttı ve orada tavrını ortaya koydu.

“OLSUN BE, BİZİM ALLAH’IMIZ VAR. OLAYA BÖYLE BAKACAĞIZ”

Bütün bunlarla birlikte biz Türkiye olarak yalnız kalsak da, üzerimize düşeni yapacağız. Biz şunu biliyoruz. Allah’tan başka galip yoktur. Biz olaya böyle bakacağız ve böyle yürüyeceğiz. Onların tankları füzeleri uzaylara giden şusu busu her şeyi olabilir. Teknoloji olarak her şey olabilir. Olsun be, bizim Allah’ımız var. Olaya böyle bakacağız.

“BURADAKİ HEDEF ÇOK AÇIKTIR Kİ TÜRKİYE’DİR”

Ülkemizin sınırları boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunun rejimle de anlaşma sağlandığına göre tek bir hedefi olabilir. Bunun altını çiziyorum. O da Türkiye’dir. Nitekim, Afrin’de ele geçirdiğimiz yerlerdeki tüm tuzaklar, silahların namluları ne yazık ki ülkemize dönüktür. Hani dosttuk ya? Hani biz müttefiktik? Hani NATO’da beraberdik. Bunların hepsi aynen deve kuşu gibi. Rakka tarafındaki petrol sahası kavgasını saymazsanız, Fırat’ın doğusunda da aynı durum geçerlidir. Buradaki hedef çok açıktır ki Türkiye’dir. Türkiye’nin toprak bütünlüğüdür. İstedikleri kadar yalan söylesinler, istedikleri oyalama taktiğini kullansınlar, diplomasi oyunları oynasınlar. Biz bu gerçeği görüyoruz. Her fırsatta da yüzlerine vuruyoruz, vurmaya da devam edeceğiz.

Artık bizi kimin ne dediği değil, kimin ne yaptığı ilgilendiriyor. Gözümüzün içine baka baka söylenen yalanlardan artık gına geldi. O yüzden somut uygulamasını görmediğimiz hiçbir mutabakatın kıymeti harbiyesi yoktur.

“ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SİLAH DEĞİL, YÜREK İŞİDİR YÜREK”

Bu konuda 15 Temmuz bir milattır. Türkiye 15 Temmuz’dan önceki Türkiye değildir. o bir kırılma noktasıdır. Üzerine gelen darbeyi çıplak elleriyle püskürten, ölümün üzerine giden bu milleti yolundan döndürecek hiçbir güç tanımıyoruz. Özgürlük mücadelesi silah değil, yürek işidir yürek. İman işidir iman. Elhamdülillah bizim hem silahımız var, hem de kor gibi ateş gibi yanan yüreğimiz, tunç gibi sağlam imanımız var.

Unutmayın biz her an atılacak her adıma hazır bir ülkeyiz, hazır bir milletiz. Eğer böyle bir devlete karşı üç beş teröristi, çapulcuyu tercih edenler varsa bu cevabı da onların yüzlerine ve yüreklerine çok yakında çarparız. Bunu da bilsinler.

Maalesef ülkemizde çapı ve seviyesi düşen bir ana muhalefetle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Ülkemizin bekasını ilgilendiren her konuda bu partinin yanlış tarafta olduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz. Seçimlere ittifakla girilebilmesi hususu, bu daha önce farklı şekillerde uygulanmadı mı? İlk defa mı yapılıyor? Yok. Arzu eden bütün partiler ittifak kurabilirler.

Bu işin bir başka faydası da geçmişte kimi seçimlerde zaten yapılan ama adeta hülle yönetimi kullanılan seçim ittifaklarının hukuki zemine kavuşturulmasıdır. Seçim ittifakı konusunda MHP’nin birlikte oluşturduğumuz bu ittifak şu anda kararlı şekilde Meclis’te yürüyor. Niye birileri rahatsız oluyor? Neden? Ayrıca BBP de Cumhur İttifakı’nı desteklediğini ilan etti.

“GÜLE GÜLE DEMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY ELİMİZDEN GELMEZ”

Biz iyi niyetimizi samimiyetimizi hatta ısrarımızı defaatle ortaya koyduk. Önümüzdeki dönemde sadece seçimlerden başarılı çıkmanın yolunu açacak reformların da hazırlıklarını yürüteceğiz. Biz, ülkemizde her şeyden önce azami müştereklerimizin olduğu siyasi hareketlerle beraber olmanın ittifakını kuruyoruz. İttifakta olmasını arzu ettiğimiz partiler kendilerine başka bir yol arkadaşı seçiyorsa onlara da 'Güle güle' demekten başka bir şey elimizden gelmez.

