banner2
banner34

Küçük ailesi tepkili… “Dr. Küçük olmasaydı bu dizi de olmazdı”

Küçük ailesi tepkili… “Dr. Küçük olmasaydı bu dizi de olmazdı”
banner45

Kıbrıs Türk Toplum Lideri Dr. Fazıl Küçük’ün oğlu Mehmet Küçük ve torunu Selen Süheyla Küçük, “Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisiyle gündeme gelen tartışmalara ilişkin görüş ve düşüncelerini GIYNIK WEB TV canlı yayınında paylaşıyor.



Dr. Fazıl Küçük’e ilişkin görüş ve düşüncelerinin yanı sıra anılarını da paylaşan Küçük ailesi, Kıbrıs Türk Toplumu’nun en değerli isimlerinden Dr. Fazıl Küçük’ün anılarını yâd ediyor.

“GERÇEK KARAKTERLERİ KULLANACAKSANIZ HER ŞEY GERÇEĞE UYMALIYDI”

Dr. Fazıl Küçük’ün oğlu Mehmet Küçük, ‘Bir Zamanlar Kıbrıs’ dizisinin içerisinde çok fazla hata olduğuna dikkat çekerek, “Kıbrıs tarihi baz alınarak bir dizi yapılacaksa, kişilerde isim ve sıfat olarak kullanılacaksa ve canlandıran aktör de Dr. Fazıl Küçük’e bekletilecekse tarihe dikkat etmek gerekiyor. Bu bir belgesel değildir belki ama siz gerçek isimleri kullanacaksanız ve görüntüsünü de benzetecekseniz, doğru bir kurgu da yapacaksınız” dedi.

“UMARIM BU HATALAR DÜZELTİLİR”

Dr. Fazıl Küçük’ün hiçbir zaman Makarios’un ikinci adamı olmadığını vurgulayan Mehmet Küçük, “Umarım ilerleyen bölümlerde hatalar düzeltilir” temennisinde bulundu. “Bize de geldiler ama bize gelenler senaryoyu yazan kişiler değildi. Biz elimizden geldiğince yardım etmeye hazırız. Eğer bir senaryo yazılacaksa, senarist iyi bir araştırma yapmalıdır. Devlet arşivinde ciltlerce dokümanter var. 1963’ü yaşamış ve halen hayatta olan bir çok kişi var” dedi.

“DR. KÜÇÜK OLMASAYDI BU DİZİ OLMAZDI”

“Bir Zamanlar Kıbrıs dizisinin çekileceğini ilk duyduğum ve afişini gördüğüm zaman dedem Dr. Fazıl Küçük’ün dizide olmadığını öğrendim fakat daha sonra dizinin yapımcısı arayarak bana böyle bir şey olmayacağını ve dedemin dizi de olduğunu söyledi” diyen torun Selen Süheyla Küçük, “Ben onlara da söyledim. Dedem olmasaydı zaten bu dizi de olmazdı. Çok büyük bir yükün altına girdiklerini söyledim. Eğer bir tarih ele alınıyorsa ve yakın bir tarihten bahsediyorsak, çok dikkatli olunmalıdır. Çok büyük acılar, göçler, ayrılıklar var. Bu acıları yaşayan insanlara karşı çok büyük bir saygısızlık. Kimseye danışmadan, o günleri yaşayanlara sormadan böyle bir şey yapılmamalıydı. Dedemin kemiklerini sızlattılar. Dedem aylarca Ankara’da kaldı ve Kıbrıs’ta bir dava olduğunu anlatmaya çalıştı. Dedemin Türkiye’ye olan bağını ve güvenini herkes biliyor” şeklinde konuştu.

“MADEM TARİHİ DEĞİŞTİRECEKTİNİZ GERÇEK KARAKTERLERİ KULLANMASAYDINIZ”

Dizinin tarihi örgü açısından çok ortadan başladığını kaydeden Mehmet Küçük, “Sokaklarda koşuşan insanlar, diğer yandan Enosis diye bağıran adamlar. Ne Enosis’in ne olduğu anlatıldı. Ne EOKA’nın ne olduğu anlatıldı. Şapkanın üzerine EOKA yazmakla bu iş olur mu. Tarihe aykırı ve gerçeği yansıtmayan çok şey var. Dizi çekecekseniz çekin, içerisine aşk koyacaksanız koyun ama tarihi değiştiremezsiniz. Siz tarihi yanlış anlatıyorsunuz. Madem Rıza Vuruşkan’ın ismini değiştiriyorsunuz o zaman Denktaş’ın da adını değiştirin. Dr. Küçük’ün de adını ve yüzünü değiştirin. Madem benzetecektiniz o zaman tarihi de doğru aktaracaksınız. Dizinin ilk bölümünden anladığımız bu iş tamamen bir fiyaskodur.

