banner2

Küçük mutluluklar can damarımız oldu

Ülkemizdeki gelişmeleri gözlemlediğimizde, küçük mutluluklara ne kadar ihtiyacımız olduğunu gösteren birçok örneğe rastlayabiliriz.

Dışa açılmamış, kendini baskı altında hisseden, ezilmişlik duygusunun hakim olduğu ülkemizde, beklenti de taban yapınca, küçük mutluluklar daha da değerli görülüyor.

Hafta sonu izlediğim bir filmin bu yöndeki görüşlerimi anlatmama yardımcı olacağını düşünüyorum.

Filistin halkının 2014 yılında bir şarkı yarışmasında içine girdiği duygusal ortamın benzerini 2018 yılında da bizler yaşamıştık.

Yarışmaya katılanın, “sesi çıkamayanın” sesinin dışa meydan okuması olarak görünen bu yarışmalara her iki toplum da fazlasıyla odaklanmış ve milli duygular ezilmişlik üzerinden inşa edilmişti.

Filistin örneğinden başlayalım…

Böbrek yetmezliğinden dolayı çocukken ölen kız kardeşinin iteklemesiyle müzik uğruna her türlü fedakarlığı yapan 4 çocuktan en yeteneklisi Muhammed Assaf, Gazze’nin işgal altında olmasından dolayı Filistin’deki şarkı yarışmasına bile katılamamışlığın ezikliği ve bunun yarattığı azimle mülteci kampından kaçıp Mısır’a kaçak olarak girerek Arap İdol’ü şarkı yarışmasının elemelerine katılır.

Elemelerde başarılı olan Filistinli genç şarkıcı Muhammed Assaf, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta düzenlenen Arap İdolü yarışmasının her turunu geçtiğinde Filistin’de bayram havası oluşmuştu.

Sokaklara kurulan televizyon ekranlarında binlerce kişi yarışmayı izledikçe işgal altındaki Filistin halkının mutluluğu katlanıyordu. Çünkü, Muhammed onların sesini duyuruyordu.

Yarışmayı kazanarak, Filistin’in sesini dünyaya duyuran Muhammed, Filistin dışında da gönüllere taht kurarken, halen doğup büyüdüğü topraklara özel izinle giriyor.

Filistin’in sesi duyuldu da ne oldu, oradaki insanlık dışı ortama müdahale edilip oradakilerin yaşam koşulları iyileştirildi mi? sorusunun yanıtı maalesef hayır. Ama en azından o toplumun kısa süreli de olsa bu küçük mutlulukla acıları hafiflemişti.

Aynı ölçüde olmasa bile benzerini geçtiğimiz yıl biz de yaşamıştık. Lütfiye Özipek, O Ses Türkiye yarışmasında adım adım finale doğru ilerlerken, her geçen turda daha çok kişi ekrana kilitlenmiş, sosyal medya üzerinden destek tavan yapmıştı.

Toplum olarak içine girdiğimiz duygusal patlamanın farkında olmayanlar, neden bu kadar abartıldığını alt tarafı Acun’un para kazandığı bir yarışma diye yaklaştıkları söylemlerinde bir şey göz ardı edilmişti.

“Bunlardan bir şey olmaz” şeklinde yıllardır baskılanan ve Kıbrıslı Türkleri değersizleştirme iradesine karşı bir duruştu toplumun gösterdiği.

Kısa süreli yaşadığımız bu mutluluk, Lütfiye’nin yarışmayı kazanmasıyla taban yapmış ve “fırsat verilirse Kıbrıslı Türkler de başarır” algımızı güçlendirecek argüman yakalamıştık.

Küçük mutlulukların bir örneği de açıklanan son güven artırıcı önlemler gösterilebilir.

Kıbrıs sorununun çözümü yolunda somut adım atılamaması karşısında, toplumlarda sönen ilgiyi yeniden uyandırmaya katkı sağlayacak bazı açıklanan önlemler de birer küçük mutluluk kaynağıydı.

Ana mutluluğun yanından bile geçmeyen, esas mutluluğu yaşamıyorsak bunlarla günü geçirelim misali toplumun genelinde tatmin olmamakla birlikte bir tebessüm oluştu.

Kıbrıs sorununun çözümüyle yaşanacak mutluluğa katlanamayacak olanlar, yine sahneye çıkarak toplumun somut bir şey getirmeyecek ama yüzünü gülümseten bu küçücük gelişmeyi bile değersizleştirme gayretindeler.

Aslında siz küçücük de olsa hiç mutluluğu hak etmiyorsunuzu belleklere yerleştirme çabaları olarak görünebilir bu çırpınış.

Eklemeden geçemeyeceğim. Şimdilerdeki algımız, yolsuzluk dosyalarından bir tanesi bile tamamlansın razıyız.

Düşünün, tüm yolsuzluk dosyalarının sonuçlandırılmasını bıraktık, bir tanesine bile razı olacak şekilde beklenti tabana indi. Hatta o tabana indirilen beklentimiz gerçekleştiğinde de mutlu olacağız. Ama bu bile çok görülüyor mu topluma?

Bunları çok gören bazı kesimler, bu küçük mutlulukları bile sürekli değersizleştirme çabalarında hız kesmiyor.

Keşke bizler de hayatımızdaki küçük mutlulukları çoğaltabilsek ki, inançlar ve değerlerimizin uğradığı erozyona dur diyebilsek…

YORUM EKLE

banner12

banner1