banner2
banner34

Siber'den Hükümete eleştiri

Siber'den Hükümete eleştiri
banner45
banner46

Meclis Eski Başkanı ve Eski Başbakan Sibel Siber,  BRT’de yayınlanan Birinci Boyut programına konuk oldu. Sibel Siber’in açıklamaları şu şekilde gelişti:

“Her dönem bir önceki dönemden daha iyi olmalıdır. Meclis’te iyi niyet olduğuna inanıyorum, güzel işler yapma hevesinde olduklarına inanıyorum ama hem mevcut durumdan kaynaklanan sorunlarla baş etmek durumundadırlar. Hem de bu konuda yeterli iradeyi gösterecek cesaret henüz oluşmamıştır diye düşünüyorum. Yani beklenilen ve arzulanan yasalarda gene bir gecikme var.

Geçmişte bir önerimiz var idi. Hukuk Komisyonu kurulsun ve yasaların geçmesini hızlandıracak daha verimli olacağına herkes inanıyordu.Ama bu konuda da adım atılmadı. Dolayısıyla bunu anlamakta zorlanıyor insan. Madem ki tespit yapıldı ve yasalar için böyle bir kadroya ihtiyaç var biz bunu yine yapmıyoruz. İşte bu da bizim düzeltemediğimiz bir yapımız.

Yani Meclis’in verimlilik açısından daha verimli bir yapıya ulaştığını maalesef söyleyemiyorum”

“Kurumlarımıza olan güvenirliği artırmak en büyük görevimizdir. Özellikle siyasi erkin, siyasetçilerin en büyük görevi budur. Eğer ki kurumlarla ilgili bir hata olsa bile bir yanlışlık olsa bile bunu halkın siyasi temsilcilerinin bunu masaya yatırıp tedavi etmesi lazım. Kamuoyu önünde böylesine tartışmalar hiç istemediğimiz boyutlara gider ve neticede toplumu kamplara ayırır.

Bizim kutuplaşmalara, kamplaşmalara ayrılmamıza sebep olacak davranışlar, konuşmalar, beyanatlar bize, kurumlarımıza zarar verir. Bir devleti eğer yok etmek isterseniz önce halkın kurumlara olan derin güvensizliğini sağlarsınız, ondan sonra bir itaatsizlik sağlarsınız ve aidiyetini zedelersiniz ve bölersiniz, parçalarsınız dolayısıyla bir kaos ortamı yaratırsınız. Bizim arzu ettiğimiz bu değil. Bir milletvekili olarak mikrofona yakın bir kimse olarak eleştiri yapacaksanız yapıcı eleştiri olmasına dikkat etmelisiniz. Yoksa yıkıcı eleştiriler sonra döner ve işte bu şekilde kaotik kimseye faydası olmayan siyasi kurumu daha da halkın gözünde itibarsızlaştıran bir duruma düşer.

banner37
Meclis’in itibarı, üst yönetimdeki kurumların, bakanlıkların itibarı önemlidir. Bunların itibarını koruyacak olan da oralarda görev yapan yönetimde olan siyasilerdir veya yönetimdeki kimselerdir. Özellikle dün Meclis’i izledikten sonra yaşananlar daha da hem üzücü hem de düşündürücüdür. Meclis’te görmek istediğimiz manzaralar bunlar değildir. Meclis’te her zaman düzeyli tartışmalar eleştiriler olabilir. Oradaki seçilmişler halkın duygu ve düşüncelerine tercümandır  ama genel olarak bu düzey ve yapı bizi karamsarlığa sevk eder. İhtiyacımız olan da bunlar değildir ”

“Ben Başbakan olduğumda Vakıflar özerkleşmelidir demiştim. Ve devlet sadece denetim görevini yapmalıdır ama ne oldu tam ikdidara gelen belki iktidara gelmeden muhalefette bu eleştiriyi yaparken iktidara geldiğinde şu cümle çok tehlikelidir.

