Hadi Etiler’de sahne aldığınız mekânın kapısından içeriye girelim... 2000’lerin başı...
- Giremezsin hayatım; kapıda kuyruk, kuyruk... Kolay değil...
İki dakika ciddi olarak başlasak... Nasıldı sizin için o yıllar?
- Kendimi Michael Jackson gibi hissediyordum. Tarkan, Sezen Aksu, Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses gibi birçok isme şarkı söylediğim yıllardı.
Sizi dinlemeye gelen gençlerin profili neydi, ne oldu?
- O yıllarda gece dışarıya çıkan gençler daha bakirdi. Eskiden birine çıkma teklifi etmek için günlerce düşünülürdü. Artık öyle mi? Şimdikiler maşallah!
Ne değişti?
- E artık çocuk yaşta bilgisayarla tanışıyorlar. Biriyle birlikte olmak isteyen anında bir mecradan yazıp götürüyor.
İlişkilerin rengi değişti mi?
- Değişmez mi? Artık kadınlar patron, erkekler köle! Şimdi seks işçisi olan erkekler. Kadın bir erkeği isterse “Gel buraya” diyor ve birlikte oluyorlar.
SEKSLE BİTEN PARTİLERE DAVET EDİLİRDİM
Cinsellik şimdi daha mı rahat yaşanıyor yoksa tam tersi daha kapalı bir toplum haline mi geldik?
- Kapalı veya açık toplum fark etmiyor. Cinsellik hep önemli. Biz de bu konuda hep aç bir toplum olduk.
Bu tespiti yapacak nelere şahit oldunuz?
- Valla karısını başka bir kadınla aldatan erkekleri de gördüm. Karısını başka bir erkekle aldatan erkekleri de... Swinger (eş değiştirme) partilerine şahit oldum. Yoksa eskiler daha mı marjinalmiş?
Şimdi yaşanmıyor mu bu dedikleriniz?
- Sanırım o yıllarda gece kulüplerinde azılıyordu. Artık sosyal medya var. Herkes rahat.
Patlayan şampanyalara, atılan peçetelere ne oldu?
- Valla aşkım, eğer Guinness rekorlarına başvursaydım herhalde dünyanın uğruna en çok şampanya açılan ismi olurdum. Şampanya hâlâ özel bir şey ve patlatılıyor. Havaya atılan peçeteler eğlence hayatının en sevmediğim bölümüydü. Birinin kız arkadaşının üstüne gelince kavgalar çıkardı. Olaylar sahnede sanatçı için ceket yakmaya kadar gitmişti. Tabii bir de Televole kültürü vardı. Birçok starı o kültür yarattı. Ama ben öyle bir p.çim ki her dönemin adamı oldum.
Gece hayatı denince akla bir de işin karanlık tarafı geliyor...
- O dönem daha çok kara para vardı. Ama o zamanın mafyaları bugün gördüğümüz zırzoplardan bin kat daha kaliteliydi. Asla şarkıcıyla, garsonla işleri olmazdı.
20 yıllık sahne hayatınızda şahit olduğunuz en uç hikaye ne?
- Seksle ya da değişik şeylerle biten partilere davet edildim. Bu partileri oyuncular, işadamları, futbolcular, dönemin politik kimliklerinin oğulları verirdi. Ama benim uyuşturucu, alkol gibi kötü alışkanlıklarım yok. Tek kötü alışkanlığım seks. Bir tek onu çok seviyorum.
SİBEL CAN GİBİ HER ŞEYE ‘AY ÇOK GÜZEL’ DİYEMEM
Saldırgan bir adam olarak tanınıyorsunuz. Kötü ruhlu biri misiniz?
- Yeri geldiğinde çok zehirli ve inanılmaz kötü olabilirim ama mümkün olduğu kadar belaltı vurmamaya çalışırım. Gönlümden geçen ağzımda... Yoksa özel hayatımda Türk filminde bile ağlarım.
O halde sizin ne kadarınız gerçek, ne kadarınız kurgu?
- Tamamen gerçeğim. Sahneye çıkınca içime şeytan kaçıyor. 20 yıl bir insan taklit yapamaz ki. Ben Gülben Ergen miyim (gülüyor).
Normal bir sesiniz var. Fizik desek, bir jön değilsiniz... İnsanlar sizi neden sevdi?
