2023-10-14 12:47:25

Reçete olayındaki çirkinlikler ve yarattığı mağduriyetle

Emin Akkor

eminakkor@hotmail.com 14 Ekim 2023, 12:47

Adı “reçete yolsuzluğu” diye ortaya çıkılan, “reçete usulsüzlüğü”ne dönüşen sürece temkinli yaklaştığım için yorum yapmamaya özen göstermiştim. Ancak gelinen noktada “reçete olayı” diye adlandırdığım bu sürecin yarattığı birçok çirkinliği tartışma ihtiyacı duydum.

Siyasetçinin “temiz eller” misali gündeme getirip açıklamalarıyla şov yaptığı süreçte tutuklananların birçoğunun ilk verilerden bir suç şebekesinin içinde olduğu kanaati yüksek olmasına rağmen, itham edilen suça uygun olmayan, mahkemede suçla ilişkilendirilemeyenlerin görülmeye başladığını da gözlemliyoruz.

Doktor bir reçeteyi yazarsa ve hasta o ilacı almıyorsa veya eczanede bulunan reçete üzerinden doktoru suçlamaya geçmeden önce, kelepçeli olarak tutuklayıp mahkemeye çıkartmadan yapılabilecek birşeyler olduğuna inanıyorum. Yeter ki isteyelim, bu yapılabilir.

Tüm toplumun gözü önünde cereyan eden mahkeme sürecinde her gün birileri kelepçeli bir şekilde mahkemeye çıkartılarak tutuklulukları talep ediliyor. Neden? Delilleri karartmasınlar diye. Bilinçli suç işleyen biri bu konu gündeme gelişinin ardından geçen bir ay içerisinde zaten delilleri karartmıştır, ki her yerde torbalarda ilaçlar bulunuyor. Bugün delil karartma gerekçesi anlamını yitirmiştir. Ama klasikleşen ifadelerle mahkeme de tutuklulukları uzatıyor.

Doktor ve eczacıların kriminal suçlu gibi gösterilmeleri kamu vicdanını rahatsız ediyor. Hele de Sibel Siber’in mahkemeye çıkartılması ve tutukluluğu uzatma talepleri gerekçelendirilirken altı dolu söylemlerin olmaması, toplum genelinde bahse konu suçu işlemeyeceği kanaatini oluşmuşken, bu sürecin güven erozyonuna uğradığı eşikteyiz. Polis ve savcılığın daha da titiz davranmaması durumunda sürecin tümüne sorunlu bakış şekillenecektir.

Gözaltına alınan kişilerin insanlık dışı ortamda tutulduklarını serbest kalanlardan öğrendikçe polis de artık zan altına girmiştir. Tahta kuruları arasında uyumaya terk edilen, tuvalete gitmesinde zamansal sorunlar çıkartıldığı için su şişelerinin içine tuvaletini yapmak zorunda bırakılan kişilere karşı devlet bir insanlık suçu işlemektedir. O kötü ortamın psikolojik çöküntüsünü azaltabilmek için kafalarını dağıtmak isteyenlerin kitap taleplerinin kabul edilmemesini anlamak mümkün değildir.

Tutuklamalarla birlikte herkese öyle bir korku sarıldı ki, tepki olarak doktorlar artık sigortalılar için reçete düzenlemeyeceğini ilan ediyor. Bunun yanında birçok doktor ve eczacı yeni reçete düzenlemekten kaçındıkları için sosyal sigortalılar ve emeklilerin oluşan mağduriyeti gelecek kötü günlerin habercisi oldu.

Korku ikliminden dolayı reçete yazılmamasıylahastaların mağdur olmasını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu’nun tasarruf olarak lanse etmesi talihsizliğini bile yaşadık. 

Bu dönemde süreci şovla başlatanların batacağı günlerin yakın olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Yukarıdaki sorgulamalarım, reçete olayı soruşturmasına son verilmesini istediğim şeklinde algılanmasın. Soruşturma yöntemi, hükümetin oluşacak mağduriyetleri düşünmeden konunun üzerine atlaması, asgari ücretli sigorta çalışanı ve düşük maaşlı emeklilerin tek can simitlerinin ellerinin altından kayıp gidip daha da fakirleşmelerinin yolunun açılmasındaki umursamazlıktır tepkimin odağında.

“İyilikten maraz doğduğu” bir sürece gelen reçete olayının tek suçsuzu olan sigortalıların ilaç temininin bürokrasiden uzak, pratik ve güven ortamında yapabilmesinin sorumluluğu Sadık Gardiyanoğlu’ndadır. Sayın bakan bu sorunu hızlıca çözemezse bu sürecin altında esileceğini umarım görebilmektedir. Zaman kaybımız yok.

Yorumlar (3)

Göksel R. Saydam 7 Ay Önce

Reçete yolsuzluğunda üç taraf vardır Doktor, eczacı ve kamu. Kamu ödemeyi yapan taraf olarak devletin mali güvenliğini sağlaması gerekir. Bunun da en etkili güvenlik önlemi zaman ve zaman örneklem usulü ile izleme ve denetimler gerçekleştirmektir. Bu uygulama yapılmamış ise ilgili görevliler ile yetkililerin kusur ve/veya ihmali olmuştur.

Mustafa Ilkan 7 Ay Önce

Her işimiz gibi bunu da yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Bunu siyasi ranta çevirmeye çalışamlar daha da ileri giderek "temiz eller" operasyonundan söz etmeye başladılar ama o kadar ironik durdu ki kimse buna inanmadı ve bu olaylar etki değil tepki yarattı. Sorun sistemseldir. Mutlaka sistemin deliklerini kulllanarak suistimal varsa da ortaya çıkarılmalı ama yöntem KESİNLİKLE bu ve böyle olmamalı.

Şerife Vuruşkan 7 Ay Önce

Çok güzel bir yazı

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.