banner2
banner34

‘Tecavüze uğruyoruz’

CMIRS Direktörü Mine Yücel, ülkemizde eğitim gören yabancı öğrencilerle görüştü ve onların sorunlarını dinledi… Afrikalı kadın öğrencilerin Yücel’e yaptıkları itiraflar, tüyler ürpertici:

‘Tecavüze uğruyoruz’
banner45

Ülkemize yükseköğrenim için gelen Afrikalı kadın öğrenciler konuşuyor… Tüyler ürpertici gerçekleri tek tek anlatıyorlar…

“Tecavüze uğruyoruz, taciz ediliyoruz” diyorlar…

Yaşadıkları tecavüzleri polise de bildiremediklerini ifade ediyor Afrikalı kadın öğrenciler… Ve nedenini belirtiyorlar “O anı kayda alıyorlar ve sonra bizi tehdit ediyorlar”…

Bu tecavüzlerden kimisini hatırlamadıklarını belirtiyor bazıları, “ilaçla bayıltıp tecavüz edenler var” diyor… Anlatıyor öğrenciler, “tecavüz edenler arasında yaşlı adamlar, Afrikalı erkek öğrenciler, öğrenci vizesiyle ülkeye gelip öğrencilikle alakası olmayanlar da var”…

Afrikalı kadın öğrencilerin yaşadığı dram bununla da sınırlı değil…

Bu tecavüzlerden doğan istenmeyen hamilelikler… Öğrenciler, ne yapacağını bilmez durumda 400 TL karşılığında gayrı sıhhi ortamlarda kürtaj olmak zorunda kalıyor…

Afrikalı kadın öğrenciler arasında çalışmak zorunda olup da fuhuşa yönelenler veya 300/400 Euro ücrete yumurtalarını satmak zorunda kalanlar da var…

Afrikalı kadın öğrenciler, bu itirafları Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi (CMIRS) Direktörü Mine Yücel’e yaptı… Sadece Afrikalı kadın öğrenciler değil, ülkemizde bulunan yabancı öğrenciler “Bizim sesimiz olun” diyerek KKTC’de yaşadıklarını, sorunlarını bir bir Yücel’e anlattı…

Mine Yücel, son bir senedir ülkemizdeki yabancı öğrencilerin sorunlarını belirlemek için bir çalışma yürütüyor. Çalışma henüz tamamlanmadı ama ön raporu oldukça ilgi çekici…

Yücel’in bu çalışması, yabancı öğrencilerin de katıldığı birçok kültürlülük seminerinde yaptığı konuşma sonrası kendisine gidip ‘ilk kez ülkedeki yabancı öğrencilerin sorunlarını dile getiren birini gördüklerini ve kendi sorunlarını aktarmak istediklerini’ belirten bir grup öğrenciyle konuşmasıyla başladı.

Bu konuşmalar sonrasında daha metodolojik bir araştırmaya ihtiyaç duyan Yücel, henüz tamamlanmamış fakat tamamlanmaya yakın çalışmasıyla ilgili KIBRIS’a bilgi verdi.

Araştırmanın ön hazırlığı evresinde derinlikli mülâkat yöntemiyle elde edilen bilgilerden söz eden Yücel, yabancı öğrencilerin ama özellikle de Afrika kökenli kadın öğrencilerin sorunlarını yansıtıyor.

“İş sonrası eve dönüşleri pek de güvenli değil”

Mine Yücel, tüyler ürperten gerçekleri Afrika kökenli kadın öğrencilerden dinledi… “Dinlemesi bile zor olan bu gerçekleri, onlar yaşıyor” diyen Yücel, Afrika kökenli kadın öğrencilerin birçoğunun tecavüze uğradığını belirtti.

Yücel, bu öğrencilerin sadece “ırkçılıkla” değil, “cinsel taciz” ve “tecavüzle” de mücadele ettiğini söyledi.

Çalışmasında, toplum içerisinde sıkça ırkçılığa maruz kaldığını söyleyen öğrenciler yanında özellikle Afrika kökenli kadın öğrencilerin ciddi oranlarda taciz ve tecavüz yaşadıklarını belgelediğini ifade eden Yücel, toplu taşımacılığın gün içerisinde saat 18.00’de son bulduğu, okul otobüslerinin de sınırlı saatlerde çalıştığı ülkemizde, özellikle kampus dışında (restoran veya cafe) çalışmak zorunda kalan kadın öğrencilerin gece saat 01.00 veya 02.00 gibi sona eren iş sonrası eve dönüşlerinin pek de güvenli olmadığını söyledi.

