Törene, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, 28. Mekanize Tümen Komutanı Tuğgeneral Taner Uysal, Türkiye Cumhuriyeti Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Adnan Sofuoğlu, DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam ve Gazimağusa Polis Müdürü Ahmet Beşerler’in yanı sıra, dernek temsilcileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, Tbp. Bnb. Nihat İlhan’ın kurucusu olduğu Elazığ İzzet Paşa Vakfı, Elazığ Belediyesi ve Bizim Külliye Dergisi yetkilileri, öğrenciler ve basın mensupları katıldı. BRT 3 ve DAÜ TV tarafından da canlı olarak yayımlanan tören, Türkiye ve Azerbaycan’dan da izlendi.
“Varoluş Mücadelesinin Sembolüdür”
Türkiye Cumhuriyeti Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı ile DAÜ-ATAUM’un Haziran ayından beri hazırlıklarını ortak olarak sürdürdükleri panel, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Panelin açılış konuşmasını yapan DAÜ-ATAUM Başkanı Yrd. Doç. Dr. Turgay Bülent Göktürk, 21-25 Aralık tarihlerinin Kıbrıs Türkü için özel anlamı olan bir tarih olduğunu belirterek, “Milli Mücadele ve Şehitler Haftası olarak tanımlanan bu tarihler, Kıbrıs Türkü’nün eşitlik ve egemenlik mücadelesinin, bir başka ifadeyle varoluş mücadelesinin sembolüdür. Bu tarihler bizlerin şu anda burada özgürce, huzurlu ve refah içinde yaşayışımızın bedelinin ödendiği tarihlerdir” diye konuştu.
“Soykırımı Unutturmaya Niyetimiz Yoktur”
Kumsal Baskını’nda eşi ve çocukları katledilen Tbp. Bnb. Nihat İlhan’ın oğlu Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan konuşmasında “Bugün Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesini bir kez daha anlamak, gelecek nesillere anlatmak için bir aradayız. Babam Tbp. Bnb. Nihat İlhan ve şehit ailesi özelinde ve Kıbrıs Türkleri genelinde soydaşlarımıza yapılan eziyeti, soykırımı unutmadık, asla unutturmaya da niyetimiz yoktur. Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Kıbrıs’tan terörle mücadeleye nice gazi ve şehit veren necip Türk milleti, ilelebet Anadolu ve Kıbrıs’ı vatan bilmiştir. Gidecek başka yerimiz de yoktur, bu topraklardan gitmeye de niyetimiz yoktur” diye konuştu.
DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam, konuşmasında Aralık ayını hiç sevmediğini, ancak bunun havaların soğuk olmasından dolayı değil, bu ayda Kıbrıs Türk Halkı’na karşı yapılan eşi benzeri görülmemiş katliamlardan dolayı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Osam, “1961 yılında doğdum ve 1963 yılında göçmen durumuna düştüm. 1974 Barış Harekatı ile birlikte özgür bir şekilde yaşamaya başladık. Bizim çocukluğumuz Türkiye’nin adaya ne zaman geleceğini konuşarak geçti. Türk Alayı’nın değişim gününü, belki değişim sırasında askerlerimizden birinin şapkası uçar da biz o şanlı üniformanın bir parçasını giyebiliriz diye iple çekerdik. Gaziantepli bir askerin şapkası şu anda odamda bulunmaktadır” dedi. Prof. Dr. Osam, “Anavatanımıza olan bağlılığımızı buradan tüm dünyaya bir kez daha duyuruyoruz. Kıbrıs Türkü var olma mücadelesinden hiçbir zaman vazgeçmeyecektir ve daima var olmaya devam edecektir” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Adnan Sofuoğlu, konuşmasında katılımcılara Kıbrıs adasının 1571 yılı sonrası tarihine ilişkin bilgilendirmede bulundu. 2. Dünya Savaşı sonrasında, İtalya’nın elinde olan 12 adaların Yunanistan’a terk edilmesi üzerine, Yunanistan’ın Kıbrıs adasını da alabilme ihtimali üzerinde durarak Kıbrıs konusunu daha ciddi şekilde gündeme taşımış olduğunu belirten Prof. Dr. Sofuoğlu, “Esasında, coğrafi ve fiziki değerleri göz önüne alındığında Kıbrıs adası Anadolu’nun bir parçasıdır” diye konuştu. Prof. Dr. Sofuoğlu, 1950’li yıllardan itibaren Zürih Anlaşması, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması, Rumların anayasal düzene karşı çıkması ve Türkiye’yi 1974 Barış Harekatı’nı düzenlemeye iten Kanlı Noel olayları ve Yunanistan ile Rumların bu süreçte izlemiş oldukları “Akritas Planı” politikalarını tüm boyutlarıyla aktardı.
