banner2
banner34

Müzakereci Nami’den önemli değerlendirme

Kıbrıs Türk Müzakerecisi Özdil Nami, Cenevre’de yapılacak Beşli Konferans’ın bir çatı olarak düşünülüp, bu çatı altında bütün konuların kapsamlı şekilde ele alınıp, sonuca götürülmeye çalışılacağını söyledi.

Müzakereci Nami’den önemli değerlendirme
banner45

Garantörlerin de katılacağı beşli formatta gündemin "Güvenlik ve Garantiler" olacağını, diğer konularda açıkta kalan unsurların ise bir birine bağlantılı şekilde iki tarafça ele alınacağını kaydeden Nami, ortak açıklamada yapılan konu sıralamasının ise öncelik sıralaması olmadığını vurguladı.

Nami, New York'taki görüşme sonrasında yapılan ortak açıklamada, daha fazla siyasi irade gerektiğinden dolayı “Yönetim ve Güç Paylaşımı”, “Mülkiyet” ve “Toprak” konularını daha fazla ön plana çıkartan bir ifadelendirme kullandığını belirtti.

Nami, açıklamada dile getirilen “Güvenlik ve Garantiler” ile ilgili “ortak belge”nin, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide tarafından, Cenevre Konferansı çerçevesinde Mont Pelerin’de yapılan “Güvenlik ve Garantiler” konusundaki teknik çalışma temelinde hazırlayacağı bir belge olacağını söyledi.

Müzakerelerde her konunun kendi içinde herhangi bir “al-ver”e girmeden müzakere edilerek, kat edilecek mesafe kat edildiğinden “al-ver”in mutlaka gerçekleşeceğini kaydeden Nami, “Hangi konuların neden hala açıkta kaldığı da çok net şekilde biliniyor. Geriye kalan unsur, siyasi iradeyi ortaya koyup, gerekirse zor kararları da alarak, bu kapsamlı çözümü gerçekleştirmektir” dedi.

Özdil Nami, bugün TAK’a yaptığı açıklamada, Kıbrıs müzakereleri, New York toplantısı ve haziranın ikinci yarısında devam etmesi beklenen Beşli Konferans ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

“Son aşamaya gelindi”

Özdil Nami, bir soru üzerine, Kıbrıs müzakerelerinde son aşamaya gelindiğinin rahatlıkla söylenebileceğini belirtti. Nami, “Uzun süreden beridir Kıbrıs’ta yürütülen bir süreç, takip edilen bir metot vardı. İki liderin 17 Mayıs toplantısındaki müşterek değerlendirmesi, artık Kıbrıs’ta elde edilebilecek mesafenin elde edildiği ve değişik bir formatta farklılaştırılmış metotla sonuç alıcı şekilde geriye kalan konuları müzakere edip, kapsamlı çözüm planını ortaya çıkarmaktı” dedi.

BM’nin de bu değerlendirmeye katıldığından dolayı yeniden Cenevre konferansını toplama yönünde bir irade ortaya çıktığına işaret eden Nami, “Bu nedenle son aşamaya geldiğimizi söylemek mümkün. Bu hem bizde, hem de muhataplarımızda ortak olan bir değerlendirme” şeklinde devam etti.

“Rum liderin ön şart olmadan Cenevre’ye gitme yönündeki tavrı memnuniyet verici”

Özdil Nami, liderlerin ilerleme sağlanabilmesi için konferans ortamına gidilmesi gerektiği konusunda mutabakata varması ve karşı tarafının ön şartlar ortaya koyması üzerine, sürecin gecikmeden mevcut zeminde devamından yana olan Türk tarafının gelinen aşamada kuralların değiştirilemeyeceğini ve ön şart kabul etmeyeceğini net bir şekilde ifade ettiğini belirtti.

Ön şartların geri çekilmesi için BM’nin yürüttüğü mekik diplomasisinin de başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, konunun BM Genel Sekreteri’ne gittiğini kaydeden Nami, Rum liderin New York’taki toplantıda Cenevre’ye ön şartlar olmadan gitme yönünde sergilediği tavrın Türk tarafında memnuniyetle karşılandığını söyledi.

“Kıbrıs Konferansı bir çatı olarak düşünülmeli”

Özdil Nami, “Bir al-ver aşamasına gelindiğini söyleyebilir miyiz?” yönündeki soruyu yanıtında, Kıbrıs konferansının bir çatı olarak düşünülmesi gerektiğini söyledi.