“DR. KÜÇÜK AYLARCA ANKARA’DA MÜCADELE ETTİ”

“İngilizlerin adadan ayrılacağı artık belli olmuştu. Rumlar İngilizlere karşı ayaklanmaya başlamıştı. EOKA’nın 1 Nisan 1955’te kurulmasıyla birlikte Yunanistan tarafından desteklenen 300 EOKA askeri vardı. İngiltere, Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Kıbrıs gibi sömürgeleri yavaş yavaş terk etmeye başlamıştı” diyen Mehmet Küçük, “Dr. Fazıl Küçük, İngiltere’nin adayı terk ederken Kıbrıs’ı esas sahibi olan Türkiye’ye geri vermesi gerektiğini savunuyordu. O dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı ‘Bizim Kıbrıs diye bir davamız yoktur’ demişti ve Türkiye Kıbrıs’ı geri almayı kabul etmiyordu. Aylarca Dr. Küçük Türkiye’de kaldı fakat Türkiye yetkililerinden randevu bile alamadı. Büyük uğraşlar ve mücadeleler neticesinde Hürriyet Gazetesi sahibi Sedat Simavi’nin desteklemesi, Adnan Menderes’in de sahip çıkmasıyla Türkiye, Kıbrıs davasını başlattı” anımsatmasında bulundu.

“DİZİNİN İKİNCİ BÖLÜMÜ YAYINLANMADAN DURDURULMALI”

Mehmet Küçük, dizinin ikinci bölümünün dahi yayınlanmadan, tekrardan tüm hataların düzeltilerek yeniden çekim yapılması ve daha fazla yaralar açılmadan, açılan yaralar büyümeden, Türkiye ile Kıbrıslı kavgası yaşanmadan, toplumu bölmeden bu dizinin düzeltilerek ve doğru hareket ederek yeniden devam etmesi gerektiğini ifade etti. Mehmet Küçük, Dr. Fazıl Küçük’ün birinci adam olduğunu ve bunu kimsenin inkar edemeyeceğini vurguladı. Selen Küçük, söz konusu dizide hem Dr. Küçük’e hem de Rauf Denktaş’a büyük haksızlık yapıldığını da sözlerine ekledi.

banner37
“DEVLET TELEVİZYONUNDA ÇEKİLMİŞ OLMASI ÜZÜCÜ”

Bu dizinin özel bir kanalda değil de devlet televizyonunda çekilmiş olmasının daha üzücü olduğunu kaydeden Mehmet Küçük, “Özel bir kanalda çekilmiş olsaydı derdim ki kazanç sağlamak için yaptılar ne bekleyebiliriz ama devlet televizyonunda böyle bir yapımın olması ve bu kadar hata olması çok üzücü” şeklinde konuştu.

“DR. KÜÇÜK’ÜN SÖZÜNÜ DENKTAŞ BEY SÖYLEMİŞ GİBİ YANSITTILAR”

“Senaryo yazılmadan bana gelselerdi gerçek olayları anlatırdım” diyen Mehmet Küçük, Dr. Küçük’ün Ankara’ya yönelik söylediği “Tükeniyoruz, eğer yardım etmezseniz yok olacağız ama yardım eli uzatamazsanız da vatan sağ olsun” sözleriyle yaptığı yardım talebini sanki Denktaş bey söylemiş gibi yansıttılar. Bayrak radyosunun kuruluşuna ilişkin anısını da duygusal şekilde anlatan Mehmet Küçük, ‘Bayrak, Bayrak, Bayrak’ anonsunun ilk anlarını anlattı.

“DR. KÜÇÜK GEÇİŞTİRİLDİ”

Dizideki karakterin Dr. Fazıl Küçük’e hiç benzemediğini savunan Selen Süheyla Küçük, “Denktaş beyi oynayan karakter daha çok benzemiş. O karakter bir odaya gidiyor ama kimin odası odadaki kim bunlar doğru yansıtılmıyor. Grivas, Makarios, Denktaş bey hepsinin isimleri ekranda yazıldı ama Dr. Küçük’ün ismini de yazmadılar. Orada da teknik bir hata var” şeklinde konuştu.

