banner2
banner34

Rum basının gündeminde Akıncı-Anastasiadis görüşmesi var!

Rum basınına göre, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 9 Ağustos tarihli gayrı resmî baş başa görüşmesinde, “dikenli” konuların çoğunun görüşülmesi ve “karşılıklı niyetlerin netleştirilmeye çalışılması” bekleniyor.

Rum basının gündeminde Akıncı-Anastasiadis görüşmesi var!
banner45
banner46

Fileleftheros, “‘Sıcak Patatesli’ Gündem… Akıncı-Anastasiadis görüşmesinde Çözüm Şekli, Veto, Gaz Konularını Netleştirme” başlığıyla manşete çektiği haberinde, çözüm şekli konusunda iki liderin ayrıldığı noktanın “Veto, Olumlu Oy” olduğunu yazdı.

Gazete Anastasiadis’in, Kıbrıs Türk tarafına daha önce tanıdığı bir olumlu oy hakkından Crans Montana sonrasında vazgeçtiği ve “olumlu oy vetosu olmaması şartı ile” oluşturucu devletlere daha çok merkezi yönetime daha az yetki vererek gevşek/desantralize federasyon önerdiğini belirtti. Akıncı’nın ise  desantralize federasyonu, siyasi eşitlik yorumunun geçerli olacağı şartıyla görüşmeye hazır olduğunu yazan gazete “bu da (Akıncı’nın) tarafına, çoğunluğu bir Kıbrıslı Türk oyu ile etkisiz hale getirme hakkı veriyor, yani vetoda ısrar edecek” ifadelerini kullandı.

Haberde doğal gaz konusunun da gündemde olduğu, her iki tarafça bu konuda sunulmuş karşılıklı öneriler olmasına karşın -sunulan ancak reddedilen- öneriler ötesinde konuların da görüşüleceğe benzediğine işaret edilerek “Başkan Anastasiadis görüşmeye, Kıbrıs Türk tarafına teşvik olacak hazır senaryolarla gidecek, yeter ki  Türk talep ve çıkarlarına hizmet etmekte ısrar etmesinler” ifadesine yer verildi.

“Türk tarafının  doğal gazı şimdiden, Kıbrıs sorunu çözülmeden birlikte yönetmek istediği ortadadır. Muhtemelen Kıbrıs MEB’indeki bütün enerji faaliyetlerinin dondurulmasını isteyeceği” görüşüne yer veren gazete Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ise her şekilde hidrokarbonlar konusunun parçası olmak istediği, önerisi Rum tarafınca reddedildiğinden şu anda, Doğu Akdeniz’deki bütün enerji faaliyetlerinin dondurulması önerisini yeniden servis etmesinin ihtimal dışı görülmediğini yazdı.

Kıbrıs Türk tarafının Kapalı Maraş’la ilgili hareketleri ışığı altında Anastasiadis’in bu konuyu gündeme getireceğine işaret edilen haberde, KKTC hükümetinin bu yöndeki  faaliyetleri ile Kapalı Maraş’ın kolonizasyonu yolunu açık bıraktığı iddia edilerek, Maraş’ın Kıbrıs Türk idaresinde açılması halinde bunun “yeni bir ani emrivaki” olacağı veya bölgeyi yerleşime açmama konusunun doğal gaz gibi başka alanlarda karşılık elde etmek için kullanılacağı öne sürüldü.

Gazetenin iç sayfasında detaylandırdığı haberine göre Anastasiadis 9 Ağustos görüşmesine “Anlaşmaya varmak için görüşme çerçevesi olarak desantralize federasyonla ve Maraş konusunu gündeme getirme niyetiyle gidecek. Doğu Akdeniz’deki ve Kapalı Maraş’la ilgili gelişmeler nedeniyle zor bir görüşme olacağı öngörülmekte olan görüşmeye ev sahipliği yapacak olan Genel Sekreter’in Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ve Barış Gücü Misyon Şefi Elisabeth Spehar’ın yardımcı rol oynayacağı ve görüşmenin her aşamasında bulunmayacağı” kaydedildi.

Aynı gazete “Guterres’in Beşli Konferans İçin Şartları” başlıklı haberinde BM’nin yeni beşli konferansı gündeme getirecek  yol haritasını hayata geçirmek için referans şartlarında önemli ilerleme şartı koştuğunu yazdı.

GUTERRES’İN BEŞLİ KONFERANS İÇİN ŞARTLARI

Habere göre Genel Sekreter Guterres’in ana şartı, Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in 9 Ağustos’taki görüşmelerinde referans şartları üzerinde önemli ilerleme kaydetmesi, veya daha iyisi, referans şartlarına dair prensipte karşılıklı anlayış başarmasıdır. Böyle bir durumda Kıbrıs için geçici olarak atadığı özel danışmanı Jane Holl Lute yeniden Ada’ya gelerek liderlerle görüşecek ve  ardından da Guterres’e, BM Genel Kurulu çerçevesinde veya sonrasında liderlerle üçlü görüşme için şartların uygun olup olmadığını iletecek. Genel Sekreter’in, tarafların, ilk aşamada gayrı resmî olacak, Crans Montana tipi yeni bir Kıbrıs Konferansı çağırması taleplerini kabul edip etmeyeceğine karar vermek için ortaya koyduğu yol haritası bu.

