Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İnönü şehitlerini andı.

Cumhurbaşkanı Tatar, 12 Temmuz 1958 tarihinde Rumlar tarafından şehit edilen İnönü köyünden 11 soydaşı anmak amacıyla mesaj yayımlandı.

“Şehitlerin unutulmadığını ve unutulmayacağını" belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Rum-Yunan liderliğinin Kıbrıs Türk halkı ve Anavatan Türkiye'nin karşı çıkması sonucunda BM Güvenlik Konseyi'nde 1954 yılında "Kıbrıs halkına self determinasyon hakkı" adı altında enosis kararını elde edemediğini kaydetti.

Bunun hemen sonrasında, Rum-Yunan liderliğinin Enosis’i silah zoruyla  gerçekleştirebilmek için EOKA terör örgütünü kurduğunu belirten Tatar, şöyle devam etti:

“EOKA terör örgütünün kuruluşuyla birlikte Kıbrıs Türk halkına yönelik silahlı saldırılar yoğunluk kazanırken, Kıbrıs kan gölüne çevrildi. Bu saldırıların ana hedefi enosise karşı çıkan Kıbrıs Türk halkını sindirmek ve yok etmekti. Bu doğrultuda Kıbrıs Türklerine yönelik saldırılar devam ederken, 12 Temmuz 1958 tarihinde köylerinden Gazimağusa'ya çalışmaya gitmekte olan İnönü'lü  soydaşlarımızı taşıyan otobüs pusuya düşürüldü. Bu saldırıda savunmasız 11 soydaşımız şehit düşerken, pek çoğu da yaralandı.     

Bu kanlı saldırının üzerinden 63 yıl geçerken, Rum zihniyetinin hala daha değişmediğini görüyoruz. Bu zihniyete göre Rumlar Kıbrıs'ın tek sahibi, Kıbrıs Türkleri ise azınlıktır. Yine bu zihniyete göre Kıbrıs Türkleri Rumlarla eşit değildir ve  sadece azınlık haklarına razı olmalıdır.

Bunları da kabul etmek mümkün değildir ve asla kabul etmeyeceğiz. Devletimizden, egemenliğimizden ve özgürlüğümüzden vazgeçmeyeceğiz.  Bu şehitlerimize  ve halkımız ile yeni yetişen nesillere  olan borcumuzdur.

İnönü köyünden 11 savunmasız soydaşımızın şehit edilmeleri de 1974 öncesine dönülemeyeceğinin, Anavatan Türkiye'nin garantisinden vazgeçmeyeceğimizin en açık bir diğer göstergesidir.

Anavatanımız Türkiye'ye daha sıkı sarılarak belirlediğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz. İnönü şehitleri ile tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anarken, emanetlerini her ne pahasına olursa olsun koruyacağımızı da  belirtmek isterim. Ruhları şad olsun.”