Bağımsız Medya’nın 6 ayda 19 kişinin trafik kazalarında hayatını yitirdiği haberinde Mehmet Avcı’nın “Trafik kazalarının olması sürpriz değildir, çünkü bu ülkede halen yol güvenliği ve trafik kazalarının önüne geçmek için önlem alınmadı” şeklindeki açıklaması içinde bulunduğumuz durumu tüm gerçekçiliğiyle ortaya koymaktadır.
Trafik kazalarını Önleme Derneği Başkanı, 3 yıldır trafik kazalarını önlemek için hiçbir adım atılmadığını söylüyorsa, burada hükümet ve devlet makamlarının ihmalini sorgulamak gerek.
Trafik kazalarında devletin rolünü tartışmaya başlamak için eğitim, önlem ve yolların altyapısı üzerinden ilerlediğimizde ölümler, yaralanmalar ve maddi zararlarda devletin büyük ihmalinin rolü olduğunu düşünenlerdenim.
Uzmanların, trafik kazalarını, “kaza” değil “çarpışma” olarak değerlendirmesinin nedeni kaderciliğe ya da bir kaza sonucu yaşandığı algısının yerleşmemesi ve bir ihmalden kaynaklandığının göz ardı edilmesinin önüne geçmek içindir. Bu noktadan da hareketle kadere sarılıp ihmali tartışmadığımız sürece rakamsal bilgiler vererek geçen yıllara göre kaza sayısı ve ölen sayısını konuşacağız.
“Kontrolünü kaybeden aracın yoldan çıkmasıyla meydana gelen kaza” şeklinde başlayan haber cümlelerinin ayrıntısında genellikle bariyer olmadığı için yüksek yollardan çıkan araçların uçurumdan düşme etkisinin sonucu görülmektedir.
Bisiklet yollarını önemsemeyip sembolik kulvarların ötesine geçemediğimiz için, bisikletli ölümleri kayıtlara, “bisikletin otobüse çarpması” şeklinde not düşülmekle kalıyor.
Şehirlerarası yolların karanlık oluşunun yarattığı tehlikeye dikkat çekenlerin dilinde tüy bitmesi yetmezmiş gibi artış şehir içi yollar da karanlık. Yolların ve kentlerde caddelerin karanlık olmasını kanıksayacak kadar vurdumduymaz hale geldik.
Seyrüsefer ve trafik cezaları, devlet ve belediyelere düzenli bir gelire dönüşürken, buralardan tahsil edilen paranın trafiğe aktarılması talep edilen ama umursanmayan bir konu olarak kalmaya devam ediyor.
Trafik kazası yapanlara uyuşturucu testinin de yapılmasının önemi son yıllarda akıllara durgunluk verecek şekilde meydana gelen çarpışmalarda kendini göstermiştir. Uyuşturucuyla ilgilenen uzmanlar, bazı kazalara uyuşturucunun yol açtığına dair bulgulara ulaşmışlardır.
Denetim eksikliği her zaman tartışılan bir durum ama buna bir yenisi daha eklendi. Özellikle üçüncü ülkelerden gelenlerin dahil olduğu kazalarda ciddi bir artış oldu. Bunda sayılarındaki artış yanında araç kullanma yeterliliklerini de uzmanlar tartışmaya açtılar. Yurtdışından gelenlerin ehliyetlerinin sahte olup olmadığını denetleyen bir mekanizmanın işletilmemesi bu endişelere dayanak oluşturuyor.
Devletin yukarıda sayılan önlem almadığı noktalar, aslında mevcut durumun geriletilmiş bir hali olduğu için daha acı bir durumdayız. Mevcut durumun iyileştirilip önlemlerin hayat kurtaracak şekilde artırılması beklenirken, trafik ve yol güvenliği konusunda yeni sorunlara tanıklık ediyoruz.
Özellikle ölümlü kazalarda devlet ya da hükümet suçlandığında hiçbir kimse gocunmuyor da. “Sin de gulle geçsin” modundan çıkmadığımız sürece daha çok canlarımızın ardından gözyaşı dökeceğiz.