banner2
banner34

DAÜ Mimarlık Bölümü’nde stüdyo eğitimi tartışıldı

DAÜ Mimarlık Bölümü’nde stüdyo eğitimi tartışıldı
banner45
banner46

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, Mimarlık Eğitimi Araştırmaları Alanı’ndan üç genç akademisyeni ağırladı. Dr. Sevgi Türkkan (İstanbul Teknik Üniversitesi), Doç. Dr. Sait Ali Köknar (Kadir Has Üniversitesi) ve Yrd. Doç. Dr. A. Zeynep Aydemir (MEF Üniversitesi) çevrim içi gerçekleştirilen “Stüdyodan Sahneler: Gelenekler/ Araçlar / Deneyimler” başlıklı panelde stüdyo eğitimi ile ilgili görüşlerini ve akademik birikimlerini paylaştılar. Oturumu, DAÜ Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Türkan Ulusu Uraz yönetti.

Tasarım Araştırmaları Alanı Nasıl Ortaya Çıktı?

Doç. Dr. Uraz, panelin takdim konuşmasında özetle; mimarlık ve tasarım kuramlarının Vitruvius’tan beri süregelen birlikteliğinin 50’li yılların ikinci yarısında son bulduğunu; bundan sonra tasarıma artık mimarlık kuramından bağımsız bakılmaya başlandığını ve tasarımın ‘ne’ olduğu ‘nasıl’ yapıldığı sorusunu diğer ilişkili alanlardaki bilginin de desteğiyle irdeleyen bir Tasarım Araştırmaları Alanı’nın ortaya çıkmış olduğunu belirtti. Doç. Dr. Uraz böylece, ‘tasarımın bir yetenek değil ama öğretilebilir bir yeti’ olduğu ve ‘nasıl öğretileceği’ konusunun ise bir profesyonel etkinlik olan ‘tasarımın nasıl yapıldığı’ konusundan farklı olması gerektiği düşüncesinin ‘Tasarım Eğitimi Araştırmaları’ adlı yeni bir alana ve bu alanda yapılacak çalışmalara zemin hazırladığını anlattı.

Mimari Tasarım Stüdyosu Anlatıldı

banner37
Bu konuşmanın ardından Dr. Sevgi Türkkan, “Tasarım Stüdyosunu İnşa Etmek” başlıklı konuşmasını yaptı. Dr. Türkkan şunları dile getirdi: “Mimarlık eğitiminin merkezinde yer alan Mimari Tasarım Stüdyosu oldukça uzun bir süredir; mimar figürünün sosyokültürel ve disipliner formasyon kazandığı bir pedagojik ortam olarak ele alınmaktadır. Bu ortamın hem görünmeyen gizli, hem de görülebilen son derece belirgin bileşenleri yoluyla mimar adayının nasıl eğitildiği ve bu yolla stüdyonun da kendini nasıl inşa ettiği, çeşitli kültürel ve coğrafik bağlamlardan örnekler verilerek açıklanabilir. Stüdyonun inşasında, bazıları günümüze kadar ulaşan geleneklere bakmak, stüdyo eğitimi tarihini anlamak için ilginç ipuçları vermektedir.” Bu görüşler, konuşmacının çeşitli mimarlık okulları, stüdyo mekanları, ortam ve etkinliklerinden örneklerle desteklendi.

Temel Tasarım Stüdyolarından Örnekler Sunuldu

İkinci konuşmacı Doç. Dr. Sait Ali Köknar, ‘Stüdyoyu Konumlandırmak: Erken Tasarım Eğitiminde Bağlam’ başlıklı konuşmasına ilk yıl tasarım stüdyolarının öğrencilerin bizzat yaparak, keşfedip öğrenebilecekleri en yaygın geleneksel öğrenme ortamı olduğunu vurgulayarak başladı. Çoğu mimarlık okullarının birinci dönem dersleri arasında önemli bir konumda olan Temel Tasarım Stüdyosunda, iki ve üç boyutlu soyut kompozisyon düzenlemelerine ağırlık verildiğini ve bağlamsal konuları dışlayan bu yaklaşıma eleştirel bir bakış açısı üzerinden yaklaşılması gereğinin altını çizdi. Doç. Dr. Köknar, kompozisyona ve bağlama öncelik veren iki tür stüdyo arasındaki fark üzerinde durarak, kompozisyon öncelikli tasarım stüdyolarının basit ve net notlandırma imkanı veren, öğretici, daha az kendi kendine, daha fazla özel ders ve rehberli bir öğrenmenin olduğu, dünyanın okumasının dünyanın kendisinden daha önemli görüldüğü, ayrıca sanatsal olarak motive olmuş öğrencileri gerektiriyor şeklinde tanımladı. Buna karşın bağlamsallık öncelikli tasarım stüdyolarının zorlu bir müfredat tasarımı, derin denetleme, keşif veya rehberli keşif gerektiren, dünya sorunlarını ilk sıraya, dünyayı okumayı ikinci sıraya koyan, eleştirel düşünmeyi bilen öğrenciler yetiştirebilmesinin altını çizdi. Konuşmacı, bağlamı erken tasarım eğitimine nasıl entegre edebiliriz sorusuna yanıt aramak için kendisi tarafından koordine edilen temel tasarım stüdyolarından örnekler sundu.

Eğitim ve Uygulama Deneyimleri Paylaşıldı

Üçüncü konuşmacı Yrd. Doç. Dr. A. Zeynep Aydemir, “Tasarım Stüdyosunda Deneyimler” başlıklı konuşmasına, tasarım araştırmalarının hem mimarlık eğitimi, hem de uygulama için giderek daha çok gerekli görüldüğünü vurgulayarak başladı. Yrd. Doç. Dr. Aydemir, mesleki uygulama, araştırma ve öğrenmenin, son on yılda daha entegre hale geldiğini belirterek, tasarım stüdyolarının, değerli bir deneme zemini sunmasının iki nedenle çok önemli olduğunu anlattı. Bunlardan birinin, yeni öğrenme modellerinin nasıl desteklenip yeniden formüle edildiğini anlamaya, ikincisinin ise, mimarlık alanında müfredattan uygulamaya aktarılan keşif ve deneyimlere öncelik veren bir uygulamanın yeni formlarını araştırmaya olanak verdiğini açıkladı. Yrd. Doç. Dr. Aydemir, bu eksenlerde gelişen stüdyo süreçlerine, özellikle öğrenme ve uygulama arasındaki boşluğu doldurmayı ve farklı yeni uygulamaları etkilemeyi amaçlayan lisansüstü düzeydeki mimarlık programlarındaki (LSA, AA Design + Make, MYOM) stüdyo deneyimlerine değindi. Konuşmacının katıldığı MEF Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi tarafından 2018’de gerçekleşen yaz stajı programı kapsamında uygulanan bir tasarım-inşa stüdyosu örneğiyle konuşma sona erdi. Aynı stüdyo DAÜ Mimarlık Fakültesi; Mimarlık Bölümü ve MEF üniversitesi iş birliği ile 2019 yazında 1.Yaz Stajı kapsamında yine aynı başlıkla, “Bir Tasarım İnşa Stüdyosu” uygulaması olarak Gazimağusa’da gerçekleştirilmişti.

    

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1