“Otostop yapanlar tacize uğruyor”

Mine Yücel, polise yansıyan cinsel taciz veya tecavüz konularında ise polisin ‘sorunu kendi aranızda çözün’ deyip öğrencileri göndermekte olduğunun Afrikalı kadın öğrenciler tarafından iddia edildiğini belirtti.

Yücel, “Bunun sebepleri arasında aslında özellikle Nijerya kökenli öğrenciler arasında yaygın olan ve bizim ‘aşiret veya kabile’ çatışması olarak anlayabileceğimiz sebeplerden dolayı bireysel değil de toplu tecavüz vakalarına dayanabilen olaylar olabilmesi sebebiyle de polisin bu konularda yeterli tecrübe ve kapasitesinin olmaması da olabilir diye düşünüyorum” dedi.

Şu ana kadar konuşmuş olduğu tüm Afrika kökenli kadın öğrencilerin, yolda yürürken taciz edildiğini belirttiğini anlatan Yücel, otostop yapmak zorunda kalan büyük çoğunluğun da tacize uğradığını söyledi.

“Tecavüz edenler yaşlı erkekler, Afrikalı erkek öğrenciler”

Yücel, konuştuğu kaynaklara göre, Afrika kökenli öğrencilerden 4’te ikisinin veya 6’da ikisinin tecavüze maruz kaldığını saptadığını belirtti.

Tecavüz vakalarının kimisinde tecavüz edenin yerel halk ve özellikle olgun yaşlı erkekler olduğu, kimisinin Afrika kökenli erkek öğrenciler, bir kısmının ise öğrenci vizesi altında ülkeye gelen fakat okula parasını yatırdıktan sonra gayrı yasal işlerle meşgul olan bir kesim olduğunun anlatıldığını söyledi.

“Tecavüz kayda alınıyor, tehdit ediliyorlar”

CMIRS Direktörü Mine Yücel, Afrika kökenli kadın öğrencilerin, tecavüz vakalarında şikâyet edecek bir durumda olmadığını belirttiğini söyledi.

Yücel, tecavüz edenin bunu kaydedip daha sonra tehdit unsuru olarak kendilerine karşı kullandığını ifade ettiğini anlattı.

“400 TL’ye gayri sıhhi ortamda kürtaj”

Tecavüze uğrayan birçok kişinin daha sonra ne olduğunu hatırlamıyor olmasının özellikle ilaç kullanılarak tecavüzün yaygın olduğunu gösterdiğine işaret eden Yücel, tecavüzler sonucunda birçok istenmeyen hamilelik ortaya çıktığını da vurguladı.

Yücel, bu hamileliklerin 400 TL gibi maliyetle gayri yasal ortamlarda gerçekleştirilen kürtajlarla sonlandırıldığını ifade etti.

“Fuhuşa yönelen, yumurtalarını satan da var”

Mine Yücel, Afrikalı kadın öğrenciler arasında çalışmak zorunda olup da fuhuşa yönelenler veya 300/400 Euro ücrete yumurtalarını satmak zorunda kalanlar da olduğuna işaret etti.

Yücel, şöyle dedi:

“17/18 yaşlarında yeni bir ülkeye gelen, toplum içerisinde başıboş bırakılan ve sadece sömürülecek para kaynağı olarak görülen bu öğrenciler; toplumumuzda, taciz ve tecavüz görmesine karşın şikayette bulunmaktan çekinen kadınlardan daha da beter bir durumla karşı karşıyadır.

Çünkü onların gidebilecek, danışabilecek, kendilerine kol kanat gerebilecek aileleri, bir arkadaşı veya sosyal ağları da bulunmamaktadır. Böyle bir noktada yalnız ve mağdur bireyler olarak her türlü sömürüye açık haldedirler”.

