banner2
banner34

DAÜ hemşirelik bölümü Organ Bağışı Haftası ile ilgili açıklamalarda bulundu

banner35

DAÜ hemşirelik bölümü Organ Bağışı Haftası ile ilgili açıklamalarda bulundu
banner46
banner47

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Gülten Sucu Dağ ve Öğretim Görevlisi Gülcan Dürüst Sakallı 3-9 Kasım
Organ Bağışı Haftası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer
verildi:
“Organ Bağışı ve Organ Nakli”
“Yaşamak da Güzel, Yaşatmak da…”
“Organ/doku nakli; vücutta çeşitli nedenlerle işlevini yitiren organ/doku yerine canlı ya da ölü
bir vericiden alınan sağlam bir organ/dokunun hasta kişiye nakledilmesidir. Organ/doku nakli,
farklı tedavi yöntemleri ile tedavi edilemeyen ve yaşamı tehdit eden, son dönem organ
yetmezliği olan hastalara önerilen, yaşamı koruyucu ve sürdürücü en iyi tedavi seçeneğidir.
Organ/doku nakilleri bir canlıdan başka bir canlıya veya kadavradan başka bir canlıya nakil
şeklinde gerçekleşmektedir. Kadavradan nakil; çeşitli durumlar nedeniyle beynin geri
dönüşsüz hasarı (beyin ölümü) gerçekleşen hastanın yakınları ya da hayatta iken kendi
istediği ile beyan etmiş olmasına istinaden yapılan nakil işlemleridir. Organ/doku naklindeki
amaç; hastanın yaşam kalitesinin azalması, yaşam süresinin kısalması, ölüm riski sosyal
finansal sorunlar gibi birçok sınırlamanın/sorunun ortadan kaldırılarak yaşam kalitesinin
artırılmasıdır.
Organ yetmezliği ve buna paralel ilerlemeyen bağışçı sorunu tüm dünyada olduğu gibi
KKTC’de de giderek artmaktadır. KKTC’de organ nakline ilişkin ilk yasal düzenleme 2014
yılında gerçekleştirilmiştir. Organ naklinin işleyişine ilişkin usul ve esasları düzenleyen
tüzüğün 2015'te yürürlüğe girmesiyle birlikte; Sağlık Bakanlığı verilerine göre, KKTC'de 28'i
kadavradan, 23'ü canlı vericiden olmak üzere 51 böbrek nakli, 3 de kalp nakli yapıldı. Kalp
nakli, sadece KKTC için değil Kıbrıs için ilk oldu. Ayrıca, 2 böbrek, 5 kalp ve 8 karaciğer de
bağışlanarak Türkiye Cumhuriyeti'ndeki hastalara nakil yapılmıştır. KKTC`de; günümüze
kadar yapılan 54 organ naklinin 51`ini böbrek nakil ameliyatları oluşturmaktadır. KKTC’de
çoğunlukla böbrek nakilleri gerçekleştirilmiştir. Böbrek nakli ardından alınan bilgilere göre 3
kalp nakli de gerçekleştirilmiştir. Son bilgilere göre 200’ü aşkın böbrek nakli bekleyen ve
40’a yakın ise kalp nakli bekleyen hastamız mevcuttur. Organ nakli bekleyen hasta sayımız
her geçen gün artmakta ancak bağışçı sayımız dünya ile benzerlikte yetersiz orandadır.
Dünya genelinde milyonlarca insan organ ve doku yetmezliği nedeniyle hayatlarına sağlıklı
bir şekilde devam edememektedir. Hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam edebilmeleri için
organ/doku nakline gereksinim duymaktadırlar. Gereksinim/ihtiyaç duydukları organ/dokuya
ise canlı vericiden veya kadavra vericiden ulaşabilmektedirler. Doku/organ nakline

banner37
gereksinim duyan insanların önündeki en büyük engel ise organ bekleme listelerindeki
sayının giderek artması ancak bağışçı sayısının ise buna oranla düşük olmasıdır. Bu durum
değerlendirildiğinde ‘kişinin sağlığında, kendisi öldükten sonra organlarının kronik organ
yetmezliği olan hastalara nakledilmesi için bağışlaması’, ‘bir kişinin hayatta iken serbest

iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi
için kullanılmasına izin vermesi ve bunu belgelemesi’ olarak adlandırılan organ ve doku
bağışının gerçekleşebilmesi için tek çözüm yoludur.
Bu kapsamda toplumsal ve bireysel bilincin oluşturulması ve farkındalığın artırılmasıyla
organ/doku nakillerinde bağışların artması ile sağlanması mümkün olabilmektedir. Bunun için
ise bireysel ve kitlesel olarak toplumların sağlık alanında bilgi edinmesini ve bu bilgilerin
yayılmasını sağlayacak en etkili yolların belki de başında ve en önemli kaynakları arasında
kitle iletişim araçları yolu organ bağışı hakkında toplumu bilgilendirmek gelmektedir. Küresel
organ yetersizliğinin temel nedeni, uygun organların bulunmaması değil potansiyel
bağışçıların gerçek bağışçılara dönüştürülememesi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bireyler
organ bağışına yönelik olumlu tutumlara sahip olmasına rağmen, günümüzde organlarını
bağışlayan bunu belgeleyenlerin sayısı oldukça yetersizdir. Organ bağışını etkileyen en
önemli faktörler; Bireysel inançlar (dini, aile, kültürel, sosyal ve beden bütünlüğü), organ
bağış süreci, sağlık sistemidir (önceki olumsuz deneyimler). Olası organ bağışçılarının bağış
yapmamasının temel nedeni aile üyelerinin rızasının olmamasıdır. Bu nedenle organ bağışı
konusunda düşüncelerimizi çekirdek aile üyelerimizle paylaşmamız belki de bir gün ölürken
bir yaşam kurtarma, birine yeni hayat verme imkanı verecektir. Diğer bir önemli neden ise
ölen bir yakınının organlarını bağışlamayı düşünen bir ailenin en büyük endişesi sevdiği
kişinin beden bütünlüğünün tamamen bozulmasıdır. Oysaki organ naklinin her gün
milyonlarca kişiye yapılan herhangi bir ameliyattan hiçbir farkı yoktur. Bedende normal bir
ameliyat izi dışında herhangi bir başka iz yoktur. Unutmayalım ki organ bağışı insanlık
görevidir.
18 yaşının üzerinde ve akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışçısı olabilir. Ülkemizde
organ bağışında bulunmak için KKTC Sağlık Bakanlığı bünyesinde yer alan Koordinasyon
Kurulu Sekretaryası’na başvuru yapılarak bağış formunun doldurulması ve bunun kayda
alınması gerekmektedir. Lefkoşa, Girne ve Gazimağusa devlet hastanelerinden ve
Koordinasyon Kurulu Sekretaryası’ndan bağış formu temin edilebilmekte, ayrıca Sağlık
Bakanlığı web sitesi üzerinden de
https://saglik.gov.ct.tr/Portals/9/OrganDokuVeBagisFormu.pdf bağış formuna
ulaşılabilmektedir.”

BAĞIŞLARINIZLA BEKLEYIŞ BİTSİN; HAYAT DEVAM ETSİN
Yaşamımızda Yapamadıklarımızı Ölümümüz İle Bizden Sonrakiler İçin Yapabiliriz.

“HER BAĞIŞ YENİ BİR HAYATTIR”

Güncelleme Tarihi: 14 Kasım 2023, 14:32
banner48
YORUM EKLE
banner50
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1