Çevre Mühendisleri Odası Başkanı, Çevre Mühendisi, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Yasemin Çobanoğlu, Gazimağusa Limanı’nda yaptığı araştırmaların neticesini KIBRIS’la paylaştı.
Limanla ilgili çok ciddi bulgular saptayan Çobanoğlu, kirlilik ile olumsuzlukların liman ve çevresinde yaşayanlar için ciddi tehdit oluşturduğuna vurgu yaptı.
Çobanoğlu, mevcut durumda planlama ve denetim olmadığından, bazı alanlarda serbest bölge kurallarının da geçerli olmasından dolayı limanda; trafik, katı atık, hava kirliliği, ses-gürültü sorunu olduğunu ve güvenliksiz çalışma ortamı oluştuğunu vurguladı.
Yasemin Çobanoğlu, mevcut hükümet yetkililerinin hiç zaman kaybetmeden ilgili tüm kurumlarla ve sivil toplum örgütleriyle Gazimağusa Limanı’ndaki olumsuzlukların iyileştirilmesi yönünde radikal kararlar üretmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Çevre felaketi, kent sakinlerini olumsuz etkiliyor”
Yasemin Çobanoğlu, yerinde yaptığı incelemeler ve limanda çalışanlarla kurduğu diyaloglar neticesinde mevcut durumda planlama ve denetim olmadığından, bazı alanlarda serbest bölge kurallarının da geçerli olmasından dolayı trafik, katı atık, hava kirliliği, ses-gürültü sorununa ve güvenliksiz çalışma ortamı oluştuğuna dikkat çekti.
Çobanoğlu, Gazimağusa Limanı çevresinde üç adet ilkokul ve daha çok apartmanlardan oluşan yerleşim yerlerinin mevcut olduğuna değinerek, limanda yaşanan çevre felaketlerinden limanın yakınlarında hayatını sürdüren kent sakinlerinin de olumsuz yönde etkilendiğini belirtti.
Yüklerin boşaltılması ve taşınması esnasında çalışanların güvensiz şekilde havada asılı ağır yükler altında, iş
kıyafetleri ve gerekli kişisel koruyucu donanımları olmadan veya kullanmadan çalıştıklarını gözlemlediğini vurgulayan Çobanoğlu, mevcut hükümet yetkililerinin hiç zaman kaybetmeden ilgili tüm kurumlarla ve sivil toplum örgütleriyle Gazimağusa Limanı’ndaki olumsuzlukların iyileştirilmesi yönünde radikal kararlar üretmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Rafinerilerin çevresel analizleri yapılmalı”
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Çevre Mühendisi ve İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Yasemin Çobanoğlu, Mağusa Limanı’nda yerinde yaptığı gözlemler ve liman çalışanlarıyla diyalog kurarak çevre, iş sağlığı güvenliğiyle ilgili incelemeler yaptığını söyledi.
Alanın Gazimağusa Limanı, Serbest Liman Bölgesi ve Port İsbi’nin kontrolünde 3 bölgeden oluştuğunu belirten Çobanoğlu, Port İsbi’ye ait alan içerisinde 2010 yılında adaya getirilen rafineri parçalar bulunduğunu kaydetti.
Çobanoğlu, söz konusu rafineri parçalarının Port İsbi’ye ait serbest bölgede olması nedeniyle çevresel açıdan kontrolden geçmeden depolandıklarını ifade ederek, söz konusu alan içerisinde ne olduğu şeffaf olarak açıklanmayan konteynerlerin depolandığını dile getirdi.
Yasemin Çobanoğlu, söz konusu rafineri parçaları ve konteynerlerle ilgili gerekli çevresel analizlerin (radyoaktivite v.s) yapılarak halka bilgi verilmesi gerektiğini açıkladı.
Çobanoğlu, devlet olarak ülkeye tüm giriş kapılarında ve limanlarda ülkeye girecek malzemeler içerisinde radyoaktivite olup olmadığını ölçebilecek portatif aletlerin olması gerektiğinin altını çizdi.
İş güvenliği tehlikesi
Devlete ait serbest bölgede ise kirli sanayi, dökme yükler, alkol fabrikası, devlete ait depolar, Karayolları
Dairesi’ne ait katran tanklarının depolandığı alan, dökme buğday ve yem depolanan alanların yanında açıkta
Yasemin Çobanoğlu, liman içerisinde dökme çimento depolama alanlarının ve daha önce bahsettiği tüm olumsuzlukların ortasında ise Gümrük Dairesi’nin hizmet verdiğini söyledi.
Çobanoğlu, Gazimağusa Limanı çevresinde üç adet ilkokul ve daha çok apartmanlardan oluşan yerleşim yerlerinin de mevcut olduğuna işaret ederek, limanda yaşanan çevre felaketlerinden limanın yakınlarında hayatını sürdüren kent sakinlerinin de olumsuz yönde etkilendiklerini açıkladı.
Yasemin Çobanoğlu, Gazimağusa Limanı’nda yaptığı incelemelerde limana gelen ve dökme yük olarak tabir ettiğimiz hayvan yemlerinin ve kapalı sistemle boşaltımı yapılmayan çimentoların tüm limanda hem çevresel hem de iş sağlığı güvenliği açısından tehlikeli ve riskli çalışma ortamı yarattığını gözlemlediğini kaydetti.
