banner2
banner34

Çavuşoğlu: Türkiye Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmaya devam edecek

Çavuşoğlu: Türkiye Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmaya devam edecek
banner45

TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Katar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Bin Abdurrahman Al Sani ile Türkiye-Rusya-Katar Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısına katıldı. Çavuşoğlu, Rus ve Katarlı mevkidaşlarıyla ardından ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Bakan Çavuşoğlu, Suriye konusunda üçlü istişare süreci başlatıldığını dile getirerek, “Suriye’de kalıcı bir siyasi çözüm çabalarına nasıl katkıda bulunabileceğimizi ele almak. Bu anlayışla son derece verimli toplantılar geçirdiğimizi söylemek isterim. Suriye’de maalesef ihtilaf on yıldır devam ediyor. Olumsuz yansımalarını hep beraber yaşadık, birlikte gördük. İhtilafın temel nedeni meşru isteklerinin göz ardı edilmesidir Tek yolun BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı temelinde siyasi süreç olduğunun farklındayız, bugün bir kere daha anladık. BM parametreleri temelinde siyasi çözümü hedefleyen tüm uluslararası girişimleri destekliyoruz. Türkiye ve Rusya Federasyonu, İki Astana garantörü olarak uzun zamandır İran’la da birlikte çalışıyoruz. Katar’la da Suriye ihtilafının siyasi çözümü ve insani krizin hafifletilmesi konusunda işbirliğimiz devam editör. Anayasa komisyonunun çalışmalarını değerlne4diridk. Maalesef son toplantılar yapıcı olmadı. Önümüzdeki süreçte toplantıların verimli geçmesi için rejimin tutulu tavırlar sergilemesi lazım. Rejim üzerinde telkinlerde bulunan Rusya federasyonuna da teşekkür ediyorum" diye konuştu.

“6.5 milyondan fazla insan Suriye dışında yaşıyor”
Görüşmelerde insani durumun da ele alındığını dile getiren Çavuşoğlu, “Pandemi karşısında Suriye’deki insani durum daha da kötüleşti, çabaların önünde ilave engeller ortaya çıktı. Biraz önce dostlarımla da paylaştığım gibi 6.5 milyondan fazla insan Suriye dışında yaşıyor, 3.6 milyonu bizim ülkemizde yaşıyor. BM verilerine göre, 13,4 milyon Suriyeli yardıma muhtaç, 5.9 milyon yaklaşık 6 milyon Suriyelinin barınak ihtiyacı var. Bugün 2.4 milyon çocuk hala okula gidemiyor. Bu tablo karşısında özellikle insani yardımlar konusunda daha esnek olmamız lazım” ifadelerini kullandı.

“Bir sonraki toplantıyı Türkiye’de gerçekleştirme noktasına mutabık kaldık”
Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“On yıldır Suriye’deki durumu suiistimal eden terör örgütleri var ve bu terör örgütleri Suriye’yi bölmek istiyorlar. DEAŞ ve PKK-YPG gibi terör örgütleriyle mücadeleyi bugün ele aldık. PKK-YPG, Suriye’nin kuzeyindeki sivilleri hedef almaya, savaş suçları işlemeye devam ediyor. Son 2 ayda 25 masum Suriyeli sivil terör saldırılarında hayatını kaybetti. Biz bugün Suriye’nin sınır, toprak bütünlüğünü desteklediğimizi güçlü bir şekilde Katar-Türkiye ve Rusya olarak vurguladık. Suriye’nin birliğine olan desteğimiz devam edecek. Toplantıların sonunda üçlü formatta toplantıları devam ettirme kararı aldık. Dışişleri Bakanlarının bir sonraki toplantıyı Türkiye’de gerçekleştirme noktasına mutabık kaldık. Sonraki toplantı Rusya ev sahipliği yapacak. Arkadaşlarımız düzenli bir şekilde bu formatta devam edecek. Amacımız Suriye’de kalıcı bir barışın, huzurun ve istikrarın tesis edilmesidir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye önümüzdeki süreçte daha fazla savunma sistemine ihtiyaç duyuyor ve duyacak”
Çavuşoğlu daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çavuşoğlu, S400 alımına ilişkin “Türkiye Hava Savunma Sistemine ihtiyaç duyduğu zaman öncelikle NATO müttefiklerinden bu sistemi almak için çaba sarf etti. Bu sır değil. Maalesef, NATO müttefiklerimiz değişiklik bahanelerle Türkiye’ye bir hava savunma sistemini vermediler. Tabii bedava değil, parasıyla. Ayrıca Suriye sınırında daha önce konuşlandırdıkları Patriot bataryalarını farklı NATO üyeleri geri çektiler, en çok ihtiyaç durduğumuz bir zamanda. Böyle bir zamanda Rusya S400 konusunda en iyi teklifi verdiği için Rusya ile bir mutabakat sağladık. S400 Savunma Sistemini aldık. Şimdi Türkiye önümüzdeki süreçte daha fazla savunma sistemine ihtiyaç duyuyor ve duyacak. Dolayısıyla biz bu durumda mutlaka farklı kaynaklardan savunma sistemi alacağız ve almak durumundayız. Bunu çok açık bir biçimde NATO müttefiklerimize de söyledik. NATO müttefikleri Türkiye’ye geçmişte sadece hava savunma sistemi değil, bugün savunma sanayimizde ihtiyaç durduğumuz çok basit savunma sanayi ile ilgili unsurların Türkiye’ye satılmasına bile engel çıkartıyorlar. Geçmişte basit silahların bile alınmasında ciddi engeller çıkartıldı, bu engellerin çoğu bugün bizim önümüzde duruyor. Böyle durumda Türkiye ihtiyacını farklı kaynaktan alabilir, alma hakkı vardır. Hal böyleyken de Türkiye’yi kimsenin eleştirmemesi gerekiyor. Biz bugün savunma sanayi ihtiyacımızın yüzde 70’ini ülkemizde üretiyoruz hem de kaliteli bir şekilde üretiyoruz ve ihraç da ediyoruz. Ama halen ülkemizde üretmediğimiz, ihtiyaç duyduğumuz ürünleri de öyle veya böyle bir yerden temin etmemiz gerekiyor. Türkiye bağımsız bir ülke olarak bu hakkını önümüzdeki süreçte de kullanacaktır” yanıtını verdi.

Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde tamamladı:
“Gerek Arap ülkeleri gerek uluslararası toplum şu anda rejimle angajman yerine doğrudan Suriye halkına yönelik politikalar izlerse biraz önce konuştuğumuz sahadaki insani durumun iyileşmesi konusunda bir şeyler yapabiliriz. Ayrıca siyasi çözüme odaklanırsak o zaman kalıcı bir huzur ve istikrar ve çözüm getirebiliriz. Şu anda rejimle yapılan angajman maalesef, maalesef diyorum rejimin olumsuz politikaları ve saldırganlığı konusunda teşvik ediyor ve Anayasa Komisyonunda rejimin yapıcı olmamasının sebebi de budur. Hala bana göre askeri çözüme inanıyor. Burada biraz önce söylediğim gibi Rusya’nın ve bazı ülkelerin çabalarını takdir ediyoruz ve tüm bu çabalara rağmen rejim siyasi sürece yanaşmıyor. Uluslararası meşruiyet kazandıkça da bundan daha da uzaklaşacak ama bu Suriye’ye huzur, barış ve siyasi çözüm getirmeyecek. Bizim derdimiz kalıcı bir siyasi çözümdür."

Lavrov: Ayrılıkçılığa karşı mücadelede anlaştık
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Suriye meselesine ilişkin, Rusya, Türkiye ve Katar Dışişleri Bakanlar düzeyinde ilk kez bir araya geldiklerine dikkati çekerek, toplantıda bu meselenin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararı çerçevesinde siyasi yollarla çözülmesini vurguladıklarını söyledi.

Lavrov, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı duyulması konusunda ortak bakış açısına sahip olduklarını belirterek, Suriyelilere insani yardım sağlanmasının önemine işaret etti.

Toplantıda ortak bildiri imzaladıklarını belirten Lavrov, Rusya, Türkiye ve Katar’ın Suriye ile ilgili hedeflerinin bu bildiride yer aldığını söyledi.

Lavrov, "Rusya, Türkiye ve Katar, terörizmle ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve komşu ülkelerin güvenliğini tehdit eden ayrılıkçılık girişimlerine karşı mücadele konusunda anlaştı." dedi.

Bildiride Suriye Anaysa Komitesinin önemini vurguladıklarını dile getiren Lavrov, komiteye destek veremeye hazır olduklarını kaydetti.

Lavrov, Rusya, Türkiye ve Katar’ın, Suriyeli sığınmacıların ülkesine güvenli dönüşlerinin sağlanması için girişimde bulunacaklarını belirterek, "Suriye’de taraflar arasında güvenin güçlendirilmesine ilişkin inisiyatiflerin desteklenmesiyle ilgili olduğumuzu vurguladık." şeklinde konuştu.

İleride de görüşmeler yapacaklarını dile getiren Lavrov, "Ortak üçlü kontaklarımız, Astana Formatına yararlı bir ek olacak." ifadesini kullandı.

Lavrov, Katar'ın Suriye meselesinin çözümü konusunda katkıda bulunma isteğini, memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.

Al Sani: Suriye'de askeri varlığımızın olmasına gerek yok
Katar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Bin Abdurrahman Al Sani de "Suriye dosyası ve oradaki insani durumu" ele aldıklarını ifade etti.

Çavuşoğlu ve Lavrov ile düzenledikleri üçlü toplantıda Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yapıldığını belirten Al Sani, krizin askeri yöntemlere başvurulmadan çözülmesinden yana olduklarını dile getirdi.

banner37
Gazetecilerin "Katar'ın neden Suriye'de bir askeri üssü olmadığı" yönündeki sorusuna Al Sani, "Suriye'de askeri varlığımızın olmasına gerek yok. Arap topraklarının birliğini destekliyoruz. Suriye bir Arap ülkesidir." yanıtını verdi.

