banner2
banner34

"Siyasi irade şart"

Kadın adaylar, para harcamadan ufak tefek düzenlemelerle birçok sorunun çözüleceğini belirtti.

banner45

Diyalog'tan Pelin Yükselay'ın haberine göre, Kuzey Kıbrıs’ta 7 Ocak 2018 tarihinde yapılacak Milletvekilliği Erken Genel Seçimi için geri sayım başladı. Partilerinde yüzde 30 kontenjan hakkı elde ederek ilk defa yüksek bir rakamla seçimlere katılan kadın adaylar, ülkenin önde gelen sorunları konusunda Diyalog’a konuştu. Diyalog muhabiri, Ulusal Birlik Partisi (UBP), Demokrat Parti (DP), Halkın Partisi (HP) ve Yeniden Doğu Partisi (YDP) kadın milletvekili adaylarına söz hakkı verdi. Ülkedeki sorunlara kadın elinin değmesi gerektiğini belirten milletvekili adayları, sağlıktan eğitime, ekonomiden turizme, ulaşımdan çevreye birçok sorun olduğunu aktardı.

Ülkede, çok para harcamadan ufak tefek düzenlemelerle birçok sorunun çözüleceğini belirten adaylar, bu konuda siyasi iradenin kararlılık göstermesi gerektiği görüşünü dile getirdi.

YDP kadın adayları ne dedi?

Şeyda Yılmaz: Çevre düzenimiz yok denilecek durumda. Park yerlerinin düzenlenmesi, kaldırım düzeni ve kullanıma müsait duruma getirilmesi gerekmektedir. Bunu yaparken çocuk arabalarının ve engelli vatandaşlarımızın kullanımı için kolaylıklar sağlanmalıdır. Bunların yanı sıra çevre temizliğinde halkı geri dönüşüme teşvik etmeliyiz ki bunun için çok geç bile kalınmıştır. Trafik maalesef hayatımızda çok büyük bir yer almaktadır. Yolların yapımlarındaki ufak görünen ancak büyük kazalara sebep verecek hatalar vardır. Bunların düzeltilmesi şarttır. 

“Öğrenci sayısına değil kaliteye önem verilmeli”

Tabi ki, bunların yanında trafikte halkımızın da büyük sorumlulukla davranması elzemdir. Cezalar konusu ise başlı başına ele alınmalı ve yeniden düzenlenmelidir. Eğitim toplumumuzun temelidir. Bu yüzden öncelikle ilkokul sonrası çocuklarımızın meslek seçimlerinde yardımcı olacak imkân sağlanmalıdır. Şöyle ki, lise ve meslek liseleri teşvik edilmelidir. Çocuklarımız meslek liselerinde profesyonel eğitim almalıdır. Adamızda üniversite mezunumuz çoktur. Ancak maalesef birçoğu için iş alanı bulamamaktadır.  Bunu dengelememiz gerekmektedir. Bir önemli nokta da üniversitelerimizde öğrenci sayısına değil kaliteye önem verilmelidir. 

“Otellerde yerli ürünlerimize yer verilmeli”

Turizm ise üstünde durulması gereken bir diğer konudur. Öncelikle yurt dışında tanıtım yapmak ve bu tanıtımın ardından bu insanların adamıza en uygun şekilde gelmelerini sağlamak büyük önem taşıyor. Yine yurt dışında yapılan tanıtımlarda bir diğer önemli unsur ise orada görevlendirilen kişilerin gittikleri ülkelerde oranın kültüründen önceden bilgi alması gerekir. Bunu yaparken tabi ki kendi kültürümüzü de çok iyi tanıtabilecek kişiler olması önemlidir. Bir diğer konu da adamıza gelen turistleri otobüslerle dolaştırırken belli yerlere değil tüm esnafımızı gezebilecek ortamın sağlanması gerekir. Otellerde yerli yiyeceklerimizin ağırlıklı olduğu yemekler, meyveler olması kesinlikle turistler tarafından aranan şeylerdir.

Nejla Gazi: İlk olarak trafik demek istiyorum. Bu çok büyük bir sorun. Ardından sağlık sistemi ve eğitim sistemi... Özellikle küçük yaştan yetiştirilmesi gereken kişilerin aynı zamanda geliştirilmesi de çok önemli.

