Haber ve fotoğraflar: Melihat HAKSIZ
Kuzey Kıbrıs'ta, devlet ve gece kulüpleri işbirliğiyle kadın ticareti ve seks köleliği sürdürülüyor. Seks işçisi olarak çalıştırılan kadınlar görmezden gelinirken, herkesin bildiği bu gerçeğe hükümet sessiz kalıyor.
Ülkeye çeşitli vaatlerle getirilen kadınlar, "konsomatris" statüsünde gösteriliyor. Denetimsiz bırakılan gece kulüplerinde, kadınların hangi şartlarda yaşadığı ya da hangi işlere zorlandığı tam anlamıyla bilinmiyor. İşte tam bu noktada devlet-gece kulübü işbirliği devreye giriyor.
Hükümet, vergisini toplarken birçok suistimali görmezden geliyor; gece kulüpleri ise bu himayeyle sistemlerini daha da derinleştiriyor.
İntiharlar ve intihar girişimleri, bu düzenin ne kadar korkunç olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Polis, ülkeye konsomatris olarak getirilen kadınların pasaportlarına kulüp sahipleri el koymasın diye bu görevi bizzat üstleniyor. Ancak her durumda kadınlar mahkum hayatı yaşıyor. Çünkü kulüp sahibinin izni olmadan tek bir adım dahi atamıyorlar.
Sadece market alışverişi veya hastane kontrolleri gibi sınırlı gerekçelerle dışarıya çıkmalarına izin verilen bu kadınlar, gece kulüplerinde tam anlamıyla esir hayatı yaşıyor.
Gece Kulüplerinde Çalışan Kadın Sayısı ve Koşullar
Bugün ülkemizde aktif olarak faaliyet gösteren 27 gece kulübü bulunuyor. Bu kulüplerde çalıştırılan kadın sayısının net olmamakla birlikte, 250 ila 350 arasında değiştiği tahmin ediliyor. Resmi olarak konsomatris olarak çalıştırıldıkları belirtilen bu kadınların, iddialara göre, gerçekte para karşılığı cinsel ilişkiye zorlandıkları öne sürülüyor.
Saatlik cinsel ilişki bedeli: 6.000 – 7.000 TL
Gecelik “program” ücreti: 12.000 TL’den başlayıp 14.000 TL’ye kadar çıkabiliyor.
Gece kulüplerinde müşteriler için hazırlanan albümler, kataloglar ve bire bir tanıtımlarla kadınlar seçiliyor. “Hangi hizmetleri verebilecekleri” anlatılıyor ve buna göre fiyatlar belirleniyor.
Saatlik birliktelikler kulüp içindeki duşlu, yataklı özel odalarda gerçekleşiyor. Aynı kadın, aynı gece içerisinde birden fazla erkekle saatlik ilişkiye zorlanabiliyor. "Program" adı verilen gecelik kiralamalarda ise kadın, gece saat 01.00’dan sabah 08.00'e kadar müşterinin yanında kalmak zorunda bırakılıyor. Bu süre içinde nerede kaldığı, ne yaşadığı ise kontrol edilmiyor.
Gece Kulüplerindeki Trajik Olaylar
Gece kulüplerinde yaşanan trajedilerin en ağır örneklerinden biri 2025 yılında kayıtlara geçti. Prenses Gece Kulübü’nde meydana gelen olayda, bir kadının (konsomatris) ani ve şüpheli ölümü "intihar" olarak kayıtlara geçirildi.
Benzer bir trajedi, Hanedan Gece Kulübü’nde yaşandı. Burada da bir başka kadının bileklerini keserek kendine zarar verdiği bildirildi. Ancak olayın detaylarına ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı.
Dikkat çekilmesi gereken kritik nokta ise, her iki gece kulübünün de aynı kişiye ait olması.
Bu durum, iki ayrı mekanda da benzer koşulların ve sistematik sorunların varlığına işaret ediyor.
İnsan Hakları Vakfı'nın Raporu: Fiziksel Şiddet Vakaları Raporlandı
Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı’nın 2020-2025 yıllarını kapsayan raporları, bu sistemin çürümüş olduğunu gözler önüne serdi. Darp, zorla çalıştırma, sahte sosyal medya hesapları üzerinden istismar, fiziksel şiddet, psikolojik baskı ve cinsel sömürü vakaları raporlandı. Ancak yaşanan ağır ihlallere rağmen yalnızca bir dosya savcılığa intikal etti; çoğu olay üzeri örtülerek kapatıldı.
Avukat Aslı Murat: Sistem Kadınları Koruyamıyor, Suçluları da Cezalandırmıyor
Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Avukat Aslı Murat, gece kulüplerinde yaşananları yakından takip eden isimlerden biri. Murat, sisteme ilişkin şu önemli bilgileri paylaştı:
“Kadınların konsomatris izni altında fuhşa zorlandıkları sistematik bir gerçek. Pasaportlarına el konulması onları modern köle haline getiriyor. Ne yazık ki bu düzen, polis ve muhaceret yetkilileri ile işletmeciler arasındaki işbirliği sayesinde sürdürülüyor.”
Aslı Murat’ın bire bir müdahale ettiği bir olay da sistemin korkunçluğunu gözler önüne serdi. İranlı bir kadın, çalıştığı gece kulübünde şiddet gördüğünü, zorla çalıştırıldığını ve fuhşa zorlandığını ifade etti. Haftalık polis görüşmesinde aracılar vasıtasıyla Aslı Murat’a ulaşan kadın, destek istedi. Kadınla birlikte polis karakoluna gidilerek şikayetçi olundu. Ancak süreç tam bir hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Kadın, çalıştığı süre boyunca hak ettiği ücretin çok altında bir ödeme alarak ülkeden sınır dışı edildi. Şikayeti üzerine herhangi bir dava açılmadı, yasal bir soruşturma yürütülmedi. Dahası, kadın daha sonra adaya dönmek istediğinde "stop list" bahanesiyle ülkeye sokulmadı.
Aslı Murat, yaşananları şöyle özetliyor:
“Kadınlar şikayet ettiklerinde hemen sınır dışı edilerek susturuluyorlar. Sistem tacirleri değil, mağdurları cezalandırıyor.
Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası" (7/2000), kulüplerin açılış ve denetim esaslarını belirliyor, ancak çalışan kadınların haklarına ve korunmasına dair açık ve güçlü bir düzenleme içermiyor. Bu yasal boşluk, kadınların istismarını kolaylaştırıyor.
2020 yılında Ceza Yasası'na eklenen 254B maddesi ile insan ticareti suç kapsamına alındı. Ancak uygulamada etkili bir mekanizma kurulmadı. Uluslararası Palermo Protokolü’ne taraf olunmasına rağmen, önleme, koruma ve cezalandırma görevleri yerine getirilmiyor.”