Ülkemizin coğrafi ve siyasi konumu insan kaçakçılığı için maalesef bir köprü görevi konumundadır.

İnsan kaçakçılığıyla ilgili, Avrupa’ya gitme hayalinde olan Ortadoğuluların teknelerle ülkeye sokulup bazılarının güneye geçirilmesi ya da Avrupa diye Kıbrıs sahillerine bırakılmasının çok ötesinde yöntemler geliştirildi.

İnsan kaçakçılığını maddi bir gelir kapısına dönüştürenler, devletin denetimsizliğinden faydalanarak kaçakçılığı resmi yoldan ilerletiyor.

Son yıllarda ülkemize gelen Afrikalı öğrencilerin bazılarının bu kapsamda getirildiği birçok rapor ve haberlere yansımıştı. Günlük yaşamımızda da tanık oluyoruz, ama adına insan kaçakçılığı demediğimiz için ürkütücülüğü o boyuta ulaşmıyor.

Üniversiteye giriş harcını ödeyip aldığı öğrenci belgesiyle ülkeye giriş yapan birçok öğrencinin eğitimine devam etmediği gibi kayıt da yenilemediğini bilmeyen yok.

Artık öğrenci olmadığı için ülkemizde kaçak konumda bulunan Afrikalı gençler, kayıt dışı ucuz işçi olarak neredeyse her sektörde çalışıyorlar.

Hepimizin gözü önünde ülkede kaçak durumda olmaları, kriminal bir olaya karışmadıkları sürece rahatsızlık uyandırmıyor.

Bu kayıtsızlıklar yeni insan kaçakçılığı metotlarının geliştirilmesine yol açtı.

Üniversite harcı ödeyip KKTC kapılarının kendisine açılmasını sağlayamayan gençler artık aynı acenteler tarafından daha düşük ücretli olan ustalık eğitimleri kılıfıyla ülkeye sokuluyorlar.

Eğitim Bakanlığı’ndan yetişkin eğitimi için izin alan bazı kuruluşlar maalesef bu insan kaçakçılığının uzantısı konumundadırlar. Para düzeni şeklinde oluşturulan sistemle gerekli eğitimleri vermiyorlar ve kayıt alıp eğitimlere katılması gereken öğrenciler bu kurumlara uğramıyor.

Bunun en açık göstergesi, ustalık eğitimi almak için ülkemize getirilen yaklaşık 2 bin öğrenciden çok azının eğitimlerini tamamlayıp bakanlığın düzenlediği sınavlara giriyor olması gösterilebilir.

Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga’nın verdiği bu rakamlar maalesef yukarıdaki ifadelerimi doğrular niteliktedir.

Bir süreden beridir beni rahatsız eden bu durumla ilgili olarak Ali Baturay ile birlikte hazırladığımız Empati programında konuyu irdelediğimizde Hürrem Tulga oluşan acı tabloyu tüm açıklığıyla ortaya sererken, maalesef eğitim vermeden ustalık belgesi veren kuruluşlar arasında üniversitelerin de bulunduğunu ekledi. Ki üniversitelerinin böyle bir eğitim verme izni olmadığı gibi bu düzenlenen kursların bile yasa dışı olmasına rağmen.

Gelinen noktada, Afrikalı gençlerin insan kaçakçılığı malzemesi edilmesinin önüne geçmek için hiçbir somut adım atmayan bakanlıklar ve hükümetler, insan kaçakçılığının ustalık eğitimi alma kisvesi altında yapılan bir sürece dönüşmenin de mimarlarıdır.

Sömürülen insanlar, standartları bozulan bir sistem ve kontrolsüz nüfus patlamasının faturasını ödemek de biz sessizlere kalmıştır.