banner2
banner34

Kooperatiflere yazık ediyoruz!

Kooperatiflere yazık ediyoruz!
banner45

Ceren ÖZBİL

Kooperatifler devlet eliyle uçurumun kenarına sürükleniyor. 1990’lı yıllarda Kurumlar Vergisi’ne tabi tutulması nedeniyle ucuza hizmet verme şansı elinden alınan kooperatifler şimdi de denetimlerinin ve genel kurullarının düzenli yapılmaması ve bu nedenle de usulsüzlüklere açık kapı bırakılması nedeniyle halkın gözündeki güvenini kaybediyor. Ayrıca Kooperatif Şirketler Mukayyidi’nin de 3’lü kararname ile atanması yani bir başka deyişle siyasi atama olması da ayrı bir tartışma zemini yaratıyor.

Bunun örnekleri arasında ise Paşaköy ve Taşkent Kooperatifleri yer alıyor. Bilindiği üzere Paşaköy Kalkınma Kooperatifi’nde yaklaşık 3 yıl önce usulsüzlük bulgusuna rastlanması nedeniyle Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’nin başlattığı soruşturma sürüyor. Köy halkından elde edilen bilgiye göre de; bu kooperatife borcu olan olmayan tüm üyelerin gelirinden kesinti yapılıyor. Bazı Paşaköylüler ise durumu şahsi olarak yargıya taşımış durumda…

Benzer bir süreç Taşkent Kooperatifi’nde de yaşandı. Taşkent Kooperatifi’nde de usulsüzlük bulgusun rastlanması üzerine Kooperatif Şirketler Mukayyitliği soruşturma başlattı, rapor hazırlandı ve konu yargıya taşındı. Bunun sonucunda da söz konusu dönemin kooperatif sekreterine 5 yıl hapis cezası verildi. Kooperatifte mevduatı olanlara borç senedi imzalatılarak paraları ödendi. Bunun dışında da kooperatif üyelerinin ilgili sekretere açtığı dava görüşülmeye devam ediliyor. Benzer bir durumun bazı kooperatiflerde de yaşandığı biliniyor.

Ayrıca bunlar dışında da ekonomik olarak zora düştükleri gerekçesiyle kendi talepleri doğrultusunda kapatılan Bağlıköy Kooperatifi gibi benzerleri de bulunuyor.

Tüm bunlara rağmen ülkede toplam 215 kooperatif bulunurken, bu kooperatiflerde teftiş, denetim, murakebe, inceleme, araştırma, soruşturma, tasfiye ve benzer işleri yapmak için 26 müfettiş görev yapıyor. Kısacası Kooperatif Şirket Mukayyitliği’nin 30 müfettiş kadrosu açığı bulunuyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan Koop-Sen Başkanı Mehmetali Güröz, kooperatifçiliğin orta direğin bel kemiği olduğunu söyledi ve kooperatifçiliği ayakta tutmak için de Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’nin özerk bir yapıya kavuşması gerektiğini, kooperatiflerin denetimlerinin ve genel kurullarının düzenli yapılması gerektiğini ve üyenin de kooperatifine sahip çıkması gerektiğini anlattı.

“Düzenli genel kurullar yapılmalı”

Üyelere kooperatiflere sahip çıkma çağrısı yapan Güröz şu şekilde konuştu:

Köylü kooperatifine sahip çıkmalıdır. Kooperatifler orta direğin bel kemiğidir, orta direği koruyan tek kuruluşlardır. Dolayısıyla ucuza ve kaliteli hizmet isteyen memur, köylü, öğretmen kendi kooperatifine sahip çıkmalıdır. Kooperatifler Şirketler Mukayyitliği kooperatifleri düzenli bir şekilde denetlemek zorundadır ve denetlemelidir. Kooperatifler genel kurullarını yasa gereği olarak her 3 yılda bir yapmalıdır. Ancak 10 yıldır genel kurulu yapılmayan kooperatifler olduğunu biliyoruz.

“Mukayyitlik özerk olmalı”

Kooperatif Mukayyitliğinin yeni yasa ile düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Mehmetali Güröz “Mukayyit ataması 3’lü kararnameden arındırılmalıdır. Bir Ombudsman, bir Sayıştay gibi meclis tarafından siyasetten arındırılmış bir şekilde seçilmelidir. Bu görevi de bir dönem yapıp bir dönem sonra gitmelidir. Bu yapıldıktan sonra diğer kooperatiflerin genel kurulları düzenli yapılmalıdır” dedi.

“Ticari bir kurumla kooperatif arasında hiçbir fark yok”

Kooperatifçiliğin devlet tarafından teşvik edilmesi gerektiğini kaydeden Mehmetali Güröz,1990’na kadar kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğunu söyledi. Güröz şu şekilde konuştu:

1990’lı yıllardan sonra kooperatifler kurumlar vergisine tabi oldu. Bu nedenle de ucuza hizmet verme şansı elinden alındı. Kurumlar vergisi ciddi bir avantajdı. Şimdi ticari kurumlarda, kooperatif de kurumlar vergisi ödüyor. Biri kooperatiftir, biri özel şirkettir. Özel şirkette patron gelir namına çalışıyor ve istediği şartlarda çalışanları da çalıştırıyor ve kar oranını belirliyor. Ancak kooperatif çalışanların hakkını korumak zorundadır, Toplu İş Sözleşmesini yapmak zorundadır. Kısacası devlete karşı yükümlülüğünü yerine getiriyor. Ayrıcalığı elinden alınmıştır. Ayrıca kooperatifler kredi alacaksa ana banka olan Kooperatif Merkez Bankası ile çalışmak zorundadır. Ticari kuruluşlar istediği banka ile çalışabiliyor. Daha sonra da kooperatiften daha ucuza ve aynı kalitede ürün bekleniyor.