Nami, “Bu konferans süresince, garantörler ve iki tarafın katılacağı beşli toplantılar da olacak; ikili toplantılar da olacak. Beşli toplantılarda gündem Güvenlik ve Garantiler olacak. Diğer konular da iki taraf arasında müzakere edilecek. Dolayısıyla konferans çatısı altında bütün konuları kapsamlı şekilde ele alıp, sonuca götürmek mümkün olacak” dedi.

“Ortak açıklama kendi içinde çok net. Beşli formatta gündem; güvenlik ve garantiler”

Kıbrıs Türk Müzakerecisi Özdil Nami, Rum tarafının New York toplantısı sonrasında yapılan ortak açıklamayı farklı okuduğuna ilişkin açıklamaların hatırlatılması üzerine, New York’taki toplantı sonrasında yapılan ortak açıklamanın kendi içinde çok net olduğunu vurguladı.

Garantörlerin de katılacağı beşli formatta, gündemin Güvenlik ve Garantiler olacağını kaydeden Nami, bugüne kadar garantörlerle, Cenevre’deki konferans ve Mont Pelerin’deki teknik seviyedeki toplantı olmak üzere, sadece 2 toplantı yapıldığından doğal olarak Güvenlik ve Garantilerin derinliğine ele alınmasının beklendiğini belirtti.

Nami, “Bunun yanında diğer konuların da açıkta kalan unsurları olduğu ve tüm konuların 14 Şubat anlaşmasında da öngörüldüğü gibi, birbirine bağlantılı şekilde ele alınacağı net bir şekilde yazılıdır” dedi.

“Sıralama, bir öncelik sıralaması değil. Bizi bağlayan yaptığımız mutabakatlardır”

Özdil Nami, “Ekonomi” ve “AB Konuları”nda geriye kalan konuları teknik konular olarak gören BM Genel Sekreteri’nin, daha fazla siyasi irade gerektiğinden hareketle “Yönetim ve Güç Paylaşımı”, “Mülkiyet” ve “Toprak” konularını daha fazla ön plana çıkartan bir ifadelendirme kullandığını söyledi.

Nami, ortak açıklamada yazılan sıralamanın herhangi bir öncelik sıralaması olmadığının BM Genel Sekreteri ile yapılan toplantıda net bir şekilde ortaya konulduğunu ve kayda geçirildiğini kaydetti. Nami, “Buna rağmen Rum basınında bunun aksi yönünde haberler çıkması üzüntü vericidir” dedi.

Özdil Nami, konferans tarihinin önümüzdeki birkaç gün içinde saptanmasını umut ettiklerini belirtti.

banner37
“Al-ver mutlaka gerçekleşecek”

Nami, “al-ver”in de mutlaka gerçekleşeceğini çünkü her konunun kendi içinde herhangi bir “al-ver”e girmeden müzakere edilerek, kat edilecek mesafenin kat edildiğini belirtti.

Özdil Nami, “Dolayısıyla bundan sonra yapılması gereken elbette, eğer mümkünse, konuların kendi içinde biraz daha yakınlaşmasını sağlamak. Esas olacak olan da bir al-ver süreciyle açıkta kalan konuları sonuca götürmek olacak. Ve bu tüm 6 başlık altında olacak” dedi.

“Zor siyasi kararların verilmesinin gerektiği bir süreç olacak”

Kıbrıs Türk Müzakereci Özdil Nami, bu yaklaşımın, her iki tarafın da hareket alanını rahatlatan, hızlı çözüme ulaşmayı kolaylaştıran bir yaklaşım olacağını ancak diğer yandan da zor siyasi kararların verilmesinin gerektiği bir süreç olacağını vurguladı.

Nami, bu zor siyasi kararlar verilmezse, sonuca gitmenin mümkün olmayacağına işaret ederek, şöyle devam etti:

“Müzakerelerde bugüne kadar yeteri kadar hazırlık yapıldı, bütün konular en ince detayına kadar ele alındı, her iki taraf da birbirinin pozisyonunu net bir şekilde algıladı. Hangi konuların neden hala açıkta kaldığı da çok net şekilde biliniyor. Geriye kalan unsur, siyasi iradeyi ortaya koyup, gerekirse zor kararları da alarak, bu kapsamlı çözümü gerçekleştirmektir”

“Takvimlere takılmadan kapsamlı çözüme ulaşmak gerekiyor”

Özdil Nami, Güney Kıbrıs’taki seçimin bu zor siyasi kararın alınmasına etkisinin sorulması üzerine,  “Karşı tarafın seçim süreci var, başka süreçler de var. Hidrokarbon süreçleri gibi, Türk tarafını da ilgilendiren başka süreçler var. Önümüzdeki yıl bizde de seçim öngörülüyor. Onun için bunları görüp, bu takvimlere takılmadan, kapsamlı çözüme ulaşmamız gerekiyor” yanıtını verdi.