Derin Okcelen: Trafik en büyük sorunumuz. İkinci olarak da kadına şiddet. Kesinlikle ama kesinlikle tasvip edilemez. Üçüncüsü de eşitsizlik. Kamu ile özel sektör arasındaki eşitsizlik, maaşlar açısından yer alan dengesizlikler. Bence en büyük üç sorun bu.

Berna Çelik: İlk büyük sorun eğitim. Öğrencilere kaliteli eğitim verilemiyor, okul sayısı yetersiz, öğretmen sayısı yetersiz. İkinci sorun sağlık. Sağlıkta eleman eksikliği, hastanelerdeki alt yapı yetersizlikleri, çok büyük sorun ve tabi trafik... O da bana göre üçüncü en büyük sorun olarak ülke gerçekliği adına göze çarpıyor.

UBP adayları ne dedi?

Fisun Özsun: Ben ülkede en büyük sorun olarak istihdamı görüyorum. Ardından bana göre trafik ve karmaşa geliyor. Karmaşa derken kurumların nereye ve kime bağlı oldukları belli değil, bu durum da kurumlarda durağanlığa sebep oluyor. 

banner37
Nurcan Yardımcı: Ülkemizde çok fazla üniversite mevcut. Üniversitelerimizin ve üniversitelerimize giren öğrencilerin kalitesi yükseltilmeli. Burada YÖDAK’a büyük işler düşüyor... Bu noktada YÖDAK’taki eksiklikler giderilmeli. Bunun yanında Genel orta öğretimdeki eksiklikler giderilmeli. Gerek donanım gerekse de eğitimci yönünden... Projeler üretilmeli, pilot okullar oluşturulmalı. 3. Büyük sorun ise Türkiye’den gelen su. Suyun daha rantabl kullanılması gerekiyor. Özellikle tarım sektörünün bu suyu kullanması sağlanmalı. Göletler temizlenmeli. 

Zalihe Damdelen: Bana göre en önemli sorun ekonomidir. Ekonomiyi işsizlik yani istihdam konusundaki sorunlar izliyor. Trafik de ülkemiz için çok büyük sorun. Her yıl ülkemizde birçok vatandaşımızı trafik kazalarına kurban veriyoruz. Çarpık yapılaşma da bunu da eklemek isterim, çok büyük sorun. Özellikle Girne, çarpık yapılaşmanın en belirgin kurbanı.

DP adayları ne dedi?

Banu Kuman Tuzlalı: KKTC’deki en büyük sorun maalesef sağlık, eğitim ve trafik... Tabi ki eğitimdeki sıkıntılar her açıdan her alanda kendini gösteriyor. Eğitimde olacak iyileştirmeler ve düzenlemeler uzun vadede fark yaratacaktır. Trafik ve sağlık muhakkak eğitimle paralel kendini gösterir. Sağlık reform yasasına ihtiyaç vardır Bir eczacı olarak sağlıktaki sıkıntıları yaşamaktayız. Her bir sağlık paydaşının da içerisinde olduğu düzenlemelere ihtiyaç vardır. Trafik konusunda ilkokul çağında başlayan eğitimlerle bilgilenme ivme kazanabilir.

HP adayları ne dedi?

İrem Uygun: KKTC'de çözüm bekleyen onlarca sorun gündemde. Hal böyle iken yetkililerin tüm bu sorunların çözümü noktasında bu denli duyarsız kalmaları kabul edilebilir bir yaklaşım olmadığı gibi, devlet olma ciddiyeti ile de bağdaşmamaktadır. Uzun bir liste halinde konuşulabilecek onca sorunun içinden birkaçını mercek altına alacak olursak;1.Trafik ve Yol Güvenliği: Ülkemizde ne yazık ki kanayan bir yara olup bir türlü kabuk bağla(ya)mayan sorunların başını çekiyor. Toplum olarak bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getirme noktasında yetersiz kaldığımız gibi, devletten de hak ettiğimiz trafik hizmetini alamadığımız bir gerçek. Trafik; yollar, araçlar ve insanlardan oluşur. Trafikte güvenlikten bahsedebilmek için bu üç unsurun tümünün güvenli kılınması gereklidir. Bu güvenliğin sağlanabilmesi için de eğitim, denetim ve mühendisliğe dayalı bir trafik güvenliği sistemine gereksinim vardır. Ayrıca, acil medikal hizmetlerin de sistemin bu üç çözüm ayağı ile en etkin biçimde çalışır hale getirilmesi gereklidir. Nüfus ve araç sayısını kıyasladığımızda ise KKTC’de meydana gelen ölümlü trafik kazalarının AB standartlarının en az 7-8 katı olduğunu görüyoruz. Girne Dağyolunda hepimizin yüreklerini dağlayan gencecik fidanlarımızı kaybettiğimiz kazanın üzerinden 1 yıl geçmiş olmasına rağmen hala taş taş üstüne konmamış durumda. Halkın Partisi olarak başka canların yanmaması, başka ocakların sönmemesi için bir an önce harekete geçerek bu konuda gerekli tedbirleri alacağız.