- Rahatsız etmeyen bir sesim var. Çok oktavlı değil. Aynı Demet Akalın gibi! Ona gıpta ediyorum, bak bunu yaz. Valla manyak bunlar, neden beni sevdiler anlamıyorum! Olduğum gibiyim, belki sebep bu. Geçenlerde Yalın’la Los Angeles uçağında karşılaştık. Yine herkese sataşıyorum, insanlar gülüp eğleniyor. Yalın dayanamadı: “Ben de senin gibi her şeyin doğrusunu söylemek isterdim. Ama beni iyi aile çocuğu olarak kabul ettiler, senin söylediklerini söylesem bir ton dayak yerim” dedi. Belki haklı. Bu yaptıklarım benim doğamda var. Hiçbir zaman Sibel Can gibi her şeye; “Ay çok güzel, bayılırım, ölürüm” diyemem.
En büyük keşke’niz ne?
- 2000’lerin başında dönemin ünlü birkaç oyuncusuyla bir süre birlikte oldum. Duysanız, şok olacağınız isimler. Bir de çok ünlü bir kadın şarkıcı bana âşık oldu. Gece yarısı saat üçte kapıları indirirdi. Ama ben hiç âşık olmadım. Bir de “Çocuğum olabilirdi” diyorum.
İki sene önce Bilgi Üniversitesi’nde Radyo, Sinema, Televizyon’u bitirdiniz. Bol bol üniversite fotoğraflarınızı paylaştınız. Bu, entel bir adam portresi çizme çabası mıydı?
- Gerçek Arto o zaten. Fakat sahnede tam bir telekız oluyorum!
Yeni şarkınız ‘Hayırlı Olsun’... Piyasada birçok anlı şanlı şarkıcının yeni işi var... Neden sizi dinleyelim?
- Çok iddialıyım. Giderli, tam Demet Akalın’ın erkek versiyonu bir şarkı. Bir-iki ay sonra da bir Serdar Ortaç şarkısıyla geliyorum.
HER ZAMAN GENÇLİĞİN YANINDAYIM
Sivri diliniz konu siyasete gelince de aynı cesareti gösterebiliyor mu?
- Zaman zaman. Mesela Recep Tayyip Erdoğan’ı beğeniyorum. Müthiş bir hatip ve lider. Belki Gezi Parkı olaylarında gençlerin yanına inmiş olsaydı, şu an oyu yüzde 90’larda olacaktı. İkinci Atatürk olmayı o sırada kaçırdı. “AK Partili misin” diye sorarsan da cevabım “Hayır” olur. Benim bir partim yok.
Siz Gezi’ye gittiniz mi?
- Evet ama turistik amaçlı. Allah beni kahretmesin ama söyleyeceğim, yalandan, fotoğraf çektirmeye gittim valla.
Gezi’de gençliğin tarafında mıydınız?
- Her zaman gençliğin yanındayım. Yakıp yıkmayı ve şiddeti asla kabul etmem.
Sahneye yeni çıkan biri olsaydınız, günümüz Türkiye’sinde eskiden olduğunuz kadar rahat olabilir miydiniz?
- Demokrasi diyerek geldiler. Kendi demokrasilerini alıp bizim demokrasimizi kısmış oldular. Türban, başörtüsü... Evet bunlar olmalı. Ama eşit hak da olmalı. “Onun başörtüsüne karışma” diyorsan, sen de diğerinin bir duble içkisine karışma. Ben içki içmem ama bırak adam rakı içecekse içsin. Kimse kimsenin özgürlüğünü kısıtlamamalı. Bak şimdi demokrasi, özgürlük ve yargıya ihtiyacımız olmadı mı? Yoksa bu saçma darbe kalkışması yüzünden onlarca yıl geri gidecektik. Allah’tan ülkesini seven o kadar çok vatansever varmış ki -o ‘Gezici’ dedikleriniz de dahil- herkes dışarıdaydı. Dolayısıyla herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli.
Bu hafta neredeyse herkes Sıla’yla ilgili fikir beyan etti. Siz ne düşünüyorsunuz?
- Halkın yaptığına ‘şov’ diyemezsin. O da eminim bunu sanatçılar için söyledi ama sanki halka söylemiş gibi oldu. Pardon ama oraya giden bazı arkadaşlarımız da “Bu sene bir sürü konsere gideceğim” dedi yani... Demokrasi diye yırtınırken bu linç ne?
Muhabir: TE Bilisim