banner37
“Birlikten kuvvet doğar”

Mehmetali Güröz, kooperatifçiliğin dünya ve ülkemizdeki tarihi hakkında da bilgi verdi. Güröz’ün bu konudaki açıklamaları ise şu şekilde:

Tarihsel gelişimin bir ürünü olan kooperatifler, çeşitli kişi veya grupların maddi ve manevi olanaklarını birleştirdikleri örgütlerdir. Kooperatiflerin amacı, birleşerek daha çok kazanç sağlamak, verimli çalışarak üretimi arttırmak ve ürettiklerini değerlendirerek daha ucuza tüketim maddesi elde etmektir.

Başka bir deyişle kooperatifler “birlikten kuvvet doğar” sözünü en iyi anlatan demokratik işletme kuruluşlarıdır. Kooperatifler birlikte çalışmanın ortaya koyduğu ve birlikte yaşama ruhunu en güzel şekilde yansıtan kuruluşlardır.

Kooperatifçilik ilk olarak Sanayi Devrimi neticesinden 19. yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkmış, sanayi devrimi sonrasının sosyal bir kurumudur. Yani bugünkü anlamda kooperatifçilik sanayileşme süreci ile birlikte ortaya çıkmıştır. Çağımız kooperatifçiliğinin babası İngiliz Robert Owen'dır ve bu hareket kısa zamanda tüm Avrupa'ya yayılmıştır. ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya günümüzde kooperatifçiliğin en yaygın olduğu ülkelerdir. Bir başka deyişle, Batı ekonomilerinde ve pazar ekonomilerinin hakim olduğu ülkelerde Kooperatifçilik sisteminin etkin olduğunu söyleyebiliriz.

Dünya üzerinde büyük halk kesimlerine hitap eden, işsizliğin önlenmesine katkı koyan, sürdürülebilir ekonomik yapının kurulmasında rol oynayan kooperatifçilik geleneksel olarak tarım, ticaret, konut, su, elektrik ve sağlık sektörlerinde, bankacılık ve sigortacılık alanlarında etkin bir şekilde örgütlüdür. El sanatları, turizm ve kültür alanlarında ise her geçen gün örgütlülüğü yaygınlaşmaktadır.

Kooperatifler, ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılamak amacıyla gönüllü olarak bir araya gelmiş kişilerin oluşturdukları özerk yapıları ile ortak olarak sahiplendikleri ve demokratik şekilde yönettikleri işletmelerdir. Bu tanım 7 kooperatifçilik ilkesine işaret etmektedir.

1. Gönüllülük ve açık üyelik

2. Demokratik olarak ortakların yönetimde söz sahibi olması

3. Ortakların mali katılımı

4. Özerklik ve bağımsızlık

5. Eğitim, öğretim ve bilgi akışı

6. Toplum yararını gözetme

7. Kooperatifler arası işbirliği

Adası'nda ilk kooperatifçilik hareketinin 22 Ekim 1909 tarihinde Lefkonuk köyünde kredi kooperatifi kurulması ile başladığını görmekteyiz. 20'nci yüzyılın başlarında Ada'da yaşam standardı düşük seviyelerde seyretmekte, yoksulluk baş göstermekte, bununla birlikte bireylerin eğitim düzeyi oldukça aşağılarda seyretmekte idi, çiftçi ve hayvancılar tefecilerin zulmüne maruz kalmaktaydı. Bunun neticesinde 1920'li yılların ortasında işçi sınıfının siyasal mücadelesi ve kooperatifçilikle birlikte kapitalist düzene karşı örgütlenmesi başlamıştır. Güçlerini birleştiren üreticiler, çiftçiler ve hayvancılar kooperatifleri vasıtasıyla kapitalist sisteme karşı hayatlarını idame ettirdiler. 1959 yılına kadar lı Türk ve Rumlar mevcut kooperatiflerin ortak üyeleriydiler. Üretimden gelen güçlerini birleştirip mevcut kapitalist sisteme karşı duyuyorlar. Toplumlar arası çatışmaların başlamasıyla Rum ve Türk kooperatifleri ayrılarak, her toplum kendi Kooperatifi ile yaşam mücadelesi vermeye başlamıştır. Türk toplumu da 1959 yılında kurulan Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd. şemsiyesi altında örgütlenip ekonomik güçlerini birleştirerek sisteme karşı kendilerini korumaya almışlardır.

Kooperatiflerin kurulup büyümesi hem insanların yetiştirilmesi ve kültürel gelişmesi hem de sosyo-ekonomik hayat ile milli kültürün olgunlaşması yönünden önemlidir. Bu bağlamda, kooperatifler güçlü bir ekonomik ve sosyal düzenin inşasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu bilinçle ülkemizdeki sektörler güçlerini kooperatif çatısı altında birleştirerek mücadele etmeli ve ülkenin ekonomik yapısında pay ve söz sahibi olmalıdırlar.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1