Toz, ciddi risk
Dökme yemlerin ve çimentonun boşaltımları sırasında etrafa yayılan kirli tozun liman çalışanlarına ve çevrede
bulunan diğer insanların sağlıklarını olumsuz etkilediğine dikkat çeken Çobanoğlu, bu yüklerin boşaltılması ve taşınması esnasında çalışanların güvensiz şekilde havada asılı ağır yükler altında, iş kıyafetleri ve gerekli kişisel koruyucu donanımları olmadan veya kullanmadan çalıştıklarını gözlemlediğini bildirdi.
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Çevre Mühendisi ve İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Yasemin Çobanoğlu, Gazimağusa Limanı’nda gerekli planlama olmadığından trafikte de tam bir keşmekeş yaşanmakta olduğuna işaret etti. Çobanoğlu, Gümrük Dairesi yakınlarında olan kantarın yol ortasında kaldığını ve tüm kamyonlar tehlikeli ve yolları tıkayacak şekilde sıra beklemekte olduğunu tespit ettiğini belirtti.
Liman egzoz dumanından geçilmiyor
İş araçlarına egzoz emisyon testleri yapılmamış olmasından dolayı liman içerisinde egzoz dumanları nedeniyle kirli hava solunmasına yol açtığını ifade eden Çobanoğlu, tüm bu kirlilik ve olumsuzlukların limanda ve çevresinde yaşayanların ciddi bir tehdit oluşturduğuna vurgu yaptı.
Yasemin Çobanoğlu, şöyle dedi:
“Gazimağusa Limanı’nın tümünde insan sağlığını gözeterek acil önlemler alınmalıdır. Bu bölgede Çevre Koruma Dairesi tarafından genel hava kalitesi ölçümleri yapılarak 18/12 sayılı Çevre Yasası ve Tüzükleri kapsamında gerekli önlem alınmalıdır. 1960’lı yıllarda dökme yüklerin taşınması için yapılan bir sistem mevcuttur. Bu yapı kapalı sistem içeren raylar üzerinden geçerek siloya ulaşacaktı. Böylece dökme yükler taşınırken liman içerisinde kimyasallar ve tozlar havaya karışmayacak kirlilik yaratmayacaktı. Bu yapının hiç kullanılmadığını ancak ortada atıl vaziyette durduğunu gözlemledim.”
“Acil çözüm üretilmeli”
Serbest Liman içerisinde alkol fabrikasında çelik tanklar içerisinde yazın güneş altında, kışın kötü hava koşullarında yıldırım düşmesine karşı yeterli önlem alınmadan depolama yapıldığını öne süren Çobanoğlu, kimyasalların depolanmasının, ilgili yasalara ve 35/2008 sayılı İş sağlığı Güvenliği yasası ve tüzüklerine uygun yapılması gerekmekte olduğunun altını çizdi.
Çobanoğlu; “Patlayıcı maddeler ani şok, basınç ve yüksek sıcaklık etkisinde ani ve derhal büyük ve küçük miktarda basınç, gaz ve ısıyı serbest bırakan kimyasal maddeler olduğundan arazi sınırlarından içeride ve korunaklı depolanmalıdır” dedi.
Yasemin Çobanoğlu, Gazimağusa Limanı’ndaki yüzer tersanenin boya ve kimyasal maddeler kullandığını düşündüğümüz takdirde çok iyi ve sürekli denetlenmesi gerektiğini işaret ederek aksi takdirde denize karışacak atıkların denizdeki biyolojik yaşamı tehdit ederek ekolojiyi bozacağını dile getirdi. Çobanoğlu, tersane yakınlarında balık avlandığı için ağır metallerin insan vücuduna geçme riski bulunduğunu ifade etti.
“Kentin ve limanın imar planı yapılmalı”
Tüm bunlara bütünlüklü bir çözüm bulmak adına, geçtiğimiz yıllarda yayınlanan ülkesel fiziki plan çerçevesinde, kentin ve limanın imar planı yapılması, kültürel mirasın ve surların limandaki faaliyetlerden korunarak ayrıştırılması gerektiğine dikkat çeken Yasemin Çobanoğlu, limandaki ekolojik dengelerin de korunarak, Gazimağusa Limanı için kentsel planlama adına acil çözümler üretilmesi gerektiğini söyledi.
Çobanoğlu, mevcut durumda planlama ve denetim olmadığından ve bazı alanlarda serbest bölge kurallarının da geçerli olmasından dolayı trafik, katı atık, hava kirliliği, ses-gürültü, güvenliksiz çalışma ortamı oluştuğunu kaydetti. Çobanoğlu, mevcut hükümet yetkililerinin hiç zaman kaybetmeden ilgili tüm kurumlarla ve sivil toplum örgütleriyle birlikte Gazimağusa Limanı’ndaki olumsuzlukların iyileştirilmesi yönünde radikal kararlar üretmesi gerektiğinin altını çizdi.
KIBRIS
Güncelleme Tarihi: 29 Kasım 2016, 02:28