“Ortak belge, Mont Pelerin’deki teknik çalışma temelinde hazırlanacak”

Nami, New York görüşme sonrasında yapılan ortak açıklamada dile getirilen “ortak belge”nin ne olduğuna ilişkin soruyu yanıtında, sözkonusu belgenin, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide tarafından, Cenevre Konferansı çerçevesinde Mont Pelerin’de yapılan “Güvenlik ve Garantiler” konusundaki teknik çalışma temelinde hazırlayacağı bir belge olacağını söyledi.

Özdil Nami, şöyle devam etti:

“Teknik çalışmada, her iki taraf da Güvenlik ve Garantiler başlığı altında, hangi boyutları ele almak istediklerini; beklentilerinin ne olduğunu; endişelerinin ne olduğunu net bir şekilde ortaya kondu. Bunlar kayda geçti. Her iki taraf da görüşlerini içeren belgeleri sundu. O çalışmada, bu değişik görüşleri bir araya getiren tek bir belge oluşturulmadı. Şimdi Eide’ye verilen görev, tüm bunları bir belgede toparlamak ve eğer varsa, değerlendirmelerini de o belgeye koymak. Bu sadece konferansta yapılacak tartışmaların daha verimli ve ortak bir anlayışla yapılmasını sağlayacak”

“Konferans başlamadan dolaylı müzakere çalışması olmayacak”

Ortak belgenin, Güvenlik ve Garantiler konferansı başlamadan önce Güvenlik ve Garantiler boyutunu taraflar arasında dolaylı müzakere etme yönünde bir çalışma olmayacağına vurgu yapan Nami, “Konunun müzakeresi, al-veri yani ne yapılacaksa o Cenevre’de konferansta yapılacak” dedi.

“Paketin tamamı, gelecek için umut ışığı yakan bir paket olacak”

Nami, her ne kadar da çözümün bazı unsurları bir ya da iki tarafın halkını zorlayacak nitelikte olsa ve beklentileri tam olarak karşılamayacak olsa bile, paketin tamamının gelecek için bir umut ışığı yakan, daha iyi bir refah seviyesi, gelecek ve gelişme potansiyeli ortaya koyan bir paket olacağını söyledi.

“Kararı halk verecek”

Özdil Nami, şöyle devam etti:

“Son aşamaya gelindiğinde büyük resme bakıp, bazı unsurları bizim için kabullenmesi zor unsurlardır ancak getiri çok fazla olduğu için bu adımı atacağız. Veya tam tersi olacak ve denecek ki, kapsamlı bir çözüm için bu zorluklara katlanmaya değmez, bunun için başka yönde bir siyasi irade çıkacak. Her halükarda, halka gidilmesi lazım. Ve ulaşılan sonucun halka iletilip, kararı halkın vermesi sağlanacak”

“Kamuoyunu doğru bilgilendirme esastır. Muhataplarımızın da aynı tavır içinde olmasını bekliyoruz”

Türk tarafının süreci çok ciddi olarak değerlendirdiğini ve kamuoyuna yönelik açıklamalarda da çok dikkatli ve hassas olmaya çalıştıklarını ve mutabakat ne ise onu yansıtmaya çalıştıklarını kaydeden Nami, “Muhataplarımızın da aynı tavır içinde olması beklentisi içinde olmak hakkımızdır sanırım” dedi.

Özdil Nami, “Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi esastır. O yüzden biz doğruların bilinmesi taraftarıyız. Bizi bağlayan yaptığımız mutabakatlar, vardığımız anlaşmalardır. Biz o temelde çalışmalarımızı başlattık ve konferansa devam edeceğiz” şeklinde devam etti.

Nami, “Kapsamlı çözüme gidiyoruz. Her iki tarafın da kamuoyunu çözüme hazırlayan bir tavır içinde olması gerekir. Yani zor kararların alınacağı kritik bir toplantı olacak. Onun için halkı hazırlamak, ortamı da olumlu noktada tutmak, karşılıklı suçlayıcı ifadeler kullanmamaya mümkün olduğu kadar itina etmek gerekiyor” dedi.

Güncelleme Tarihi: 08 Haziran 2017, 10:54
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1