banner2
banner34

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu toplantısı, güncel konuşmalarla devam ediyor

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu toplantısı, güncel konuşmalarla devam ediyor
banner45

ÇAVUŞOĞLU
Toplantıda söz alan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. 
Hellim konusunun ülkenin geleceğinin şekillenmesi ve dünyaya bağlanması ile ilgili bir konu olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, balda ve balıkta yapılan mücadelenin henüz şekillenmediğine işaret etti.
Hellimin tescili ile ilgili süreç konusunda, hukuki alt yapının kurulması için yıllardır çalışmalar yapıldığını, herkesin buna katkı yapmaya çalıştığını, konunun herhangi bir partinin uhdesinde olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, hellim konusunda henüz bir sonuca ulaşılamamakla birlikte ciddi bir ilerleme sağlandığını kaydetti. 
Narenciye konusuna da değinen Çavuşoğlu, narenciyenin dünyadaki borsa fiyatlarına uygun üretilmesi gerektiğine işaret ederek, geçen yıl 230 dolar karşılığı satılan king mandoranın, bu yıl 280 dolarlara satıldığını söyledi. 
Çavuşoğlu, Dolar bazında yaşanan bu artışın çok da normal olmamasına rağmen, hükümetin üretimin güvencesi olma gayretini sürdürdüğünü kaydetti. 
Patates konusunda yapılan çalışmaları aktaran Çavuşoğlu, Türkiye’deki patates rekoltesinin iyi gitmesi ve patateste paketleme için  40 kuruş teşvik çıkartmalarına rağmen, ihraç için kapı bulunulamadığını,  patates konusunda sıkıntının büyük olduğunu vurguladı. 
Üreticilerin planlamalarını eksilen nüfusu da göz önünde bulundurarak yapması gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, su yönetimi konusuna da değindi. 
Çavuşoğlu, borçların ödenmesi konusunda hazırladığı projenin ekonomik protokol ve pandemide yaşanan sıkıntılara takıldığını aktardı. Çavuşoğlu, hem devletin hem Kıb-tek’in, hem belediyelerin kazançlı çıkması için bir çalışma yapılması gerektiğini, bu konuda üzerine düşeni yerine getireceğini vurguladı. 

ATAKAN 
HP Milletvekili Tolga Atakan da, yaptığı konuşmada, Genel Kurul’da hükümetten kimsenin olmadığını söyleyerek, bu durumu kınadı. 
Atakan, pandemide 1 yılın geride bırakıldığını ifade ederek, hükümetin icraatlarını  eleştirdi. 
Atakan, vatandaşların artık vaka sayılarıyla ilgilenmediğini, kaosa sürüklendiğini, çünkü hükümetin ülkenin ana sorunlarını çözemediğini savundu.  
Hükümetin görevden alma atamalarının son hızla devam ettiğini, kabine değişikliğinin yeniden konuşulmaya başladığını söyleyen Atakan, hükümetin ülkedeki sektörler için hiçbir adım atmadığını  ileri sürdü.  
Taşımacılık sektörünün eylemde olduğunu, pazartesi turizm sektörünün sokağa ineceğini, ciddi bir sosyal patlamanın eşiğinde olunduğunu  öne süren Atakan, destek paketine 59 bin kişinin başvurduğunu, bunun da hükümetin gerçeklerden ne kadar saptığının göstergesi olduğunu savundu. 
“Bu iş bilmezlikle gideceğimiz yer felakettir” diyen Atakan, TC ile imzalanan protokolün yaralara merhem olamayacağını, çünkü protokolde elle tutulur tek projenin yollar olduğunu ileri sürdü. 
Atakan, çok problemli bir sürecin daha başında olunduğunu sözlerine ekledi. 

MANAVOĞLU
HP Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu da, finansal ve ekonomik huzursuzluklar konusunda söz aldı. 
Manavoğlu, Maliye Bakanı Dursun Oğuz haricinde hükümet milletvekillerinin Genel Kurul’da bulunmaması nedeniyle, durumu protesto etmek için kürsüde 1 dakika konuşmadı. 
“Hükümetin bu saygısızlığa bir son vermesi gerektiğini” söyleyen Manavoğlu, bu konuda daha hassas davranılmasını istedi. 
“Neye imza attığını bilmeden bir protokole imza attıysanız, bunu neden eleştirmeyeceğiz. Bu kadar şaibeli bir protokol mu olur” diye konuşan Manavoğlu, hükümeti, oturup, konuşup, anlaşılabilecek bir ortam yaratmamakla suçladı. 
“14 milyon TL’ye saray yapılacaksa, yapılsın ama şimdi bu sarayın yapılmasının zamanı değildir. Ya da bu protokolden çıkarılsın, halka yardım yapılsın” diyen Manavoğlu, hükümetin yaptığı görevden alma atamaları da eleştirdi. 
Hükümete, halk için düzgün planlı bir aşılama, destek, prim destek sistemi yaratılması, kredilerle ilgili, mazbatalarla ilgili kararlar üretilmesi çağrısı yapan Manavoğlu, eğitim konusunda yaşanan sıkıntıların bir an önce giderilmesini istedi.  
İlerleyen günlerde, krediler ve faizlerde çok ciddi sıkıntılar yaşanacağına inanç belirten Manavoğlu, hükümetin finansal konularda hızlı davranması gerektiğini vurguladı. 

