banner2
banner34

Mavroyannis açıklamalarda bulundu

Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis, Kıbrıs sorununun şu an içerisinde bulunduğu aşamayı “sınır noktası” diye tabir etti, Rum tarafının gelişmeleri okuma şekline yalnız Rum tarafından itiraz edildiğini belirtti.

Mavroyannis açıklamalarda bulundu
banner45

Fileleftheros’a göre Mavroyannis, dün bir etkinlikte yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununun şu anda sınır noktasında bulunduğunu ve Rum tarafı olarak müzakerelerin sürmesini  arzuladıklarını söyledi.

Mavroyannis, Crans Montana başarısızlığı ile birlikte artık BM çerçevesi dışında olunduğu ve yolun sonuna gelindiği görüşünü paylaşmadıklarını belirterek “bizim için yolun sonu Kıbrıs sorununun çözümüdür” ifadesini kullandı.

Diyaloğun yeniden başlaması konusunda “yeniden başlamasını istiyoruz ancak elimde sihirli reçete yok” diyen Mavroyannis, Rum tarafında (Şubat 2018’de) yapılacak başkanlık seçimlerinin durumu daha da karmaşıklaştırdığını ancak müzakerelerin süratle devam etmesi için gerekli ön şartları yaratmaları gerektiğini söyledi.

“Gelişmeleri okuma şekline yalnız Rum tarafında itiraz ediliyor”

Mavroyannis Rum tarafında, Kıbrıs sorunundaki gelişmelerin Rum Yönetimi tarafından okunma şekline itiraz edildiğine de dikkat çekti. Bunun bir “paradoks” olduğuna da işaret eden Mavroyannis “Asgari güven sadece Kıbrıs’ta yoktur. Ziyaret ettiğim Washington, New York, Brüksel ve diğer yerlerde Kıbrıs Rum tarafının yorumlarına ve izahlarına kimse itiraz etmedi” dedi.

banner37
Bir soruya karşılık Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, gerek olduğunda cevap vermek zorunda olduğunu söyleyen Mavroyannis “Ancak tutanakları basına vermedi. Gizli bilgi elde edip bunu sızdıran, yanlış yapar” ifadesini kullandı.

Andreas Mavroyannis, Türk tarafının Crans Montana sonrasında Maronit köyleri ve Maraş konularını gündeme getirme tarzının Toprak ve Mülkiyet’te toprağa dair yeni emrivakiler yaratma maksadı taşıdığını iddia etti.

“AİHM içtihadına da girer”

Rum Müzakereci, Türk tarafının bu yöndeki hareketlerinin bazı ilkelerden yola çıktığı görüşünü de dile getirerek, özetle şu izahta bulundu:

“Toprak’ta; iadenin mümkün  olduğu yerlerde, iade için yasal sahibinin yapması gereken şeylerle ilgili bir temel ilke var. Maronitler örneğinde;  bir yıl geçer de geri dönmezlerse Türk tarafı gelip; geri dönmeyenler mülkiyet haklarını kaybetmez ancak geri dönüş haklarını kaybeder diyecek deniliyor.

Bu, göçmenlerin mülklerini geri alma hakkını kaybedeceği ve kendilerine sadece tazminat yolu kalacağı anlamına gelir. Daha da kötüsü, böyle bir şey Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadına da girer.  İçtihatta  taşınmaz mal ile konut arasında ayrım bulunuyor.  Türk tarafının hareketleri büyük bir tuzaktır,  bu nedenle  dikkatli olmak gerekir.”

Mavroyannis “Gerek Güzelyurt’ta gerek Maronit köylerinde ve Maraş bölgesinde bahis, Erdoğan’a bağlı Türkiye Türkü  işadamlarının büyük ekonomik çıkarlarıdır” iddiasını da ortaya attı ve KKTC’de “oynandığını” öne sürdüğü “oyunun”, “yerleşikler  veya dini yöneliş meselesi değil Erdoğan’ın etrafındaki bazı çevrelerin ekonomik çıkarı konusu olduğunu” savundu.

Güncelleme Tarihi: 29 Ağustos 2017, 07:53
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner12

banner1