Sucuoğlu yazılı açıklamasında yaşanan ekonomik gelişmeler ile halkın alım gücünün düştüğüne dikkat çekti.
Sucuoğlu: “Dünya’mızdaki siyasi, ekonomik, küresel gelişmeler ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik, politik, siyasi ve jeopolitik durumu neticesinde Türk Lirası yabancı para birimleri karşısında maalesef sene başından günümüze gelinceye kadar yaklaşık %60’a varan değer kaybı yaşamıştır. Buna karşılık olarak temmuz sonu Devlet Planlama Örgütü’nün verilerine göre enflasyon % 14,64 olarak gerçekleşmiştir. İlk altı ayda kamu çalışanlarının brüt maaşlarına % 12,11 oranında, asgari ücretliye ise brüt % 10,7 oranında artış verilmişti. Halkın alım gücünün korunması için daha evvel Maliye Bakanı Sn. Serdar Denktaş’ın dediği gibi, hem hayat pahalılığı hem de asgari ücret artış miktarları 2 ayda bir belirlenmesi halkın alım gücünü bir nebze olsun korumasına vesile olacağı düşüncesindeyim. Ayrıca 23 maddelik sözde ekonomik çözüm önerisi kararı alan hükümet maalesef KDV indirimleri ile halkı değil tüccarı düşünmüştür!” şeklinde konuştu.
“KKTC Devleti’nin yürütmesinden sorumlu 4’lü koalisyon hükümeti ile yaşanan bu yıkıcı ekonomik kriz neticesinde maalesef dağınık-savruk ve yönetimsel zafiyetler” gösterildiğini belirten Sucuoğlu: “Bunun neticesinde, halkımız gerçek anlamda hem ekonomik hem de psikolojik bir travma ile karşı karşıyadır. Hâlbuki ülke gerçekleri ile bağdaşan daha yapıcı ve her sektör paydaşları ile birlikte hareket edip, bu yaşanan krizden çıkmanın yolları hızla alınabilinirdi. Gördüğüm kadarı ile alınan her karar panik-telaş halinde alındığından ötürü kararların geri çekilmesine veya tartışılmasına sebebiyet verilmekte ve hükümetinize olan güveni yerle bir etmektedir. Bu bağlamda, yaşanan kriz daha da derinleşmeden hükümet etmenin verdiği sorumluluğu yerine getirmeniz gerekmektedir”
Sucuoğlu şöyle devam etti:
“Haftalardır gündemdeki sıcaklığını koruyan anavatan ile “randevu” krizi sizin acemiliğinizden ve devlet yönetim ciddiyetsizliğinizden ötürü maalesef iki ülke arasındaki Ana-Yavru ilişkisini zedelemiştir. 2016-2018 TC-KKTC “Yapısal Dönüşüm Programı” çerçevesinde 8 ayın sonunda hükümetiniz hiçbir reforma imza atmamış olup, Türkiye Cumhuriyeti’nden ülkemize verilen kredi ve hibe miktarlarını ülkemize kazandıramadınız (tüm kaynağın sadece yaklaşık %17’si kullanılmıştır). Hükümet olarak arkasına sığındığınız “döviz krizi” var söylemi de sizi halkımız nezdinde haklı çıkarmayacaktır. Çünkü 7 Ocak 2018 seçimlerinden önceki söylemleriniz maalesef icraat noktasında sizi sınıfta bırakmıştır.
O kadar bir aciz yönetim sergiliyorsunuz ki, kiracılar için bir hafta önce belirlediğiniz döviz kurlarını bir hafta sonra revize ediyorsunuz. Peki, kiralayanlar açısından yani mal sahiplerinin bankaya olan kredilerini niye Bankalar Birliği ile uzlaşarak sabitlemiyorsunuz? (Banklar Birliği yaptığı açıklamada bu konuda orta yolun bulunacağını açıklamıştı.) Sonrada size “Acemiler Mangası” deyince kızıyorsunuz.
Ülkemizde daralan hatta durma noktasına gelen ülke ekonomisi için hızla piyasaya sıcak para aktarmanız ve son 8 aydır bozulan Kamu mali disiplinine yönelik çalışmalarınız tüm ülke insanımızın yaşam refahı ve mutluluğu için son derece önemlidir.”
