banner2
banner34

Çağatay: Hükümet krize seyirci kaldığı gibi, önerilerimize de kulak tıkadı

Çağatay: Hükümet krize seyirci kaldığı gibi, önerilerimize de kulak tıkadı
banner45
banner46

Halkın Partisi Milletvekili Erek Çağatay, yaşanan ekonomik krize yönelik hükümetin önlem almayarak seyirci kaldığını belirtti.

Çağatay, hükümetin gelen önerilere de kulak tıkadığına dikkat çekerek “Halkın Partisi olarak kısa vadede halka bir nebze soluk aldıracak bir dizi önerilerimiz oldu. Bu önerilere de kulak tıkadılar” dedi.

Hükümetin kriz yönetmede başarılı olmadığını ifade eden Çağatay, “Yönetme ve yönetebilme becerisi kriz ortamlarında kendini gösterir. Akaryakıtın olmaması nedeniye kuyrukların oluştuğu, tüp gazın bulunmadığı, fiyatların kontrol edilmediği bir dönemden geçiyoruz” diye konuştu.

“AŞIYA TEŞVİK İÇİN DEVLETE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”

banner37
Halkın Partisi Milletvekili Erek Çağatay, vaka sayılarında artışın, özellikle kış aylarına girilmesiyle birlikte beklenen bir durum olduğunu ancak daha hızlı yayıldığı bilinen Omicron varyantı nedeniyle beklenenden yüksek bir seyir izlendiğini belirtti. Pandeminin başından itibaren tekrarlanan maske-mesafe-hijyen kurallarının uygulanmaya devam etmesi gerektiğini söyleyen HP Milletvekili, aşılanmanın ve aşıya teşvikin öneminin altını çizdi. Bu noktada devletin işlevinin önem kazandığını da sözlerine ekleyen Çağatay, çağdaş ve gelişmiş ülkelerin uyguladığı önlemlerin referans alınması gerektiğini söyledi. Aşısız kişilerin kamu içine girmelerinin kısıtlanmasının yanı sıra aşıya teşvik edici yöntemlerin uygulanmasının şart olduğunu belirten Çağatay, aşılanmayanların hastalığı ağır geçirdiğini, hastaneye yatışlarının fazla olduğunu anlattı. Yasa yapmanın değil, uygulamaların denetlenmesinin belirleyici olduğunu ifade eden Erek Çağatay, “Denetlemelerin düzgün yapılmaması, verilerin doğruluğunu da tehlikeye sokar” dedi.

“DIŞ POLİTİKAYI YÜRÜTEN DEVLET MEKANİZMASI PASİFİZE EDİLMİŞ DURUMDADIR”

Erek Çağatay, şu anda dış politikayı yürüten devlet mekanizmasının pasifize edildiğini, yeni fikirlerle, proaktif bir politika benimsenmesi ve yürütülmesinin şart olduğunu ileri sürdü. Halkın Partisi olarak Kıbrıs meselesini dış politikanın merkezine koymak yerine, başka unsurları da dış politikaya katarak ilerleme anlayışını benimsediklerini anlattı: “Sadece Kıbrıs meselesi üzerine kurulmuş bir dış politika anlayışı, bizi kısır bir döngüye sokar, ilerlememizi engeller. Örneğin İngiltere Avrupa Birliği’nden çıktı ve ilk ticari anlaşmasını Türkiye’yle yaptı. Bu bir fırsattır bizim için. İngiltere’yle ilişkilerin hangi düzeyde olduğu belirleyicidir. Atılacak her adım, Rum tarafı nedeniyle ince elenip sık dokunmalıdır. Doğrudan ticaret, doğrudan uçuş gibi konularda temaslarda bulunulmalıdır. Bir diğer konu Doğu Akdeniz’dir. Kararlı ve kararlı olduğu kadar BM, Uluslararası Deniz Hukuku gibi parametrelere uygun hareket edilmelidir; Kıbrıs Türk halkının sahip olduğu haklar ve atılan her adım uluslararası camiaya doğru anlatılmalıdır. Türkiye’nin Kıbrıs politikasının şekillenmesine katkı koyulmalı, bütün yükü Türkiye’nin omuzlarına bırakmak yerine Kıbrıs Türkü’nün görünürlüğünü ve iradesini ortaya koyacak bir duruş benimsemeliyiz. Dış politikada yaratıcı ve ayakları yere basan fikirler üretilmelidir.”

“HÜKÜMET KRİZE SEYİRCİ KALMIŞ, ÖNERİLERİMİZE DE KULAKLARINI TIKAMIŞTIR”

Devletin ekonomik yapısındaki sıkıntıların bir ülke gerçeği olduğunu ifade eden HP Milletvekili, döviz krizine müdahale konusunda kısıtlı enstrümanlara sahip olunduğunu ancak hükümet edenlerin bunlara rağmen gelen önerilere de kulaklarını tıkadığını söyledi. Çağatay şöyle konuştu: “Türkiye’de hissedilen krizin iki katını hissediyoruz. Para basmıyor oluşumuz ve kendi para birimimiz olmaması nedeniyle müdahale şansımız kısıtlı ancak 2018’deki krizde dörtlü hükümet döneminde aldığımız önlemlerle benzer bir krizi yönetebilmiştik. Bugüne bakarsak, son iki azınlık hükümeti de krizi sadece seyretmiştir ve zam üstüne zam yapmıştır. Tedbirler alınmalıdır, fiyatlar ucuzlatılmalıdır. Halkın Partisi olarak, piyasaya can suyu olması için hükümete altı maddelik bir öneri sunduk. Bu paketin içinden birkaçını cımbızlayıp şu an uyguluyor olsalar da bu yeterli değildir. İthalat cenneti bir ülke olarak üretim zafiyetimiz var. Üretimi artırmalı, hedef odaklı ilerleyip katma değeri fazla olan niş ürünlere yönelmeliyiz. Üretim yaparken pazar da bulmalıyız. İthal edilen ürünlerin, temel gıda maddelerinin, temizlik malzemelerinin, ilaçların fiyatların düşürülmesi gerekiyor; bunun için de vergi ve fonları bir süreliğine sıfırlanmalıdır. İthal edilen malların navlun gibi miktarlar eklenmeden çıplak fiyatı üzerinden değerlendirilmesi ve vergilendirilmesi yoluna gidilmelidir. Böylece ucuzlama olacak ve raflara yansıyacaktır. Burada da denetim önemli bir unsur olacaktır. Denetim sağlanamazsa raflara nasıl yansıdığını da bilemezsiniz. İthal edilen hammaddeler için de vergi indirimi yapılmalı, döviz kuru sabitlenmelidir. Çünkü üreticinin girdi maliyetini başka yolla ucuzlatmak mümkün değildir.”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1