İki liderin iki yıldır karşılıklı suçlama oyununu aşmayı başaramamış olması nedeniyle gerek BM’nin gerek  doğrudan ilgilerin, “sepeti küçük tuttuğu”  belirtilen haberde Rum Yönetimi’nin, Fransız Total şirketinin, İtalyan ENI şirketi ile daha çok parselde işbirliği yapma önerisini Doğu Akdeniz’deki Türk sondajlarının yarattığı durumun değerini düşürmek maksadıyla kabul etti kaydedildi.

Fileleftheros, görüştüğü gerek diplomatik gerek Rum hükümeti düzeyindeki muhataplarının da önceden sağlanmış yakınlaşmaların yeniden teyit edilmesi ve referans şartlarında ilerleme kaydedilmesi konusunda “sepetlerini küçük tuttuklarını” yazdı.

banner37
Habere göre Rum Başkanlık Sarayı yetkilileri, muhataplarına, Anastasiadis’in Kıbrıs sorunu çözülmeden önce hidrokarbon konularını görüşmek niyetinde olmadığını, Kıbrıs Türk tarafının  merkezi hükümetteki karar alma prosedürlerinde “siyasi eşitlik kisvesi altında veto” mantığını da kabul etmeyeceğini vurguluyor.

“TÜRK FAALİYETLERİ ULUSLARARASI UNSURU HİDROKARBON KONUSUNUN MÜZAKERE SÜRECİ ÖNCESİ VEYA SIRASINDA GÖRÜŞÜLMESİNİ KABUL ETMEYE İTTİ”

Türk sondaj gemilerinin Doğu Akdeniz’deki varlığı ve faaliyetlerinin halihazırda, uluslararası unsuru   yeni bir yoğunlaştırılmış müzakere süreci öncesinde veya sırasında  hidrokarbon konusunun görüşülmesini kabul etmeye iten fiili bir durum yarattığı kaydedilen habere göre bu, Rum tarafının kulak asmadığı bir şeydir ancak doğal gazın referans şartları  listesinde eklenebileceğini algılıyor.

Rum Yönetimi’nden bir kaynak “Rum tarafı açısından, Lute’un yeniden Ada’ya gelmesi için en iyi senaryonun, Akıncı-Anastasiadis görüşmesinden nötr bir şey; yani ne önemli anlaşma ne de büyük bir anlaşmazlık çıkması” olduğunu belirtti.

“TÜRK FAALİYETLERİ DEVAM EDERKEN BEŞLİ KONFEFANSA KATILMAK NİYETİNDE DEĞİL”

Gazete haberinin “Kıbrıs Rum Endişeleri” başlığıyla ayırdığı bölümünde ise Rum tarafının yabancı muhataplarına sürekli olarak, yeni bir beşli konferans çağrılması isteğini ve Anastasiadis’in, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondajlarına devam etmesine rağmen Akıncı ile gayrı resmi görüşmelere de, Genel Sekreter’le üçlü görüşmeye de katılacağını söylediğini yazdı.

Habere göre Rum hükümetinden bir kaynak Anastasiadis’in  Fatih, Yavuz sondaj gemileri ve sismik araştırma gemileri faaliyetlerine devam ettiği sürece yeni bir resmi veya gayrı resmî  beşli konferansa katılmak niyetinde olmadığını vurguladı. Türkiye’nin Meis adası bölgesine araştırma gemisi gönderme “tehdidini” hayata geçirmesi halinde bunun, Rum tarafı  ve özellikle Yunanistan’ın beşli konferansa katılmasını engelleyici bir unsur olacağı da kaydedildi.

MİÇOTAKİS BEŞLİ KONFERANSTAN “KORKUYOR”

Haftalık Kathimerini ise “Miçotakis Beşli Konferansı Frenledi” başlıklı haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in  gayrı resmî bir beşli konferansa evet demesinin Yunanistan’daki yeni Miçotakis hükümetini gafil avladığını yazdı.

Habere göre, yeni hükümetin şu andaki birinci önceliği ekonomi ancak tek sebep bu değil. Atina, bugünkü şartlarla bir beşli konferansın kendisini darboğaza sokacağından korkuyor.  Yunanistan siyasi çevreleri  Miçotakis hükümetinin, Türk meydan okumaları ortadayken,  daha yetkiyi alır almaz, bu zor konjonktürde bir beşli konferansa katılmaktan büyük bir endişe duyuyor. Miçotakis hükümetini düşündüren, Türkiye’nin  “emrivakiler yaratarak” gerilimi tırmandırması. Kıbrıs sorununda ise, beşli bir konferansa katılıp önünde çözüm çerçevesinin değişmesi ve iki devlet görüşmesi bulmayı istemiyor. Habere göre, siyasi kaynaklar, Atina’nın, “Türkiye’nin Meis açıklarında  gerilim yaratmasından da endişe duyduğunu” değerlendiriyor.

Gazete Rum tarafındaki diplomatik kaynakların, Kiriakos Miçotakis’in felsefesinin,  Konstantinos Karamanlis’in izlediği Yeni Demokrasi Partisi’nin genel felsefesi olduğunu, bunun da “Prosedürlerde o kadar da aktif olmayacağı anlamına geldiğini” söylediklerini ekledi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1