“KIBRIS’TA TEK BİR LİDER VARDIR”

Bir liderin oğlu olmak, büyük bir gururun yanında çok büyük bir sorumluğu da beraberinde getiriyor. Herkes sizi babanızla mukayese ediyor ama Dr. Küçük’ün oğlu olmakla her zaman onur duydum. Lider olmak çok farklı bir şeydir. Kimse seçimle lider olmaz. Ancak Cumhurbaşkanı olur ama lider olmak çok farklı bir durumdur. Arkasına bir kitleyi almak ve destek görmek halkı arkasından sürüklemek için liderlik vasfına sahip olmanız gerekiyor. Kıbrıs’ta da tek bir lider vardır o da Dr. Fazıl Küçük’tür. Ona layık olmak için çok uğraştım ama Dr. Küçük çok farklı bir insandı. Ona benzediğimi düşünmüyorum. Ona benzemek mümkün değil çünkü çok farklıydı. Hiçbir hobisi yoktu. Kağıt oynamayı dahi bilmezdi, futboldan anlamazdı. Sürekli halkın arasındaydı.

GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

Dr. Küçük’ün kendi ailesinden, kendi evladından bile vazgeçmeyi göze alacak kadar halkını ve toplumunu düşünen bir lider olduğunu vurgulayan Mehmet Küçük, anılarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. “Bir aşk dizisiyse yolları açık olsun” diyen Mehmet Küçük, “Eğer tarihi anlatacaksanız bunları anlatın. Dr. Küçük’ü başkasının önünde önünü ilikleyen ya da ayakta bekleyen birisi olarak yansıtmayın” diyerek tepkisini dile getirdi.

“İSİMLERİNE LAYIK OLMAK BÜYÜK SORUMLULUK”

Dr. Küçük vefat ettiği zaman küçük yaşta olduğunu fakat babaannesi sayesinde anılarıyla büyüdüğünü vurgulayan Selen Küçük, “Dr. Küçük’ün adına layık olmak büyük bir sorumluluk. Ona karşı saygısızlık yapılmasına asla izin vermeyeceğiz. Dr. Küçük ömrünü toplumuna adayan bir liderdir. Babaannesi Süheyla Küçük’ten de bahseden Selen Süheyla Küçük, “Süheyla Küçük, bir first lady olarak yaşadı ve ömrü boyunca da bu vasfa sahip oldu. Bu ailenin evladı ve torunu olduğum için çok şanslıyım. Babaannemle uzun zaman geçirdiğim için çok şanslıyım” dedi.

“ANNEM BİZE BABALIK DA YAPTI”

“Babam bir kitabının ön sözünde, “Size babalık yapamadım ama Kıbrıs’ta yaşayan Türk toplumunun mücadelesi için bunu yapmak zorundaydım. Beni anlayacaksınız” yazmıştı. Annem bize hem annelik hem babalık yaptı. Çünkü babam yanımızda yoktu. Annem çok fakir bir ailede dünyaya geldi ama babamla evlendikten sonra kendini geliştirdi, eğitim aldı, lisan öğrendi ve yaşadığı süre boyunca hakkında tek bir kötü söz söylenmedi. Babamızla ne kadar iftihar ediyorsak, annemizle de aynı şekilde iftihar ediyoruz. Tek bir gün dahi annemle babamın kavga ettiğini duymadık. İkisi de bizim için çok özel insanlardı.

“DR. KÜÇÜK’E VEFASIZLIK YAPMALARINA ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

“Babama vefasızlık ve nankörlük yapmalarına müsaade edemeyiz. Türk milleti kendisine yapılanı hiçbir zaman unutmaz. Türk milleti vefalıdır. Hiçbir şey almadan her şeyini bu topluma veren bir insana bu toplumun bir vefa borcu olması gerektiğini düşünüyorum. Dr. Küçük’ü ikinci, üçüncü adam, kenarda bir isim veya Makarios’un yardımcısı olarak gösteren senaristlere ve yapımcılara bu toplumun tepki göstermesi gerektiğini düşünüyorum” diyen Mehmet Küçük Televizyon dizilerinde Dr. Küçük’ün bu şekilde yansıtılması büyük bir vefasızlıktır. Sesimizi yükseltmeliyiz. Bu şekilde yansıtılmamalıydı. 80 milyonluk Türk halkına iletilecek bir dizide Dr. Küçük böyle yansıtılmamalıdır. Yapılanlar doğru aktarılmalıdır. Bu toplumun bir minnet duygusu olmalıdır. Tarih doğru aktarılmalı ve tarih doğru bilinmeli” diyerek, bu yanlışın bir an önce düzeltilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kaynak: Gıynık Gazetesi

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1