HAMZAOĞULLARI 

banner37
CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları da, pandemi sürecinde İskele-Karpaz ve taşımacılık konularında konuşma yaptı.
Hamzaoğulları, Meclis Genel Kurul’unda Maliye Bakanı Dursun Oğuz haricinde milletvekili bulunmamasını eleştirerek, 1 yıllık pandemi sürecini değerlendirerek, şu anki azınlık hükümetinin başarısız olduğunu söyledi.  
Kapanma sürecini ve alınan kararları da eleştiren Hamzaoğulları, hükümetin çekleri geri dönen, aç  ve 1500 TL’leri ödenmeyen insanlar için programının ne olduğunu sordu. 
Bu sene ilkokul 1. Sınıfa başlayan çocukların kaçta kaçının okumayı öğrendiğini, eğitim için ne yapılacağını  da öğrenmek istediğini söyleyen Hamzaoğulları, toplum için doğru işler yapılabilmesi için, muhalefetin fikrinin kararlar alınmadan sorulması gerektiğini kaydetti. 
Kar-İş konusunda hükümetin izlediği yolu da eleştiren Hamzaoğulları, Kar-İş ezilerek bir yol izlenecekse, tempoyu yükselterek hükümete cevap vereceklerini ifade etti. 
 

İNCİRLİ 
CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli de sağlıkta son durum konusunda  yaptığı konuşmada, COVİD 19 pandemisinin üstesinden gelebilmenin yolunun aşı olduğuna işaret ederek, pandeminin üstesinden gelebilmenin moral ve motivasyonuna ulaşılabilmesi için de ülkede aşılamanın devam etmesi gerektiğine dikkat çekti. 
Ülkeye bugüne kadar toplam 110 bin 70 adet aşı geldiğini, bu miktarın da yaklaşık 55 bin 35 kişi için olduğunu ifade eden İncirli, istatistiki verilere dikkat çekti. 
Aşı uygulamalarını eleştiren İncirli, gelen aşı miktarına bakıldığında 55 yaş üstü ve sağlık çalışanları, kronik hastalar için en az  40 bin doz aşı açığı bulunduğunu, Sağlık Bakanlığı’nın aşı konusunda açıklama yapması gerektiğini ve bundan sonra yapılacak aşı uygulamalarının şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini vurguladı. 
Aşılama tamamlanmadığı sürece, insani ve ekonomik krizin artarak devam edeceğini vurgulayan İncirli, hükümetin bu konuda acil önlemler alması gerektiğini kaydetti. 
Pandemi sürecinde başarının can kaybı üzerinden bir değerlendirme ile yapılmasının yanıltıcı olduğuna dikkat çeken İncirli, sağlıkla ilgili süreçlerden dolayı yaşanan sıkıntılara işaret etti. 
Hükümeti eleştiren İncirli, alınan kararların gerekçeleri olması gerektiğini vurguladı. 
Hastanenin yatak kapasitesinin bir an önce güçlendirilmesi gerektiğine işaret eden İncirli, kapanma kararı alınırken yapılması gerekenlere değindi. 
Hükümetin insanları yoksulluğa sürüklediğini, bir süre sonra insanların yoksulluktan hastalanacağını ileri süren İncirli, covid dışı hastalar ve ilaç temininde yaşanan sıkıntılara da değindi. 
Aşılama durursa yeniden açılmanın sürdürülemez olduğunu söyleyen İncirli, hükümetin aşı konusunda yeni girişimler yapması gerektiğini vurguladı. 

ŞAHALİ 
CTP Milletvekili Erkut Şahali de, iktisadi ve mali işbirliği protokolünde izaha muhtaç konular olduğunu savunarak, hükümetin bugün Mecliste olmadığı gibi, iktisadi ve mali işbirliği protokolünde de bulunmadığını ileri sürdü. 
Şahali, hükümetin hiçbir konuda iradesinin bulunmadığını öne sürerek, TC ile imzalanan anlaşmaya KKTC hükümetinin bir kez bakmadığını, gerek mevzuat çalışması, gerekse mali konularda anlaşma çerçevesinde yapılacaklarda KKTC hükümetinin yer almadığını iddia etti. 
Pandemi koşulları nedeniyle ekonomik sıkıntıların içinde, sıcak kaynak girişine her zamankinden çok ihtiyaç duyulabilecek bir dönemde, anlaşma içinde böyle kaynak bulunmadığını ifade eden Şahali,  burs ödemeleri konusuna da değinerek, ödemelerin geciktiği eleştirisinde bulundu. 
Anlaşmada yer alan makamlar hiyerarşisi konusunda da eleştiriler yapan Şahali, protokole göre, KKTC makamlarının hiçbir konuda irade sahibi olmadığını ileri sürdü.  
Anlaşmanın hiçbir bölümünde KKTC’nin olmadığı, yok sayıldığı iddiasında bulunan Şahali, protokolde yer alan bazı maddelerden örnekler verdi. 
Şahali, protokolde bazı sivil toplum örgütlerinin daha muteber sayılacağı bir yardım anlayışının da yer aldığını ifade ederek, bunun demokrasi ile bağdaşmadığını ve doğru olmadığını söyledi. 
Şahali, KKTC makamlarının adının geçmediği protokolün, KKTC’nin varlığının sorgulanmasına neden olacağını, bunun kabul edilebilir olmadığını öne sürdü. 
Şahali, Kıbrıslı Türklerin dünyaya entegre olmak için bir dönüşüm içinde oldukları bir dönemde, bunun aksinin düşünülemeyeceğini belirtti. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1