16 üniversite, 100 bin 629 öğrenci

YÖDAK’tan derlediği bilgileri paylaşan Mine Yücel, KKTC’deki toplam 16 üniversitede, 100 bin 629 öğrencinin öğrenim gördüğünü belirtti. Ekim 2017 itibarıyla işlemleri süren 16 tane daha üniversite bulunduğuna

işaret eden Yücel, “Şu anda hizmet veren üniversiteler arasında öğrencileri KKTC, TC ve 3. ülke öğrencileri diye ayırdığımız zaman, en fazla ‘3. ülke’ öğrencisinin Nijerya, daha sonra ise sırasıyla İran, Zimbabwe, Suriye, Ürdün, Pakistan, Libya ve Irak uyrukluların geldiği gözlemlenmektedir” dedi.

Yücel, yaptığı çalışma kapsamında ‘3. ülkelerden’ gelen öğrencileri “yabancı öğrenciler” olarak anlattığını ifade etti.

Ülkemizde öğrenim gören yabancı öğrencilerin sayılarını da paylaşan Yücel, rakamları verdi:

“Nijerya’dan 7 bin 274; İran’dan bin 943; Zimbabwe’den bin 882; Suriye’den bin 857; Ürdün’den bin 793; Pakistan’dan bin 500; Libya’dan bin 126 ve Irak’tan bin 110”.

banner37
“Uyuşturucu ticaretini, öğrenci vizesiyle gelen ama öğrencilikle ilgisi olmayan kişiler yapıyor”

Mine Yücel, ülkemizde üniversite enflasyonuyla ilgili yaptığı değerlendirmede ilginç bir de tespitte bulundu. Yücel, “Bugün bu ülkede dönen uyuşturucu ticareti ve birçok gayri yasal aktivite öğrenci vizesiyle ülkeye giriş yapmış fakat öğrencilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan kişiler tarafından yürütülmektedir” iddiasını ortaya koydu. Yücel’in yorumu şöyle:

“Ülkemizde üniversite sektörü yeni bir sektör değildir.  Fakat yeni üniversitelerin açılması ve bu üniversitelerin özellikle 3. ülke dediğimiz yeni pazarlara açılması, yeni denebilecek bir gelişmedir.

Bunun altında yatan etkenlerin iyi anlaşılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Herhangi bir planlama olmaksızın son dönemlerde bazı oportünist (kendi çıkarına göre davranan) siyasilerin üniversitelerin akademik değeri yanında ciddi rant değeri olduğunu keşfetmesiyle, yeni bir üniversite dalgası oluşturulmuş durumdadır.

Yeni üniversitelerin bazıları ülkemizdeki bazı casino sahipleri için bir ‘ek uğraş’ durumuna gelmiştir. Buna ek olarak birçok suç unsuru teşkil eden çalışmanın ‘meşrulaştırılması’ için de öğrenci vizeleri araç olmaktadır.

Bugün bu ülkede dönen uyuşturucu ticareti ve birçok gayri yasal aktivite öğrenci vizesiyle ülkeye giriş yapmış fakat öğrencilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan kişiler tarafından yürütülmektedir.

Bu kişilerin ülkede harcayıp da aklamakta oldukları ciddi miktardaki paralar ise bugün ülkedeki ekonomik krizin kalbinde yatan enflasyonun temel sebebidir.  Herkes ekonomik kriz diye dövizdeki artışı gösteriyor olsa da, para aklama için ülkeye bu öğrenciler üzerinden giren kara paranın ülke ekonomisine enflasyon artışı olarak yansıdığını göremeyen bir ekonomik bakışımız da mevcuttur maalesef!”.

“KKTC’de ortada bırakılan çok geniş yabancı öğrenci grubu bulunmaktadır”

Mine Yücel, farklı ülkelerden aracılar tarafından büyük yalanlarla ülkemize getirilen ve beklediklerinden çok farklı bir ortam bulan yabancı öğrenciler olduğuna işaret ederek “KKTC’de, sömürülmeye, tecavüz ve şiddete, cinayetlere açık halde ortada bırakılan çok geniş yabancı öğrenci grubu bulunmaktadır” dedi.

Farklı ülkelerden gelen yabancı öğrencilerin farklı geliş sebepleri, kültürleri ve tecrübeleri olduğuna değinen Yücel, KKTC’ye geldikten sonra yaşamış oldukları sorunların birçoğunun ise ortak olduğunu belirtti.