Katarlı Bakan, Suriyeli mültecilerin evlerine güvenli ve gönüllü olarak dönmesi ve Suriye Anayasa Çalışma Komitesi tarafından yapılan müzakereleri desteklediklerini yineledi.

Suriye'de yıllardır devam eden savaş nedeniyle insani durumun kötü bir halde olduğuna ve bunun yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte daha da kötüleştiğine dikkati çeken Al Sani, "Tüm Suriye topraklarına insani yardımların ulaştırılması girişimini de (toplantıda) görüştük." dedi.

Al Sani bu kapsamda Suriye halkının kriz nedeniyle içinde bulunduğu zor sürecin ivedi bir şekilde hafifletilmesi gerektiğini vurguladı.

Suriye’nin Arap Birliği üyeliği konusuna da değinen Katarlı Bakan, "Suriye’nin Arap birliği üyeliğinin askıya alınma sebepleri hala geçerliliğini koruyor." diye konuştu.

Suriye meselesinin yanı sıra bölgesel konuları da ele aldıklarını belirten Al Sani, Suudi Arabistan'daki Ula Zirvesi sonrası Körfez'de oluşan son durum, Libya ve Afganistan müzakerelerini de masaya yatırdıklarını kaydetti.

Ortak açıklamada ayrılıkçı gündeme karşı mücadele vurgusu
Türkiye-Rusya-Katar Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından yapılan ortak yazılı açıklama ise  Katar Devleti, Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu dışişleri bakanlarının Suriye ihtilafı ile ihtilafa kalıcı bir siyasi çözüm bulunmasına katkı sağlayacak iş birliği yollarını ele almak amacıyla Doha’da bir araya geldiği bildirildi.

Birleşmiş Milletler (BM) Şartı uyarınca, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına olan bağlılığın vurgulandığı açıklamada, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine dair kanaatler belirtildi.

"Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme yönünde kararlılık vurgulandı"
Açıklamada, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı ile 2012 Cenevre Bildirisi uyarınca Suriyeli tarafların siyasi çözüme ulaşmasını desteklemek için BM'nin kolaylaştırıcılığındaki siyasi süreci ilerletme taahhüdü yinelenerek, "(Bakanlar) Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün yanı sıra komşu ülkelerin milli güvenliğine de halel getirecek ayrılıkçı gündemlere karşı durma yönündeki kararlılıklarını vurgulamışlardır." ifadesine yer verildi.

Anayasa Komitesi'nin önemli rolün ve Suriyeli taraflarca Komite’nin usul kuralları ve temel çalışma ilkelerine riayet edilmesi gerekliliğinin altı çizilen açıklamada, Anayasa Komitesi’nin çalışmalarında dış müdahale olmadan yapıcı angajmana verilen destek teyit edildi.

Suriye'de anayasa reformu için Anayasa Komitesi'nin sürdürülebilir ve etkili çalışmasını sağlamak için BM Genel Sekreteri Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen'in çabaları ile Suriyeli taraflar ve Komite üyeleriyle sürekli iletişim yoluyla Komite’nin çalışmalarına katkı sağlamaya yönelik tutumlar teyit edildi.

Suriye’deki insani durum ile yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkisinden duyulan endişeye dikkat çekilen açıklamada, salgının Suriye’deki sağlık sisteminin yanı sıra sosyal, ekonomik ve insani koşullar bakımından oluşturduğu derin sınamanın altı çizilerek, "Bu hususta, (bakanlar) Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere, BM ve BM kuruluşlarına, COVAX girişimi dahil olmak üzere, Suriye içinde aşılamaya öncelik verilmesi çağrısında bulunmuşlardır." ifadesi kullanıldı.

Suriye'deki insani durumun iyileştirilmesi ve siyasi uzlaşı sürecindeki ilerlemenin desteklenmesini teminen, ayrımcılık, siyasileştirme ve ön koşullar olmaksızın ülke genelinde tüm Suriyelilere insani yardımı arttırmanın gerekliliği vurgulanarak, uluslararası topluma, BM ve BM’nin insani kuruluşlarına bu husustaki çabalarını artırmaları yönünde çağrıda bulunuldu.

"Sığınmacıların güvenli ve gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırılmalı"
"(Bakanlar) Sığınmacıların ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşlerini kolaylaştırma ihtiyacını vurgulamışlardır." ifadesine yer verilen açıklamada, bu bağlamda, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve diğer uzman uluslararası kuruluşlar da dahil olmak üzere tüm ilgili taraflarla ortak çabalara devam etmeye hazır olunduğu belirtildi.

Suriyeli taraflar arasında karşılıklı güvene dayalı olumlu bir atmosfer oluşturararak siyasi sürecin ilerlemesine katkı sağlanmasını teminen, tutukluların, özellikle de kadın, çocuk ve yaşlıların salıverilmesine dair güven artırıcı girişimlere yönelik işbirliği ve desteğin önemine işaret edildi.

Katar'a ev sahipliğinden ötürü teşekkür edilen açıklamada, "Bakanlar, bu açıklamada belirtilen ortak hedeflere ulaşmak için çabalarını sürdürme hususunda temsilcilerini görevlendirmeye karar vermişlerdir." bilgisi paylaşıldı.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1