"Sağlıkta değişim şart"

2. Sağlık: Ülkemizde birçok alanda yaşanılan sorunların başını çeken bir diğeri ise sağlık. Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nde AB komisyonunun katkılarıyla 2012 yılında inşa edilen ve ada genelinde tıbbi atık üreten tüm kuruluşlara hizmet vermesi planlanan tıbbi atık sterilizasyon ünitesi çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra yaşanan teknik sorundan dolayı devre dışı kalmıştır.  Bugüne değin sorunun çözümü noktasında olumlu bir gelişme olmamıştır. Dolayısıyla enfeksiyon atıklar Kuzey Kıbrıs genelinde etkisizleştirilip evsel atık niteliğine dönüştürülemeden atık depolama alanına götürülerek gömme yöntemiyle imha edilmektedir. Ayrıca sterilizasyon ünitesinde yaşanan sorun, ayrıştırma, depolama ve taşıma için gerekli olan araç gereç ve ekipman konusunda da yaşanmaktadır. Çok eskiye gitmeye gerek yok, geçtiğimiz aylarda dere yatağında bulunan kesik insan bacağı sağlık alanındaki skandallar silsilesinin çarpıcı bir örneği. Bir başka skandal ise Girne Akçiçek Hastanesi'ndeki morgun motor arızası yaptığı ve buzlukların çalışmadığı gerekçesiyle çürüyen cenaze. Bu vahim hata ve ihmalkarlığın aile efradına yaşattığı psikolojik travma ise tarif edilemez. 3 gün boyunca arızanın fark edilemediği açıklaması ise son derece talihsiz ve devlet ciddiyetine yakışmayacak niteliktedir. Şeker hastalarına uygulanan yanlış iğne tedavisi sonucu gözlerinde oluşan enfeksiyonun üzerinden de çok uzun bir zaman geçmedi. Sağlıkta "kronikleşen" ve çığ gibi büyüyen sorunların çözümünde ise Sağlık Bakanlığı'nın uygulama ve tedbirlerinin yetersiz kaldığı ortadadır. Örneklemelere devam edecek olursak liste uzar gider. Bunları kalem kalem ele almak mümkün değil. Çözüm bulmayı bekleyen diğer sorunlara ne şekilde alternatif üretilebileceğine göz atacak olursak; Halkın Partisi olarak bütünlüklü, etkili şekilde çalışan, hasta odaklı bir sağlık sistemi yaratma hedefiyle ülkemizin şartlarına uygun bir genel sağlık sigortası mekanizmasını hayata geçireceğiz. Buna göre faklı nedenlerle ülkemizde bulunacak olan turist, öğrenci, işçi ya da diğer yabancıların tümü de bu sisteme dâhil edilerek sağlık hizmetlerinden yararlandırılacaktır. Öte yandan sosyal adalet ilkesinin gereği olarak dar gelirli vatandaşların sağlık sigorta primleri devlet tarafından karşılanacaktır. Bir başka ifadeyle dar gelirli vatandaşlar daha iyi bir sağlık hizmetini kendi tercih edecekleri sağlık kurumlarından pratikte ücretsiz olarak alabilecekler. Uzun yıllar ülkemizde tedavi edici hekimliğe dayalı sağlık hizmetleri anlayışıyla hareket edildiği bilinmektedir. Oysa korumak, önleyici bir takım tedbirleri almak, tedavi etmekten her zaman daha insancıl, daha rasyonel ve daha ekonomiktir. Kamu sağlık çalışanlarının tam gün, çalışma saatleri içerisinde görev yapmalarını sağlayarak randevu sistemi için ayrılan saat aralığını genişletmek gerekmektedir. Yürürlükteki kuralların uygulanması kamu otoritesinin görevidir. Bu nedenle ikinci iş yasağının kamu sağlık çalışanları açısından uygulanması zorunluluktur. Bu yasak yürürlükte olduğu süre zarfında hukuk devletinin gereği olarak kuralların uygulanmasını mümkün kılacağız.

