banner2
banner34

Tek çaremiz daha fazla üretmek

Kıbrıs Türk Sanayi Odası, hükümetin tavuk ürünlerinde “rekabet ortamının” sağlanması adına ithalatı serbest bırakmasını değerlendirdi

Tek çaremiz daha fazla üretmek
banner45
banner46

Kıbrıs Türk Sanayi Odası, hükümetin tavuk ürünlerinde “rekabet ortamının” sağlanması adına ithalatı serbest bırakmasını değerlendirerek, Rekabet Kurulu’nun ve son çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin “işlevsellikten uzak” olduğu algısının yaratıldığını söyledi.

banner37
Oda, devletin kurumlarının, yasaları, kanun hükmünde kararnameleri rekabeti sağlayamaması durumunda bunu sağlama görevinin yürütmede olduğunu açıkladı.

Odanın açıklaması şöyle: İçerisinden geçmekte olduğumuz zor ekonomik şartlar altında devleti yönetenlerden talep ettiğimiz en önemli husus mal ve hizmet üretiminin artırılmasını sağlarken, kamu kaynaklarını en etkin şekilde kullanmak yönünde adımlar atmasıydı. Özellikle hükümetin tavuk ürünlerinde “rekabet ortamının” sağlanması adına ithalatı serbest bırakması, Rekabet Kurulunun ve son çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin “işlevsellikten uzak” olduğu algısı yaratmaktadır. Devletin kurumları, yasaları, kanun hükmünde kararnameleri rekabeti sağlayamıyorsa, bunu sağlamak yürütmenin görevidir. Rekabet ortamı dışardan ithallerle değil, içerden müdahalelerle sağlanmalıdır. Kriz ortamlarda ve en zor durumda emirnamelerle narh konarak rekabet koşullarının kontrol edilmesi sağlanabilir. Tavuk konusunda yapılması gereken, tavuğu bile ithal eden ülkeler sınıfına girmektense, rekabetçi endüstriyel tavuk besiciliğinin yanı sıra kırsalda kalkınma yaratacak organik, serbest dolaşan (free-range) ve köy tavukçuluğunu da teşvik edecek bir eko-sistemi kurmaktır. Kalkınma Bankası üzerinden verilmesi hedeflenen mikro-krediler, Tarım ve Ekonomi Bakanlıkları üzerinden verilen faizsiz-faiz destekli krediler, girişimcilik programları ve kısmı hibe programları vasıtasıyla ülkemizde tavuk ürünleri üretimi yapan işletmelerin sayısı artırılmalıdır. İthalatı serbest bırakmak yerine, girişimcilere, köylerde/kırsaldaki üreticilere ve gençlere fırsat sağlanmalı ve onları rekabetçi ortamda korumalıyız. Güney Kıbrıs’tan en az %50 daha ucuz olan, her hangi bir kaçakçılığa neden olmayan bir ürün üzerinde “halkın alım gücünü artırma” gerekçesiyle ithalat serbest bırakılması doğru bir yaklaşım değildir. Tavuk fiyatlarında maliyetlerin üzerinde bir artış yapıldığına inanılıyorsa Tüketicilerin Fahiş Fiyatlardan Korunmasına İlişkin Yasa Gücünde Kararname çerçevesinde incelemelerin yapılması gerekir ve tedbir alınırdı. Tavuk ithalatı konusunda Sanayi Odası’ndan hiçbir görüş istenmemesi, paydaşlarla konunun istişare edilmemesi çok yanlış bir yöntemdir. İthalatla ucuzluk geleceği yaklaşımı yanlıştır ve bu yaklaşımlar dışa bağımlılığı artırmakta ve Kıbrıs Türk ekonomisine büyük zarar verecektir. KKTC’deki hükümetlerin TL’deki değer kaybına yönelik kullanabileceği piyasa enstrümanları sınırlı olmakla birlikte, üretimin artırılmasını sağlayan politikalar hayata çok rahat geçirilebilir. Öncelikle üretim yerine ithalatı destekleyen politikalardan vazgeçilmeli, ithalatı açmak yerine mevcut üretim sektörlerinin gelişmesi, rekabet ortamının yerel kaynaklarca sağlanması ve ithal ikame yoluyla yeni sektörlerin yaratılması teşvik edilmelidir. Bu kapsamda kredi ve kısmı hibe programlarıyla kırsalda yaşayanların ve genç girişimcilerin tavukçuluk sektöründeki bireysel ve kümelenerek yapacakları yatırımların gelişmesine katkı sağlayacak bir yol haritası hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. Bu yol haritasıyla tavuk ithalatının yürürlükten kalkması, piyasaya yeni üreticilerin girmesi ve üretim çeşitliliği sağlanacaktır. Ülkemizin bu krizden en az hasarla çıkabilmesinin tek çaresi toplum olarak daha fazla üretmektir. Üretime dayalı ekonomik model oluşturan devletlerin, krizlere bağışıklığı olduğu veya minimal etkilendiği gerçeğiyle daha çok üretim ve ihracatla ayağa kalkabileceğimizi, bu kriz ortamları bize tekrar hatırlamaktadır.

Güncelleme Tarihi: 26 Eylül 2018, 09:09
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1