banner2
banner34

Meclis Genel Kurulu'nda güncel konuşmalar yapılıyor

Meclis Genel Kurulu'nda güncel konuşmalar yapılıyor
banner45
banner46

Meclis Genel Kurulu’nda güncel konuşmalara yer veriliyor. Konuşmalarda ağırlıkla ekonomik durum, elektrik ve hellimin tescili konuları üzerinde duruldu.

ÖZERSAY SAĞLIK VE EKONOMİDE SON GELİŞMELER HAKKINDA KONUŞTU

Bu bölümde ilk olarak HP Genel Başkanı Kudret Özersay “Sağlık ve ekonomideki son gelişmeler” başlıklı konuşma yaptı.

Girne Hastanesi konusunda ihale bağlamında yaşanan tartışmalara işaret eden Özersay, resmi durumun ne olduğunu sordu. Başbakan’a “ihale iptal oldu mu?” diye soran Özersay, ihaleye katılabilecek şirketlerin sayısı itibarıyla devletin bu kadar büyük harcama yapacağı bir işte daha rekabetçi bir ortam oluşması adına ihale iptalinin doğru bir adım olduğunu dile getirdi.

TL’nin değer kaybı nedeniyle oluşacak sıkıntıların üstesinden gelmek için yaptıkları önerilerin dikkate alınmasını isteyen Özersay, hükümetin dövizin dar gelirli vatandaş üzerinde yaptığı etkiyi ortadan kaldırmak için herhangi bir çalışma yapıp yapmadığını sordu.

“Elektrik fiyatları ucuzlatma çalışması başlattık” dedikten 3 ay sonra “bu işin astarı yüzünden pahalı, muhtemelen yüzde 15 zam yapacağız” dendiğini ifade eden Özersay, 26 Mart’ta Bakanlık Müsteşarı’nın yapılacak zammın yüzde 15’ten fazla olması gerektiği yönünde açıklama yaptığını, aynı tarihte Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı’nın “devlet kurumun zararını karşılamazsa zam yapmak kaçınılmaz olur” dediğini ve yine aynı gün hükümetin “elektrik zammını vatandaşa yansıtmayacağız” dediğini kaydetti.

Yüzde 15 denilen günden bu yana dövizin arttığını, bu durumda daha fazla mı zam yapılacağını, yapılacaksa ne zaman yapılacağını soran Özersay, “Zam Maliye tarafından üstlenilerek vatandaşa yansıtılmayacak mı?” diye de sordu, maaşların bile borç alınarak ödendiğini anımsattı.

Türkiye ile imzalanan protokolde “Mart ayında Kamu Görevlileri Yasası ve Üst Kademe Yöneticileri Yasasıyla ilgili gerekli değişiklik yapılacaktır” dendiğini anımsatan Özersay, nisan ayına girildiğine işaret etti.

Bildiği kadarıyla bu taslakların hazırlanıp Meclis’e bile gelmediğini söyleyen Özersay, “Anlaşma henüz yürürlüğe girmedi mi? o yüzden mi taahhütler yerine getirilmedi?” diye sordu, taslaklar ve süreçle ilgili bilgi istedi.

Dışişleri Bakanı’nın “hellimde resmen oyuna geldik” şeklindeki açıklamasına da işaret eden Özersay, kendilerinin Sanayi Odası’yla yaptıkları görüşmede tam olarak bir avantaj elde edilebilecek mi bunun uygulamada ortaya çıkacağını anladıklarını kaydetti.

Kudret Özersay, böyle bir kararla ilgili olarak eğer resmen oyuna gelindiyse Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık yoksa Cumhurbaşkanlığı’nın mı oyuna geldiğini sorarak her üç makamın da UBP’den olduğunu anımsattı.

“Hükümet bir bütündür” diyen Özersay, Dışişleri Bakanı’nın Financial Times’a yaptığı açıklamaya işaret ederek, “KKTC tanınmadığı takdirde, doğal gazın paylaşılması gündeme gelirse, çözümden önce iki taraf bunu paylaşamaz, Kıbrıslı Türkler sürece dahil olamaz, bizi tanımazlarsa o masaya gitmeyiz midir pozisyon?” diye konuştu.

“Bizim doğal gazla ilgili Kıbrıs Rum tarafına verdiğimiz öneri geçersiz midir? Değişmiş midir? Doğal gaz konusunu KKTC’yi tanırsanız konuşuruz? Türkiye’nin de duruşu bu mudur” diye de soran Özersay, “Bu konuyu görüşmeyi bile tanınmaya mı bağladık?” sorusunu yöneltti.