"Siyaset yozlaştı"

3. Siyasi Yozlaşma: Bir diğer önemli sorun ise ülkemizde yıllardan beri hüküm süren siyasi yozlaşmanın bir eseri olan yolsuzluk, partizanlık ve hukuksuzluklardır. Tüm bunlara karşı etkili mücadele ederek kamu kaynaklarının ve dolayısıyla çocuklarımızın geleceğinin çalınması anlamına gelen yolsuzluklara, hukuksuzluklara ve partizanlığa karşı etkili ve sonuç alıcı bir mücadele en önemli hedeflerimiz arasında olacak. Kendi irademize sahip çıkabilmemiz için olmazsa olmazlardan birisi de bu doğrultuda verilecek mücadeledir. Bu bağlamda Sayıştay, Hukuk Dairesi, Polis, Maliye Teftiş ve ombudsman ile Başbakanlık Denetleme Kurulu bağlamında bazı adımlar atarak sistemin çalışır duruma gelmesini sağlayacağız.

Jale Refik Rogers: Ülkemizde en büyük üç sorunun plansızlık, denetimsizlik ve partizanlık olduğunu düşünüyorum.  Bu yıl,  penceresi kapısı olmayan, su depolarındaki suyun yüksek bakteri miktarından dolayı kullanıma uygun olmadığı okullarla eğitim yılına başladık.  Gönül isterdi ki tartıştığımız konu çocuklarımızın eğitiminin kalitesini nasıl ileriye götürebileceğimiz olsun.  Ama maalesef plansızlıktan dolayı halk olarak biz bu eğitim yılında binaların yaz aylarında yapılıp bitirilmesi gereken fiziksel yapısını tartıştık. Daha da önemlisi ve üzücü olanı, çocuklarımızın sağlıksız ve can güvenliğini riske atan koşullarda eğitim yılına başlamasının endişesini yaşadık.  Geleceğimiz olan çocuklarımız bunu hak etmiyor.Sağlık ve eğitim politikaları,sosyal bir devlet olmanın gereği olarak Halkın Partisi’nin iki büyük önceliğidir. 

"Denetimsizlik büyük sorun"

Halk olarak denetimsizlikten dolayı marketten meyve-sebze almaya korkar olduk. Gıda güvenliğini sağlamak açısından üretimden sofraya her ürünün takibinin yapılabilmesi ve her basamakta denetimden geçmesi, olması gerekendir. Ülkemizde tarımsal gıdaların denetimi yetersizdir.  Marketlerde satılan ürünler denetlenmemektedir. Gıda güvenliği, halk sağlığı açısından elzemdir ve şakaya gelmeyecek bir konudur. Gıda güvenliğinin belli standartlara taşınması üreticiyi korumak açısından da önemlidir. Halkın Partisi olarak bizim göreve geldiğimizde ilk düzenleme yapacağımız konuların başında gelmektedir.   

Bu güne dek devlet yönetiminin her alanında partizanlıkla yapılan kritersiz tayin ve terfiler, ülkede süregelen kötü yönetimin en somut örneklerinden birisidir. Partizanlık yüzünden ülkemizde israf artmış, kamuda verimlilik düşmüş ve halk adil hizmet alamamıştır. Halkın Partisi olarak biz göreve geldiğimizde liyakata dayalı, adil bir sistem kuracağız. Birileri sırf belli bir partinin üyesidir diye hakkı yenilmeyecek veya hak etmediği bir makam veya mevkie gelmeyecek.

Güncelleme Tarihi: 06 Aralık 2017, 10:56
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1