banner2
banner34

Kırıkkaleli: Küresel ısınmadaki tehlikeye dikkat çekti

Kırıkkaleli: Küresel ısınmadaki tehlikeye dikkat çekti
banner45

Lefke Avrupa Üniversitesi, Bankacılık ve Finans Bölüm Başkanı Doç. Dr. Derviş Kırıkkaleli ile Zeeshan Khan (Tsinghua Üniversitesi, Çin, Times Higher Education), Shahid Ali (Swat Üniversitesi, Pakistan), Muhammad Umar (Qingdao Üniversitesi Çin), Zhilun Jiao (Nankai Üniversitesi Çin) birlikte hazırladıkları tüketim bazlı karbon emisyonunu belirleyen faktörlerin belirlenmesini amaçlayan çalışma, alanın en iyi dergilerinden olan Elsevier yayın evinin Science of the Total Environment dergisinde yayınlandı.

Kırıkkaleli: Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesiile karbondioksit ve sera gazı emisyonları azaltılarak küresel ısınma ile mücadele edilmesi amaçlandı

“Bilindiği gibi çevresel bozulma günümüzde çağdaş dünyanın karşılaştığı en önemli sorunlarından biridir ve birçok bilim insanını bu alanda araştırma yapmaya teşvik etmiştir. NASA’nın yaptığı araştırmalar göstermiştir ki, Atmosferdeki karbondioksit oranı 1880 yılından bugüne yüzde 42 artarak en yüksek seviyeye ulaştı. Bunun yanında,sera gazı emisyonlarının artmasında dolayı 1880 ile bugün arasında 1.4 derece dünya yüzeyinin daha fazla ısındığı görülmektedir” diyenKırıkkaleli, bu çalışmaların ısınmanın insanlığı ciddi şekilde etkilediğini ve daha fazla etkileyeceğini belirtti.

banner37
Kırıkkaleli, NASA’nın belirttiği gibi, dünyada karbon emisyonunun %75 sera gazı emisyonlarından oluştuğunu ve bunun küresel ısınma ile birlikte sellere, kuraklıklara, sıcak hava dalgalarının artması ve zamansız çok ağıryağışlara neden olduğunu belirterek, dünyada hergeçen gün artan karbon emisyonu seviyesini engellemek için birçok protokol veya anlaşma imzalandığına dikkat çekti. Kırıkkaleli, “Bunların en öne çıkanları arasında Kyoto Protokolü ve Paris Anlaşması bulunmaktadır. 1997 Aralık ayında Kyoto’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (Kyoto Protokolü) imzalanarakkarbondioksit ve sera gazı emisyonlarının azaltılarak küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadeleedilmesi amaçlanmıştır.Kyoto Protokolü'nün 2020 yılında sonlanacak olmasından dolayı, COP21 olarak da bilinen 2015 yılında Fransa’nın Paris kentinde gerçekleştirilenKonferansı’nda, 2020’den sonra geçerli olacak Paris Anlaşması kabul edilmiştir. Bu anlaşmada ise küresel sıcaklıklardaki artışı 1,5 °C'nin altında tutmanın önemi üzerinde anlaşılmıştır. Bundan dolayı birçok tedbir alınması gerektiğinin altı çizilmiştir. Dünyada gerek Paris antlaşması olsun gerek Kyoto protokolu olsun karbon emisyonunun artmasını ve böylelikle küresel sıcaklıkların artmasını engelleyememiştir. Bu sebepten dolayı, çevreciler, araştırmacılar vepolitika yapıcıların karbon emisyonlarını etkileyen ana faktörleri belirlemeyönünde teşvik etmiş ve bu alanda son yıllarda birçok çalışma yapılmasına sebep olmuştur”dedi.

Kırıkkaleli: Uzun vadede gerek ithalat gerek ise kişi başı gelirlerin artması tüketim bazlı karbon emisyonunun artmasına sebep oluyor

Kırıkkaleli ve araştırmacı meslektaşları ile yaptığı çalışmalarında “G7 ülkeler dediğimiz, Amerika Birleşmiş Devletleri, Japonya, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve Kanada’yı kapsayan ülkelere odaklanarak, ticaretin, yenilenebilir enerji tüketiminin ve çevresel innovasyonun tüketim bazlı karbon emisyonuna etkisini ölçmüşlerdir” diyerek, yapılan çalışmada, birçok yeni nesil bilimsel teknik kullanıldığını ve tüketim bazlı karbon emisyonun ana belirleyicilerinin belirlenmiş olduğunu belirtti.

Kırıkkaleli çalışmanın sonucu göstermiştir ki, “Uzun vadede gerek ithalat gerek ise kişi başı gelirlerin artması tüketim bazlı karbon emisyonunun artmasına sebep olmaktadır. Aksine, ihracat, çevresel innovasyon ve yenilenebilir enerji tüketimin artması G7 ülkelerinde tüketim bazlı karbon emisyonun azalmasına neden olmuştur. Bu çalışma sonucunda öneriler arasında karbon emisyonunu artırıcı ithal ürünlere ayrıca vergiler uygulanması ve bu vergilerden gelen gelirlerin çevresel bozulmayı azaltıcı yönlü alınan kararlar için kullanılması, bunun yanında gerek yenilenenilir enerji üretiminin artırılmasına yönelik teşviklerin artırılması ve böylelikle yenilenebilir enerji tüketiminin artırılması, çevresel innovasyonun artırılmasınının altı çizilmiştir”dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1