Elazığ Belediye Başkanvekili Mehmet Güder, “KKTC Mehmetçik’in ve mücahitlerin canları pahasına omuz omuza verdiği destansı bir direnişin eseridir. Bugün geldiğimiz noktada Kıbrıs Türkleri’ne yönelik tehdidin Rumlar ve küresel iş birlikçileri tarafından ısrarla sürdürülmek istendiğini izlemekteyiz. Kıbrıs davası Türkiye’nin vazgeçilmez bir davasıdır. Anavatan ve garantör ülke olarak geçmişte olduğu gibi Kıbrıs’ın ve Kıbrıs Türkleri’nin yanında olmaya devam edeceğiz. Hep birlikte ağır bedeller ödedik, ancak Kıbrıs Türkü bu adada asla ve asla yalnız kalmayacaktır” diye konuştu.
“Kıbrıs Türkü İlelebet Özgür ve Bağımsız Olarak Yaşayacak”
Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyük Elçisi Ali Murat Başçeri, “1963 Aralık ayında yaşananlar tarihe ‘Kanlı Noel’ olarak geçti. Bu sene 56. yılındayız. 1963 Aralık’ında yaşananlar bu adada yaşayan Türk Halkı için bir dönüm noktası oldu. İsmail Tansu’nun o güzel kitabında anlattığı gibi, ‘Aslında hiç kimse uyumuyordu’. Ama 1963’te EOKA örgütünün faaliyetleri su yüzüne çıkıyordu. 1963 olayları, Rum-Yunan zulmüne boyun eğilmeyeceğini gösteren mücadelenin de başlangıcı oluyordu. 1960 ortaklık Cumhuriyeti’nde Rumlar Türkleri bir azınlık olarak gördüler. Hatta açıkça bunu ortaya koyup, ‘Madem bunu kabul etmiyorsunuz o zaman silahla halledelim ve sizi ortadan kaldıralım’ diyerek Akritas Planı’nı devreye koydular. Makarios bu anlaşmanın ENOSİS için bir sıçrama tahtası olacağını ifade etmişti. Türk Halkı’na düşen ise bu anlayışa karşı birlik ve beraberliğini bozmadan Türkiye’nin de desteğiyle dayanmak ve direnmekti. Kolay olmadı. Uzun bir süreç oldu. 1963 Aralık ayında başlayan ve 1974 Temmuz’unda mutlu Barış Harekatı’yla sonlandırılan o mücadele, bu adada Kıbrıs Türkü’nün ilelebet özgür ve bağımsız olarak yaşayacağının teminatı oldu. Biz Türk Milleti olarak intikam duygusuyla yaşamıyoruz. Ama gelecek nesillerimizin tarih bilinciyle donanması gerekiyor. Bu intikam duygusu yaşamamakla ne kadar onur duysak az. Eskiler Osmanlı’da uzun kış mevsiminin en uzun gecelerine ‘Şeb-i Yelda’ diyorlar. Bu söz Aralık sonu, Ocak başında yaşanan uzun geceleri anlatıyor. Fuzuli beyitinde şöyle diyor: ‘Şeb-i Yelda’yı müneccimle muvakkit ne bilir; Müptela-i Gam’a sor, kim geceler kaç saat?’. Aralık sonu, Ocak başı Orta Asya Türk mitolojisinde de gecelerin gündüzlerle savaştığı ve sonunda gündüzlerin galip geldiği anlamına gelmektedir. Kıbrıs Türk Halkı’nın da günlerini refah ve huzur içerisinde geçireceğine inanıyorum” diye konuştu.
