banner2

Şovun hızını alamayınca 'ispiyonculuk' istedi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler göreve başladıktan sonra bazı noktalarda yaptığı dokunuşlarla iyi bir iş yapacağı izlenimi vermişti. Kendi ölçütlerine göre çabaları da devam ediyor.

Bu sütundan da desteklenmiş ve hangi koşullarda bu desteğin devam edeceğini aktarmıştım.

Maalesef, Çeler’in iyi niyetli de olsa 1 Mayıs çıkışlarını sadece şov olarak değerlendirmeyeceğim.

Bu toplumu bir bakanın jurnalciliğe teşvik etmesi benim asla kabul edemeyeceğim bir durumdur. Hem de yıllarca solcuların jurnalciliğin acılarını çektiği bir ülkede sol bir partinin bakanının bu yönteme başvurması acıyı katmerlendiriyor.

Bakan, süpermarketlerle antlaştı ve her iki taraf şovunu yaparak dün saat 11.00’den sonra marketlerin kapalı olacağını duyurdular.

İşçinin en fazla ezildiği sektör olarak gözlemlediğim süpermarketlerin en acımasızlığı yerinde dururken, halka SMS mesajları atarak işçinin yanında olduğu şovunu yaptığını görmekten daha ne acı olabilir ki çalışma yaşamında.

Günde 15 saate varan süre çalışan işçilerine eski asgari ücreti vermeye devam ettiğini bildiğimiz marketlerin bakanlıkla el ele şov yapmasını izleme talihsizliğini de yaşadık.

Çeler, düzenlediği basın toplantısında, saat 11.00’den sonra çalışan, açık işletmelerin bakanlığın internet ve sosyal medya sayfalarına fotoğrafı ve saatiyle bildirmesi çağrısında bulundu. Bu ayıptır, toplumu muhbir olmaya iten, jurnalciliği teşvik eden bir yaklaşımdır.

Şiddetle kınanan bu yaklaşımı sergileyeceğine, keşke denetçilerine yasanın gereğine göre ödeme yapıp, bakanlık olarak kendi görevini ifa etmeyi deneseydi. Mevcut yasalar çerçevesinde ne yapabilecekse.

Bakan 1 Mayıs günü çalışanlara işverenleri tarafından o gün için bire iki ödeme yapılıp yapılmadığını ay sonu maaşlarından veya sosyal yatırımlardan kontrol edip buna göre ceza yazmayı düşünüyor. Güzel de, nasıl olacak?. Asgari ücreti bile almayıp sosyal yatırımları asgari ücrete göre yatırılan bir işçinin dünkü durumunu o işçinin o gün işyerine gidip gitmediğini, yarım gün mü çalıştığını, yoksa 8 saat değil de 12 ya da 15 saat çalıştığını tespit mi edebilecek. Etse ne olacak?

Ne kadarını tespit eder ve ne kadarına ceza yazarsa “kârdır” anlayışıyla bakılacak bir pozisyon değildir bu beklenen.

Bakanın işletmelere 1 Mayıs’ta çalışmamaları çağrısında bulunması, bazılarının da buna uyması güzel bir adımdır.

Hatta çalışanlarıyla 1 Mayıs pikniği düzenleyenlerin sayısında görünen artışta bunun rolü olduğu kanısındayım.

Bir bakanın işletmelere 1 Mayıs’ta işçilerinize izin veriniz der, diğer bir bakan da aynı gün işletmesini açık tutuyorsa, buyurun buradan başlayın demezler mi?

Çağrılar bir yere kadar sonuç verir. Eğer 1 Mayıs’ta özel sektörün de çalışmamasını isterken samimiyseniz, en kısa zamanda yasa önergesini sunmanızı bekleriz. Bu tartışmaların gelmesi gereken nokta budur.

Bakan Zeki Çeler’e önerim, yaptığı iyi işleri, görünmez kılacak kötü adımlar atma yolundan vazgeçsin, ilk attığı adımların devamını getirsin ve elinden geldiğince ve hükümetinden destek aldığı sürece çalışma düzenini disipline etme yolunda adımlar atsın ki, başta kendini en fazla destekleyenlerin, eleştirilerine maruz kalmasın.

Herkesin emekçi dostu olduğunu görünme ihtiyacı duyduğu bir günü geride bırakarak, emekçilerin sömürülmesine kalındığı yerden devam edilen bir güne uyandık.

Sayın bakan ihbar istiyor ya, bu yazıyı kaleme aldığıma göre dün ben de çalışıyordum. Ne yapacağız?

YORUM EKLE

banner12

banner1