banner2

Üstel ya lider olacak, ya da gidecek

Seçim sonuçları birçok açıdan okuma ve tartışmalara açık veriler sunmaktadır.

Bugünkü makalede UBP’yi tartışmak isterim.

Neden UBP sorusuna da bir cümleyle yanıt vermek gerekirse, seçim sonuçlarının UBP’de yeni gelişmeleri fitilleyeceğini düşündüğümdendir.

UBP adayı olan Ali Başman’ın kendini üyelere anlatma yerine yapmak zorunda kaldığı ilk girişimler, parti yönetimine küs olanları ikna etme çabası olması ona hem enerji kaybettirmiştir hem de zaman kaybı olmuştu. Gittiği her yerde parti başkanı karşıtlarını buldu. Çoğunluğu istediğini alamayanların oluşturduğu bu küskünleri ikna edecek argümanı da bulamazdı. Elinden gelenin ötesini yaptı, ama irade önceden belirlenmişti. Başkana ceza…

Oy verilerini, sadece UBP’den DP’ye kayan oylar açısından değerlendirecek olursak, Lefke, Güzelyurt ve İskele gibi bölgelerde, DP normalin üzerinde oy almıştır. Bu oyların UBP’den giden oylar olduğunu düşünüyorum. DP’nin Lefkoşa’da normalin çok altında oy almasının sebebi de, Ali Başman’ın kazanmasını istemeyen UBP’li güçlerin oyları DP yerine CTP adayı Sami Özuslu’ya yönlendirdikleri görüntüsü bulunuyor. Serhan Aktunç’un Lefkoşalı olması ve bölgede sevilen biri olmasına rağmen diğer bölgelerin çok altında oy almasını farklı okunamayacağı kanaatindeyim. Tabii, UBP kazanmasın diye oyunu rakibine veren DP’lilerin de bulunduğunu dikkatten kaçırmamak gerek.

UBP’de birden çok gücün parti başkanını başarısız göstermek için, “parti adayına çalışmama”, “rakiplere oy kaydırma”, “sandığa gidişi engelleme” gibi rollere büründüğü genel kabul gören bir tespittir.

Seçim sonrası UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel’in kamuoyuna yaptığı değerlendirme, partililerin verdiği mesajı anlamadığını gösteriyor. UBP’li seçmenin parti yönetim şeklinden memnun olmamasının ana nedeninin parti başkanı seçme ve başbakan belirleme yollarıdır. Kendi iradesinin yok sayılmasından rahatsızlık duyan UBP’lilerin sayısı artmaktadır ve tepkilerini sessiz ifade etmektedirler. Lefkoşa, Mağusa ve Girne’de hem yerel seçim hem de ara seçimde görülmektedir. Burada yukarıda sorguladığım organize kampanyanın dışında kendi iradesiyle hesap sormayı seçen kitleden bahsetmekteyim.

Bu rahatsızlığın son halkası olan Ünal Üstel ise ülkeyi daha iyi yönetebilmek için istediği parti başkanlığını da almasına rağmen parti içindeki sıkıntıları halının altına süpürmekten vazgeçmedi.

Şimdi de aynı yolu izleyecekse bu yazın sonunda yeni bir başbakan ve UBP parti başkanı göreceğiz diye düşünüyorum.

Yerel seçimlerde bazı örgütler parti adaylarını desteklemediklerini ve başka adaylar için çalıştıklarını açıkça beyan etmelerine, disipline verilmelerine rağmen herhangi bir sonuç olmaması, parti yönetiminin otorite kurma ve disiplin zafiyeti ara seçimde de kendini göstermiştir.

Ben ilk defa etrafımda bu kadar çok UBP’li tanıdığımın, parti yönetimine inat sandığa gitmeyeceği ya da rakibe oy vereceğini açıktan seslendirdiğini duydum.

Gelinen noktada Ünal Üstel, seçim sonuçlarını parti açısından değerlendirip, suçlayacağı, partiye ihanet ettiğini ispatlayacağı birilerini bulup yenilginin sorumluluğunu üzerinden atmayı başarıp, partiyi toparlama ve daha demokratik yönetim açısından üyelerini ikna etmelidir.

Bunu başaramaması durumunda, parti içindeki rahatsızlığı kullanarak üyeleri tetikleyip öne çıkacak ve olağanüstü genel kurulun yolunu zorlayacak bir lider yaratılması için zemin mevcuttur.

YORUM EKLE

banner12

banner1