Sol Hareket Dış İlişkiler Sekreteri Dr. Abdullah Korkmazhan, aşırı sağ ve Neo-faşizmin daha da güçlendiği 9 Haziran 2024 Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmesinde, "Neoliberalizmin bir sonucu olarak her iki toplumda da egemen olan bireyselleşme, nemelazımcılık ve apolitikleşme, AP seçimlerinde etkisini oldukça göstermiş, her iki toplumda da seçime katılımın beklenenin altında kalmasına neden olmuş ve ilericileri, solu dumura uğratmıştır" ifadelerine yer verdi.

Avrupa genelindeki sonuçları değerlendiren Korkmazhan, kapitalist neoliberal politikalar, sosyal devletin yok edilmesi, gelir dağılımında yaşanan kırılma ile alt sınıfların dah ada yoksullaştırılması, sınıf ve emek hareketlerinin bastırılarak solun yok edilmeye çalışılması ve emperyalist savaşların seçim sonuçları etkileyen başlıca faktörler olduğuna değinerek, Avrupa’nın şuan içinde bulunduğu durumun, Nazilerin iktidara gelmesinden önceki dönem ve ikinci dünya savaşı öncesi dönem ile büyük benzerlikler gösterdiğine dikkat çekerken, "Avrupa'nın neofaşizm tahlikesi ile hiç olmadığı kadar yüz yüze" diye konuştu.

Kıbrıs'taki seçim sonuçlarını ele alan Korkmazhan, Avrupa genelinde karşılaşılan sonuçlar gibi aşırı sağ ve neofaşizmin güçlenmesine tanıklık edildiğini belirtirken, Neoliberalizmin bir sonucu olarak Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum toplumunda da egemen olan bireyselleşme, nemelazımcılık ve apolitikleşmenin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde etkisini gösterdiğine işaret ederek, 
her iki toplumda da seçime katılımın beklenin altında kalmasına neden olduğunu, ilerici, solu dumura uğrattığını söyledi.

Seçim sonuçları ile birlikte solun kendi eksikliklerini, hatalarını ve toplumun seçimlerde vermek istediği mesajı derinlemesine inceleme sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini belirten Korkmazhan, "Bunun yanı sıra, özellikle Kıbrıslıtürk toplumuna yönelik seçim kampanyalarının üstenci ve yetersiz olması, beklenen oranda katılımın olmamasının en önemli nedenlerindendir. Bu noktada, mücadelenin geleceği açısından yapılması gereken topluma parmak sallamak değil, neden sandığa gitmediği nedenleri üzerinde durmak, özeleştirel bir değerlendirmeyi de ihmal etmemekti." dedi.

Cengiz Topel Hastanesi yeni servisleri açıldı Cengiz Topel Hastanesi yeni servisleri açıldı

Avrupa Parlamentosu seçimlerinin iki toplum ve ilericilerinin gerçek anlamda işbirliği ve ortak mücadelesi bağlamında önemli bir örnek olduğunu belirten Korkmazhan, "Kıbrıslılar ortak listelerden aday olmuş, Kıbrıslıtürkler, Kıbrıslırumlara, Kıbrıslırumlar, Kıbrıslıtürklere oy vermiştir. Bu federal Kıbrıs için umut vericidir. Bunu geliştirmek ve yeni örnekler yaratmak bizlerin elindedir. Kıbrıslı ilericiler, solcular ve çözüm güçleri olarak yenilgilerden, hatalardan, yanlışlardan gerekli dersleri çıkarmalı, birliğimizi ve dayanışmamızı büyütmeli; her türlü zorluğa, engele rağmen, federal birleşik Kıbrıs ve emeğin Avrupa’sı için karalı bir şekilde mücadelemize devam etmeliyiz." vurgusunu yaptı.

Açıklamanın tamamı şu şekilde: 

“9 Haziran’da gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimleri, aşırı sağ ve Neo-faşizmin daha da güçlenmesi ile sonuçlandı. İtalya’da olduğu gibi Fransa ve Almanya gibi birçok ülkede iktidara gelmeleri beklenmektedir. Aşırı sağ ve neofaşizmin yükselmesinin nedenini yalnızca göçmenlere bağlamak büyük bir hata olur. Kapitalist neoliberal politikalar, sosyal devletin yok edilmesi, gelir dağılımında yaşanan kırılma, alt sınıfların daha da yoksullaştırılması, sınıf ve emek hareketlerinin bastırılıp, solun yok edilmeye çalışılması ve emperyalist savaşlar başlıca nedenlerdir. Esas olarak aşırı sağın yükselişi neoliberalizmin bir ürünüdür. Bunun yanında, liberal sağ ve sosyal demokrat siyasi partilerin popülizminin kitlelerde yarattığı hayal kırıklığı, aşırı sağın hanesindeki oy oranını arttırmıştır. Avrupa’nın şuan içinde bulunduğu durum, Nazilerin iktidara gelmesinden önceki dönem ve ikinci dünya savaşı öncesi dönem ile büyük benzerlikler göstermektedir. Avrupa, neofaşizm tehlikesi ile hiç olmadığı kadar yüz yüzedir. Önümüzdeki süreçte, demokrasi, sosyal adalet ve barış taleplerini daha da fazla gündeme getirmek, dayanışma ve ortak mücadeleyi güçlendirmek tüm sol partilerin önünde duran en önemli görevdir.

Kıbrıs’ta gerçekleşen seçimlerde de, Avrupa genelinde olduğu gibi aşırı sağ ve neofaşizmin güçlenmesine tanıklık ettik. Neoliberalizmin bir sonucu olarak her iki toplumda da egemen olan bireyselleşme, nemelazımcılık ve apolitikleşme, AP seçimlerinde etkisini oldukça göstermiş, her iki toplumda da seçime katılımın beklenenin altında kalmasına neden olmuş ve ilericileri, solu dumura uğratmıştır. Sol kendi eksikliklerini, hatalarını ve toplumun seçimlerde vermek istediği mesajı derinlemesine inceleme sorumluluğunu üstlenmelidir. Bunun yanı sıra, özellikle Kıbrıslıtürk toplumuna yönelik seçim kampanyalarının üstenci ve yetersiz olması, beklenen oranda katılımın olmamasının en önemli nedenlerindendir. Bu noktada, mücadelenin geleceği açısından yapılması gereken topluma parmak sallamak değil, neden sandığa gitmediği nedenleri üzerinde durmak, özeleştirel bir değerlendirmeyi de ihmal etmemektir. 

Avrupa Parlamentosu seçimleri, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum ilericilerin ve toplumların gerçek anlamda işbirliği ve ortak mücadelesi bağlamında önemli bir örnek oluşturmuştur. Kıbrıslılar ortak listelerden aday olmuş, Kıbrıslıtürkler, Kıbrıslırumlara, Kıbrıslırumlar, Kıbrıslıtürklere oy vermiştir. Bu federal Kıbrıs için umut vericidir. Bunu geliştirmek ve yeni örnekler yaratmak bizlerin elindedir. 

 Kıbrıslı ilericiler, solcular ve çözüm güçleri olarak yenilgilerden, hatalardan, yanlışlardan gerekli dersleri çıkarmalı, birliğimizi ve dayanışmamızı büyütmeli; her türlü zorluğa, engele rağmen, federal birleşik Kıbrıs ve emeğin Avrupa’sı için karalı bir şekilde mücadelemize devam etmeliyiz.

Editör: TE Bilisim