Program İki Oturum İle Devam Etti
Tören, Türkiye Cumhuriyeti Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Adnan Sofuoğlu başkanlığındaki iki oturum ile devam etti. Panelde; Yrd. Doç. Dr. Turgay Bülent Göktürk “Tarihsel Süreçte Kıbrıs’ta Türklere Yapılan Katliamlar”, Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Şebnem İlhan “Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın Biyografisi”, TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Yılmaz Bora “Neden 21 Aralık 1963”, (E) Büyükelçi Ahmet Zeki Bulunç “Rum Yunan İkilisinin ENOSİS Soykırımı ve Kıbrıs Türk Halkı’nın Varoluş Savaşımı”, Prof. Dr. Necip İlhan “İzzetpaşa Vakfı ve Tbp. Binbaşı Nihat İlhan ve Hizmetleri”, Eski Mücahitler Derneği Başkanı Vural Türkmen “Kritik Bir Gece”, Öğr. Gör. Süheyla Göktürk, “Ziyaretçilerin Gözüyle Barbarlık Müzesi” konulu bildirimlerini sundu.
Öğleden sonra yapılan özel oturumda, Devlet Sanatçısı Mustafa Turan, Elazığ Bizim Külliye Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Nazım Payan ve Karikatürist Osman Suroğlu yer aldı. Tbp. Bnb. Nihat İlhan’ın kurucusu olduğu Elazığ İzzet Paşa Vakfı ile Elazığ Belediyesi ve Bizim Külliye Dergisi yetkililerinden oluşan yaklaşık kırk kişilik bir grup, anma etkinliğinde yer almak üzere KKTC’ye geldi. Elazığ Bizim Külliye Dergisi de Aralık ayında yayınladığı 82. sayısını “Tabip Binbaşı Nihat İlhan ve Şehit Ailesi Anısına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Edebiyatı” konusuna ayırdı ve Kuzey Kıbrıs’tan birçok edebiyatçı ve tarihçinin yazılarına yer verdi. Söz konusu özel sayı, panelde katılımcılara da dağıtıldı. Karikatürist Osman Suroğlu’nun Kıbrıs ile ilgili olarak hazırladığı karikatürler, fotoblok baskı şeklinde hazırlanarak panel günü DAÜ Merkezi Derslikler Binası’nda sergilendi. Ayrıca DAÜ öğrencilerinin Kıbrıs Türk Milli Mücadelesi’ne ait müze ve şehitlikleri tanıtan proje çalışmaları da panel salonunda katılımcılara sunuldu.
Barbarlık Müzesi’nde Anma Töreni Yapılacak
DAÜ’nün Milli Mücadele ve Şehitler Haftası Anma Programı kapsamında icra edeceği diğer program ise, 24 Aralık 2019 Salı günü, saat 10:30’da, Lefkoşa’daki Barbarlık Müzesi’nde yapılacak. Üst düzey devlet protokolünün katılımının beklendiği anma törenine ayrıca, Bnb. Nihat İlhan’ın aile üyeleri Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Şebnem İlhan, Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Prof. Dr. Necip İlhan, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Adnan Sofuoğlu, DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam, DAÜ-ATAUM Başkanı Yrd. Doç. Dr. Turgay Bülent Göktürk ve panel için Türkiye’den gelen misafirler de katılacak.