TAM SIRA BANA GELMİŞKEN partiden gelen arzu ve istek iktidarda olan siyasetçi üzerinde bir baskı oluşturuyor. Niye bizim çocuklarımızda bu görevlerde bulunmasın? İşte en büyük tehlike budur. O yüzden radikal kararlar ve kesin adımlar atmamız gerekiyor. Daha iyi, daha yüzü gülen bireyler olabilelim”.

“İster hükümet bir partiden oluşsun isterse 4 partiden oluşsun. Neticede halk karşısında bir hükümet görmek ister. Ama biz bunu göremedik. 4’lü koalisyon hükümetinde sanki 4 ayrı hükümet varmış gibi açıklamalar oldu. Bunlar bir kere iki kere olmuş olaylar değil. O yüzden bu tabii ki hem iş yapma, karar alma konusundaki enerjisini azaltır hem de vatandaşın izlerken hangisinin söylediği doğru şeklinde bir düşünceye kapılır. Bu da güven erozyonu demektir. O yüzden hükümetlerin birinci önceliği halkın güvenini sağlamaktır. Bir siyasi partinin çıkarına olacak olay genel olarak toplumun çıkarına değilse o yerine getirilmemelidir. Büyük çerçeve her zaman ön planda olmalıdır. Bütün icraatlarda bu başarıldığı zaman ne kadar başarılı hükümet olunacağını da göreceğiz.Koalisyon ortakları arasında sen, ben değil biz söylemi olmalıdır” .

“BM raporlarını yan yana koyun bir farklılık görmezsiniz. Uluslararası toplum samimi ise üzerimizdeki izolasyonu, kültürel-spor izolasyonlarını kaldırmalı. Niye biz daha güçlü ses ile bunu anlatmıyoruz.Doğrusu BM raporundan önce Meclis’in deklerasyon yayınlamasını beklerdim. Cumhurbaşkanı, Meclis ve hükümet tek ses olarak “İzolasyonları artık kaldırın” demesini beklerdik.

Yani tekrar görüşmeye oturmanın şartı olarak bu izolasyonların kalkmasını ön şart olarak daha önceden de sürebilirdik. Meclis çok önemlidir. Her ne kadar tanınmamış olsak da demokratik yolla seçilmiş halkın temsilcilerini herkes dinler. Bizim burada Meclis’te alınan kararlar uluslararası basında hep çıkar ve okunur.Dolayısıyla hala geç değil BM rapordan önce de Meclis’ten bir deklerasyon yayınlanmış olabilirdi ama rapor yayınlandıktan sonra da ortak bir ses olarak basına açık ve yüksek ses verilmesi gerekiyor. Bunu hem Meclis’in hem de Cumhurbaşkanının da yapması gerekiyor” “Neden mi basında konuşuyorum?

Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı yapmış ülkesini seven ve ülkesinin daha iyiye gitmesi için çaba ortaya koyan bir birey olarak bu sorumluluğumu yerine getirmeye çalışıyorum. Gerektiğinde cumhurbaşkanını, gerektiğinde meclisi gerektiğinde hükümeti eleştirmek ama makamların itibarını zedelemeyecek bir şekilde yapıcı eleştiriler yapmak her zaman görevim olacaktır. Ümit ederim ki bu eleştiriler değerlendirilir.Eleştiriyi çok seven bir yapıda değiliz. Genel olarak bizi hep öven, alkışlayan ne kadar iyi işler yaptığımızı duymayı arzu ederiz. Şu özellikle siyasette unutulmamalıdır.

Sizi sürekli öven, yüceltenleri değil de sizi eleştirenlere de kulak vermeniz gerekiyor. Çünkü ancak o zaman daha iyiye doğru adım atabilirsiniz. Sizi eleştirenleri ters bir üslupla yanıtlarsanız bu aslında size zarar verir. Eleştirene zarar vermez”.

(BRT)

Güncelleme Tarihi: 18 Nisan 2019, 06:11
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1