Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Mahmut Kanber, sosyal medya hesabından son yaşananlarla ilgili bazı eleştilerde bulundu.

İşte Kanber'in paylaşımı;

Evet yaşananlar tam da bu günü  anlatmaktadır. 2020 Mart ayında başlayan pandemi sürecinden, geldiğimiz bugüne kadar yaşananların en net halidir bu.
Son yaşanan siyasetin bu halktan kopuk, toplumsal ihtiyaçlara cevabını veremeyen, siyaset, üretemeyen kargaşa yaratan, halkımızın devletine ve hükümetine güvenini sarsan kişilerin beceriksizliğinin kurumsal güvensizliği getirdiğini görmekteyiz. Biz esnaflar on yıllardır sürdürdüğümüz sürdürülebilir bir ekonomi için mücadele ederken, popülizm yapan hükümetler bugünleri düşünmeli fonların içini boşaltırken, yedek akçe yi yok ederken, toplumu üretimden koparırken,ithal zihniyeti överken, şişirilmiş içi boş sektörleri teşviklerle ayakta tutarken, sermaye guruplarının menfaatlerini herşeyin üzerinde savunurken, hertürlü müdahaleyi normalleştirirken,ülkemizde neredeyse dernek seçimlerine dahi müdahil olanlar bugünleri düşünmediler. Halk sağlığının önemini bilmeliydiler, bilemediler ve hala bilmiyorlar. Çünkü bilimsel veriye inanmayan, tüm dünyada yaşandığı gibi algılamayan, kendi sorumluluklarını yerine getiremeyen hükümetlerin sağlığı 
önemsiz gibi göstermeye çabalaması bizleri rahatsız etmektedir, 
Hükümetlerin görevi çaresizliği halkına anlatmak değil çare bulmaktır oysa biz bugüne kadar duyduğumuz; “kaynağımız  yok o yüzden kapanmayı doğru bulmuyoruz” söylemlerini, halkımızın sağlığını önemsiz bir bakış açısına sahip hükümetin davranışını doğru bulmaz ve red ederiz.

Sosyal devlet tanımına uygun davranmaları anayasal sorumluluklarıdır. Bu çerçevede tüm dünyada aşılanma bir program ve takvim çerçevesinde ortaya konarak sağlıkla ve ekonomi ile ilgili programı da buna bağlı olarak açıklanır halkı ile paylaşır ve kararlar üretilir. Bizler bu çerçevede anayasal hakkımız olan haklarımızı talep ediyoruz. Pandeminin yarattığı ekonomik kayıpların yerine konması, yaraların sarılması  devleti yönetenlerin sorumluluğundadır . Bundan kaçamazsınız, devleti yöneten hükümetlerin kendi İstikballeri yerine öncelikle toplumun sağlığını ve ekonomisini toplumun anlayacağı gibi ortaya koyup, ondan sonra bizlerden, birlikte mücadele etmeyi bekleyebilirler.
Tüm bunlar olurken ekonominin en belirgin örgütlerinin fikrini almadan üretilen kararların anlamsız kaldığını 10 aydır kendilerine anlatıyoruz, birlikte çalışmanın yararlarını toplumsal faydaya dönüştürmek için kolektif çalışmayı tüm önerilerimizde ortaya koyarak kendilerine anlattık, anlatmaya da devam edeceğiz. Ülkemin insanlarının sağlığı, benim için sağlığın öneminin tartışılmayacağı bir durumdur ancak bu şu demek olmuyor ; “ekonomiyi görmezden gelelim” gibi bir anlam çıkmasını da doğru bulmuyorum. Dolayısıyla sağlıklı yaşayarak güvenli ve sürdürülebilir bir ekonomik yapı için palyatif popülist ve öngörüsüz kararları doğru görmediğimi paylaşmak isterim.
Esnafın, zanaatkarın, üreticinin, dar gelirlinin toplumun tabandaki en yaygın ekonomik yapısı görmezden gelinerek kendi başına bırakılmasına müsaade etmeyeceğiz.  
Bu mücadeleyi tüm kesimler ile birlikte vererek istikrarlı bir yapı için mücadelemizi sürdüreceğimizi söylemek istiyorum. Sektörlerle sağlıkçıları karşı karşıya getirme çabaları başarılı olamayacaktır, buna bizler müsaade etmeyeceğiz . Sektörlerin ekonomi ile ilgili sorunlarının muhatabı doğrudan devleti yönetme sorumluluğunu üstlenen hükümetin sorumluluğunda olduğunu bundan kaçamayacağını ekonomi ile ilgili konunun da ekonomide etkin örgütlerle birlikte karar üreterek ortaya konmasını başından bu güne savunuyoruz, savunmaya da devam edeceğiz. 
Tüm bunları görmezden gelen, kurumsal bir refleks göstermeyen hükümetin kendi derdinden kurtulup ülkemizi yönetmek bütün dünyada devam eden pandemi krizinin bir an önce çözülebilmesi ile ilgili sağlıklı kararlar üretmeye, siyasetin kurum kuruluş ve kurumların görüşlerine saygı duymaya ve kendine düşen sorumluluğu halkın sağlığını ve ekonomisini düşünerek karar vermeye davet ediyoruz.