Yücel, bu sorunların en önemlisinin kendilerine bolca anlatılan ‘uluslararası ortamı’ KKTC’de bulamamış olmaları olduğunu vurguladı.

Yabancı öğrenciler, kendilerinin para kaynağı olarak görüldüğünü düşünüyor

Mine Yücel, yabancı öğrencilerle konuştu ve sorunlarını dinledi.

Yabancı öğrencilerin, üniversitelerin kendilerini sadece para kaynağı olarak gördüklerini fakat KKTC’ye geldikten sonra sorunlarıyla kimsenin uğraşmadığını ifade ettiğine dikkat çeken Yücel, ‘yabancı öğrenci sorununun’ bu ülkenin henüz keşfedilmemiş ama en büyük sosyal sorunlarından biri olduğunu belirtti.

Yücel, şöyle dedi:

“Üniversitelerimizin bazıları (en kurumsal olanlar) farklı kültürlerden gelen insanların kendilerini rahat hissedebileceği yerler olarak tasarlanmış olabilir.  Fakat ülkemizin böyle bir planlama yapılmadan, muhtemelen bu sektörden gelebilecek rantın farkına varıldığı anda hızla bu sektöre yönelinmiş olmasından kaynaklanarak öğrencileri ve öğrenci vizesiyle, ülkeye gelen ama öğrencilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan kesimlerin sadece parasını alıp onları kendi haline bırakma mantığı bugün ‘yabancı öğrenci sorununun’ bu ülkenin henüz keşfedilmemiş ama en büyük sosyal sorunlarından biri olma potansiyeline sahip bir sorun haline gelmesine neden olmuştur”.

“‘Zenci’ kıza yaklaşıp, saçına dokunup, ‘gerçek mi bu saçlar’ diyen var”

Kültürel olarak farklı kültürlere hazır olmayan toplumun bir anda çok ciddi rakamlarda öğrenciyle karşı karşıya kaldığı zaman özellikle ırkçılık, taciz, yabancı öğrencilere karşı nasıl davranılması gerektiğini bilemeyecek kadar kapalı toplum olma gibi sorunlar yaşadığını belirten Mine Yücel, bunun yabancı öğrencilere karşı “ırkçılık” olarak yansıtıldığını vurguladı.

Yücel, en basit ve en masum şekliyle markette gördüğü ‘zenci’ kıza yaklaşıp, saçına dokunup, ‘gerçek mi bu saçlar’ gibi sorular sormanın hiçbir şekilde yanlış olmadığını düşünen bir toplumda yaşadığımızın altını çizdi.

Yücel, yabancı öğrencilerin sorunlarının maalesef bununla sınırlı kalmadığını belirtti.

“Lisan sorunu, en büyük sorunlardan biri”

Mine Yücel, lisan sorununun birçok ciddi sorunu da beraberinde getirdiğini etti. Yücel “Toplumumuzda İngilizce konuşanların azlığından şikâyet eden yabancı öğrenciler, bundan dolayı polis, hastane gibi devlet kurumlarında kendilerine hak ettikleri hizmet verilmediğinden şikâyet etmektedirler” dedi.

Yücel, yabancı öğrencilerin ulaşım ve toplu taşımacılık eksikliğinden de dert yandığını ifade etti.

“Okula veya aracılara borçlu kalan öğrenciler çalışmak zorunda kalıyor”

Birçok öğrencinin ülkemizde “kandırılarak ve ödemeleri gereken miktarlar hakkında yalan söylenerek” getirildiğini belirten Yücel, yabancı öğrencilerin bir anda kendilerini okula ve/veya aracılara borçlu halde bulduğunu söyledi.

Yücel, okula veya başkalarına olan borçlarını ödemek için yabancı öğrencilerin, öğrenci vizesiyle yasal olmamasına rağmen çalışmaya başladığını, günde 50-80 TL arası ücretler aldıklarını belirtti.

‘Hayatlarının en büyük şoku’

Yabancı öğrencilerin, ülkelerindeki aracılar tarafından her şeyin ucuz olduğu, ‘eğitim kalitesi yüksek Avrupa’da bir adaya gidiyor’ oldukları şeklinde ikna edildiğini anlatan Yücel, Ercan Havaalanı’na indikleri anı “hayatlarının en büyük şoku” olarak aktardıklarını söyledi.