ARIKLI: “ZAM HOŞUMUZA GİDEN BİR KONU DEĞİL”

Özersay’ı yanıtlamak üzere kürsüye çıkan Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, zam konusunun kendilerinin de hoşuna giden bir konu olmadığını dile getirdi.

Önceki hükümet döneminde zammı halka yansıtmamak için yaptığı işleme işaret eden Arıklı, 2018’de Kıb-Tek’e herhangi bir ödeme yapılmadığını bildirdi.

2019-2020’de kurumun bilerek ya da bilmeyerek zarara uğratıldığını söyleyen Arıklı, gerek üniversitelerin gerek otellerin kapalı olması nedeniyle şu an elektrik üretiminin azaldığını, bu nedenle birim maliyetlerinin arttığını söyledi. Arıklı, üretim arttıkça maliyetlerin aşağıya düşeceğini anlattı.

Arıklı, maliyetleri aşağı düşürmek için çalıştıklarını, akaryakıt ihaleleriyle ilgili yapılmak istenenin de bu olduğunu dile getirdi.

Göreve geldiklerinde iptal ettikleri akaryakıt ihalesine işaret eden Bakan Arıklı, acil şekilde alınması gereken miktar için doğrudan alım yoluna gidildiğini, 34 ABD Doları’ndan aldıkları bu yakıtın daha önce açılan ihalede 38 Dolar olarak belirlendiğini anlattı.

Arıklı, yeni ihalenin 28 Dolar belki daha altından sonuçlanacağını söyledi, kendisine sanki kurumu zarar ettiriyormuş gibi eleştiriler yapıldığını ancak sadece 24 bin tonda 115 bin Dolar kâr edildiğini belirtti.

Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, bir soru üzerine 24 bin tonluk alımı ihaleye bağlamanın yaşanabilecek aksaklıklar ya da kötü niyetli hareketler nedeniyle ülkeyi zor durumda bırakabileceğini, bu nedenle alımı TPİC’ten yaptıklarını anlattı.

“38 Dolardan alınsa hiç sesiniz çıkmayacaktı” diyen Arıklı, kurumun suistimal edilmesini önlemeye çalıştıklarını kaydetti.

“HP ÖDENMEDEN ZAM YAPILMAMASI DÜŞÜNCESİNDEYİM”

Arıklı, bir başka soru üzerine, en azından belirli bir süre için elektriğe zam yapmayacaklarını dile getirdi, kendi düşüncesinin en azından hayat pahalılığı ödeneği ödenmeden zam yapılmaması yönünde olduğunu anlattı.

ERTUĞRULOĞLU: “TOPLUM STATÜSÜNÜ ASLA KABUL ETMEM”

banner37
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da kürsüye çıkarak konuşmalara yanıt verdi. Hellim konusuyla ilgili en başından beri hangi görüşü savunduğunun bilindiğini söyleyen Ertuğruloğlu, geçenlerde Niyazi Kızılürek’in yazdığı bir yazıda isim vermeden ama kendisiyle ilgili “hatta aralarında biri var ki iki devlet, güvenlik, savunma adına hellimimizi Avrupa’ya satmamayı göze aldı” dediğini kaydetti.

“Sözde Kıbrıs Cumhuriyeti adını taşıyan Rum Devletinin Kıbrıslı Türkleri bu sözde cumhuriyetin bir toplumu olarak gördüğünü ancak Kıbrıslı Türklerin toplum statüsünde olmadığını” vurgulayan Ertuğruloğlu, asla toplum statüsünü kabul etmediğini, Kıbrıslı Türklerin bir devlet sahibi olduğunu vurguladı.

Ertuğruloğlu, asla toplum statüsünü kabul etmeyeceğini, devletin varlığı temelinde bir politika savunan herkesin de hellim konusunda yaşanan süreci, yukarda anlattıkları sebebiyle yanlış bulduğunu anlattı.

Bu konuda yapılan yanlışın önümüzdeki dönemde anlaşılacağını dile getiren Ertuğruloğlu, Türkiye’den hayvan bile ithal edilemeyeceği, yem bile alınamayacağının konuşulduğunu kaydetti.

Kendisinin ifade ettiği görüşün salt siyasi açıdan olduğunu dile getiren Tahsin Ertuğruloğlu, bu sürece KKTC açısından bir ikilemle girildiğini, “ülkede oluşan komünizm havasına boyun eğildiğini” söyledi.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, iki eşit egemen devlet temelinde bir görüşme sürdürülürken bu yapılananın KKTC’yi oyuna getirmek olduğunu belirterek bunun sonuçlarının sadece hellimle kalmayacağını söyledi.