Asgari müşterekler değil, onlarla beraber olamayız. Adımı da bunun için böyle attık. Biz ümmetin birliğini beraberliğini sağlamanın adımını atıyoruz ve bu ittifakın da buna hizmet ettiğine inanıyoruz.

AB oyun bozanlık etmemiş olsaydı, Türkiye AB üyesi olarak yerini alacaktı. Rusya ve İran ile anlaştığımız ve birlikte olduğumuz hususlar var, anlaşamadığımız karşı karşıya geldiğimiz konular da var. Türkiye’nin hiçbir ülkeye karşı ön yargısı yoktur. Biz herkesle konuşmaya, herkesle ortak projelere varız. Yeter ki bizim hassasiyetlerimize saygı gösterilsin. Asgari müştereklerin zemini azamiye dönüşsün.

Sen kalkacaksın Yunanistan’ın S300’leri gündeme geldiğinde ses çıkartmayacaksın, Türkiye S400’leri alacağı zaman sizlerde istendiğinde vermeyeceksin, ama Rusya ile anlaşınca NATO ülkeleri için bu yanlıştır diyeceksin.

Bu yönde sorgulamalara da gelemeyiz. Biz bu süreçte sağlam duracak.

Reform gündemimize sıkı sıkıya sahip çıkıyoruz. Ana muhalefetin milli politikalarımızı gölgeleme misyonu canımızı sıkıyor olsa da zerre kadar öneme sahip değildir. Bu partinin yöneticilerinin daha bugünden çabalar içine girmeleri 2019 ile ilgili ipuçları vermeye yetiyor. Şimdi bizim bir senemiz var, yerel seçimlere. Onun için bu yerel seçimler için hazırlıklarımızı kararlı şekilde sürdüreceğiz. Ardından Kasım 2019 malum parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Onun için de 2019’da bu desteği çok daha ileri seviyelere çıkartmak zorundayız. Bunun için tüm teşkilatlarımıza, milletvekillerimize çok önemli görevler düşüyor.

Kucaklayıcı olacağız, ürkütücü olmayacağız ve oluşturacağımız o milli ittifakın, cumhurun ittifakının çok sağlam zeminde yürümesinin adımlarını beraber atacağız. En geç yılbaşında belediye başkanları için seçim iklimine, kampanyaya girmiş oluyoruz. Hemen ardından da cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi geliyor. Kaybedecek tek bir saatimiz yoktur.

“KADININ GASP EDİLEN HER HAKKI TÜM İNSANLIĞA YÖNELTİLMİŞ BİR TEHDİTTİR”

Bizim için tabi her gün anneler, kadınlar günüdür, bir gün değil. 8 Mart Dünya Kadınlar günü olarak anılıyor. Çarşamba ve Perşembe gününde programlara katılacağız. Bizim için kadın her şeyden önce insandır. Kadının gasp edilen her hakkı tüm insanlığa yöneltilmiş bir tehdittir. Kadının maruz kaldığı her zulüm tüm insanlığın onuruna vurulmuş bir darbedir. Üstelik kadın diğer özelliklerinin yanı sıra anne ve eş sıfatlarıyla toplumda ayrı bir konuma sahiptir. Erkek ile kadını, tıpkı bir bedenin iki yarısı olarak düşündüğünüzde fonksiyonlarında farklılık olmakla birlikte aslında ikisinin aynı olduğunu görürüz. Hatta daha da ötesi, biri olmadan diğerinin bir anlamı yoktur.

Kadınlarla ilgili zaman içinde ortaya çıkan yanlış anlayışları, uygulamaları hakikatin kendisi olarak kabul etmiyoruz. Bizim için tek hakikat, insanlar arasında derisinin rengine diline boyuna posuna göre ayrım yapılamayacağı gibi cinsiyetine göre ayrımcılık olamayacağıdır. İnşallah kadınlarla ilgili tüm ayrımcı anlayışları ve uygulamaları ortadan kaldırarak yanlışların kökünü kurutacağız. Şunu unutmayalım, sevgililer sevgilisi Peygamberimiz ne buyuruyor? “Cennet annelerin ayakları altındadır” diye buyuruyor.

“LÜTFEN BU YAYINLARINIZI KESİNTİYE UĞRATIN. YOKSA MİLLETİ ÇİLEDEN ÇIKARTACAKSINIZ”

Ve ben de diyorum, annelerinizin ayaklarının altını öpün. Annelere ihanet edenler son zamanlarda biraz artmaya başladı. Ve televizyonların yayınları da iyice zıvanadan çıkartıyor. Medyaya da sesleniyorum. Lütfen bu yayınlarınızı kesintiye uğratın. Yoksa milleti çileden çıkartacaksınız.

Buradan bir kez daha tüm kadınlara selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum.

Güncelleme Tarihi: 06 Mart 2018, 09:57
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1