Menelau bugün Haravgi gazetesinde yer alan demecinde, Kıbrıs sorununda hareketlilik olduğunu ve BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in de kamuoyundaki açıklamalarında buna işaret ettiğini kaydetti.
Kıbrıs Türk tarafında "iki devletten federasyona kayma" olduğunu da öne süren Menelau, Ankara’nın niyetinin netleşmesi için kat edilmesi gereken uzun bir yol olduğunu ileri sürdü.
11 Aralık’ta gerçekleşen görüşmenin ardından yayımlanan ortak açıklamanın, BM kararlarında tanımlandığı üzere siyasi eşitliğe atıfta bulunduğunu da ifade eden Menelau, siyasi eşitlik tanımının açık olduğunu ve bunun iki toplumun federal devletin kurumlarına ve organlarına etkin bir şekilde katılmalarıyla alakalı olduğunu savundu.
Dolayısıyla çerçevenin federal çerçeve, tek devlet olduğunu savunan Menelau, yanlış yorumlamalara veya yanlış anlamalara yer olmadığını kaydetti.
Menelau bunun da ötesinde konunun 2017 yılında gerçekleşen Crans Montana konferansına kadar sağlanan görüş birlikleri aracılığıyla daha da somutlaştığını öne sürdü.
En kritik olan şeyin Crans Montana’ya kadar elde edilen şeylerin korunması olduğunu dile getiren Menelau, buna örnek olarak federal çözüm temeli, varılan görüş birlikleri ve Guterres çerçevesinin altı noktasını gösterdi. Menelau, Crans Montana kazanımının yalnızca yönetim başlığıyla alakalı olmadığına işaret etti.
Görüş birliklerinin tüm başlıklarda yeniden teyit edilmesi gerektiğini ifade eden Menelau, Kıbrıs Türk tarafının anlaşılabilir nedenlerden ötürü siyasi eşitlik konularını ortaya koyduğunu öne sürdü.
Siyasi eşitliğe Rum kesiminin hiçbir zaman karşı çıkmadığını belirten Menelau, siyasi eşitliğe, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlikle ilgili önceki tezi tarafından karşı çıkıldığını iddia etti. Menelau, zaman takvimi konusunun gündeme getirilmesinin de geçmişte verimli çalışılmadığının objektif bir göstergesi olduğunu söyledi.
BM Genel Sekreteri Guterres’in Crans Montana’da kapsamlı bir stratejik anlaşmaya varılması için ortaya koyduğu altı noktaya işaret eden Menelau, bu altı noktanın Crans Montana’nın kazanımının bir parçası olduğunu ifade etti. Menelau, hedeflenen şeyin görüş birliklerinin yeniden teyit edilmesi ve geriye kalanlara odaklanılması olduğunu da belirtti.
Kıbrıs sorununda hareketlilik olduğunu ve işlerin doğru yolda ilerlediğini savunan Menelau, Ankara’nın niyetleriyle ilgili olarak hâla ele alınması gereken konular olduğunu öne sürdü.
Menelau demecinde sonunda AB’nin rolüne de atıfta bulunarak, AB’nin gerek ilgili tüm paydaşlar için karşılıklı faydalı parametreler bulma, gerek de çözümün Avrupa müktesebatına uygunluğunu sağlamada ayrılmaz bir rol oynadığını sözlerine ekledi.