Yücel, yabancı öğrencilerin, okulun ve aracıların şeffaf olmayan, her gün artabilen masraflarıyla baş başa bırakıldığına işaret ederek bu öğrencilerin ülkeye gelir gelmez, planladıkları bütçenin ülkemiz yaşam koşullarıyla örtüşmediğini öğrendiğini belirtti.

“Kendilerine okulda konaklama sözü verilmişken, birçoğu bu konaklamanın çeşitli sebeplerle var olmadığını görmekte ve ortada kalmaktadır. Daha sonra toplum içerisinde var olan aracılar, ev veya yurt sahiplerinin aşırı yüksek talepleriyle karşı karşıya kalmaktadırlar” diyen Yücel, yabancı öğrencilere; Türkçe ve tamamen kendilerini haksız bırakacak kontratlar imzalatılarak, fahiş fiyatlarla konaklama şansı verildiğini belirtti.

Mine Yücel, yabancı öğrencilerden dinlediği sorunları şöyle sıraladı:

“Kendilerine (yabancı öğrenci) sıkça söz verildiği gibi burs olanaklarının olmadığı veya burs denilen şeyin aslında üniversite içerisinde veya dışında gayri yasal olarak çalışmak olduğunu öğrenmektedirler.

Üniversite öğrencilerinin, öğrenci vizesiyle çalışması yasal olmamasına rağmen devlet buna göz yummakta ve öğrenciler bir anda kendilerini sömüren ve yerli elemanlara kıyasla daha uzun ve daha ucuza çalıştıran bir sistemin içerisinde buluvermektedirler.

Polise şikâyet şansının çok fazla bulunmadığı, bu ortamda polise şikâyette bulunduğunu belirten ender şahısların ise polis tarafından ciddiye alınmadığı ve en iyi ihtimalle ‘binadan nazikçe dışarıya çıkartıldığı’ rapor edilmiştir.

“Uyuşturucu kullanımı ve satışı yaygın”

Mine Yücel, özellikle Afrika kökenli öğrencilerin, kendilerine ödenen ücretlerde ayrımcılık yapıldığından şikâyet ettiğini belirtti.

Hem kullanıcı ve bağımlı olarak hem de küçük satıcı olarak birçok gencin uyuşturucu batağının içine düştüğünü belirten Yücel, “Bu öğrenciler için tek kurtulma noktası ise eve geri dönüştür. Böyle bir sistemden yararlanan bir toplumda yaşıyoruz bugün. Bu öğrencilere kiralık ev sağlamak için ‘aracılık yapan’ dolandırıcıların kol gezdiği bir ülkedeyiz” dedi.

“Seks hizmeti isteyen işveren var”

Ucuz iş gücünden faydalandığı öğrencilere ayrıca ödenmesi gereken parayı ödemek için bir de seks hizmeti talep eden işverenler olduğuna dikkat çeken Mine Yücel, “Mülâkatlarımızda özellikle Afrika kökenli kadın öğrencilerin bununla çok sık karşılaştığı ortaya çıkmıştır. Afrikalı kadın öğrenciler, sokakta taciz ve tecavüze uğramadan yürümenin mümkün olmadığından şikâyet ediyorlar” dedi.

CMIRS Direktörü Mine Yücel, devletin ve üniversitelerin bu konuda alması gereken çok ciddi önlemler ve atılması gereken ciddi adımlar olduğunu belirtti.

Bu adımların atılmamasının sebebinin bu sektör içerisinde dönen paranın büyüklüğünden kaynaklandığını düşünen Yücel, “Çok geniş kesimler bu pastadan pay almakta ve ülkemize gelip gerçekten eğitim almaya çalışan yabancı öğrenciler dışında birçok kişi bu durumdan memnun olmaktadır. Son dönemlerde ülkenin kendisini organize suçların ortasında bulmuş olması ve gayrı yasal şekillerde ekonomiye giren para sayesinde enflasyondaki ciddi artışın yarattığı ekonomik kriz, çözülmesi gereken en büyük sorunlarımızdan bir tanesidir” dedi.

KIBRIS

Güncelleme Tarihi: 11 Aralık 2017, 08:02
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1