Hellim konusunda bunu elde eden Rumlar ve AB’nin konuyu başka ürün ve konulara da taşıyacağını söyleyen Ertuğruloğlu, buna boyun eğilmeye devam edildikçe sorunun başka alanlara da yansıyacağını kaydetti.

Ertuğruloğlu, kendisi için önemli olanın ulusal dava olduğunu, Kıbrıslı Türklerin adanın eşit sahibi olduğunu vurguladı.

Bir soru üzerine, hellim konusunun 12 yıllık bir konu olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, iyi niyetle ama “hellimimizi Rum’a kaptıramayalım” diye başlayan süreçte hellimin Rum’un ya da Rum’un tayin edeceği kişilerin onayına bağlı hale getirildiğini söyledi.

“Biz AB’ye ne kadar hellim sattık?” diye soran Ertuğruloğlu, İngiltere’ye hellim satıldığını, İngiltere’nin de artık AB üyesi olmadığını kaydetti.

Süreçte hellim satışının hellimin direkt veya dolaylı insafına terk edildiğini belirten Ertuğruloğlu, “İtiraz ettiğim budur” dedi.

Bunun geçmişten gelen bir hata olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, konunun gündeme getirilme şekli sonucu popülizme teslim olunduğunu ifade etti.

Bir soru üzerine, iki eşit egemen devletin savunulmasını abesle iştigal olduğunun söylenmesinin kabul edilebilir olmadığını söyleyen Ertuğruloğlu, kendisinin toplum statüsünü ya da Kıbrıs Türkü’nün bunun insafına terk edilmesini asla kabul edemeyeceğini dile getirdi.  

Ertuğruloğlu, yine bir milletvekilinin sorusu üzerine doğal gaz konusunda Türk tarafının ortaya koyduğu pozisyona işaret ederek, Türk tarafını dışlayan girişimlerin asla başarılı olamayacağını anlattı.

“KIBRIS SORUNU BU ADADA KİM KİMDİR, KİM KİM DEĞİLDİR SORUNUDUR”

Kıbrıs sorununun bir statü sorunu olduğunu belirten Ertuğruloğlu, “Kıbrıs sorunu, bu adada, kim kimdir, kim kim değildir sorunudur” dedi.

Ertuğruloğlu “Konuşmalarım çıkılan bu yoldan dönelim demek için değildir” diyerek, AB yaklaşımlarını devletin statüsünü ayaklar altına aldığını anlatmak istediğini belirtti. Asla toplum statüsünü kabul etmediğini yineleyen Ertuğruloğlu, toplum olunsa Meclis’in de bakanların da cumhurbaşkanlığının da olamayacağını kaydetti.

Bir soru üzerine “Dünya Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bu şekilde kabul etti, bununla savaşamayız” düşüncesini kabul edemeyeceğini söyleyen Bakan Ertuğruloğlu “Sen tanısan da Rum, Kıbrıs Cumhuriyeti değildir” dedi.

“Biz AB’nin yaptığı yanlışa boyun eğerek, kendimizi onlara göre ayarlamamız lazım ki ilerleme kaydedelim” düşüncesinin yanlış olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu AB’nin yaptığı yanlışın bedelini Kıbrıslı Türklere ödetmeye çalıştığını ifade etti.

Uluslararası toplantılara katılımıyla ilgili bir soru üzerine Ertuğruloğlu, bu toplantılara KKTC’yi temsil ederek gittiğini ve bunu ifade ettiğini anlattı.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bir başka soru üzerine de, hangi partiden olursa olsun diğer makam sahipleriyle ters düşme gailesi olmadığını, esas sıkıntının ülkede estirilen popülizm havası olduğunu belirtti.

ÖZYİĞİT: “EGEMENLİĞİ EN ÇOK SAVUNAN BİZİZ”

Meclis’te daha sonra TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun konuşmasına yanıt vermek üzere kürsüye çıktı.

“Egemenliğe inanıyor musun inanmıyor musun” sorusunun doğru olmadığını söyleyen Özyiğit, Kıbrıs Türkü’nün bir devleti olduğunu, bunun tüm çözüm müzakerelerinde de yer aldığını belirtti.

“Egemenliği en çok da savunan biziz ama siyasal eşitlik temelinde, ne birinin yaması ne birinin vilayeti…” diyen Cemal Özyiğit, onurlu bir barış istediklerini, iki bölgeli iki toplumlu siyasal eşitlik temelinde bir çözüm istediklerini anlattı.

Özyiğit, “Kıbrıs Türk halkı bizleri seçti buralara getirdi, biz de bu mücadeleyi sürdürmekle görevliyiz” ifadelerini kullandı.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1